YOK! OLSA DÜKKÂN SENİN…

ABONE OL
11:43 - 23/10/2020 11:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Hani; bir tanıdığınızdan ya da bir yakınınızdan bir isteğiniz olur da derler ya “Yok vallahi! Olsa dükkân senin.”

Yok gerçekten.

İş yok Türkiye’de.

Bu yokluk en çok da gençlerin canını yakıyor.

Nereye başvursalar elleri boş dönüyorlar.

İşi olan ücretlerden yakınıyor. Asgarî ücret karın doyurmaya bile yetmiyor. Dilimizdeki karın tokluğuna çalışmak” deyimi bile anlatmaya yetmez asgarî ücretlinin hâl-i pür melâlini.

Emeklilerin durumu içler acısı.

Gençlerin umuduysa emekliler ya da emeklilik başvurusu.

Emekli olsalar da bize iş açılsa düşüncesindeler.

Durum bu denli içler acısı.

Her dört gençten biri işsiz. Yüzde hesabıyla %25 anlayacağınız genç işsizlik oranı.

Yeryüzünde bir benzerimiz yok.

Bu durum kendilerine sorulduğunda gençlerin verdikleri yanıt şu: “Hislerimizi kelimelere dökemiyoruz.”

Türkçesi; “Duygularımız anlatacak sözcükleri bulamıyoruz.”

Kendilerini hiçbir işe yaramaz olarak değerlendiriyorlar.

Emeklerinin boşa gittiğini, yıllarını boş yere harcadıklarını söyleyen gençler bu durumun psikolojilerini de bozduğu inancındalar.

İki yıldır iş arayan bir genç aranan satış danışmanlığına baş vuruyor, “Sen dört yıllık mezunusun, iş bulunca bizden ayrılırsın.” gerekçesiyle alınmıyor bu işe.

Bu gençler, hasbelkader bir iş bulduklarınaysa kendilerinden beş yıllık iş deneyimi isteniyor.

Yeni adıyla İŞKUR, eski adıyla İş ve İşçi Bulma Kurumu bu gençlere kasiyerlik öneriyormuş.

Trajikomik durum tam da bu olsa gerek.

Tek umutları emeklilik.

Biri emekli olsa da onun kadrosunu biz alsak beklentisi içindeler.

Nasıl bir umutsa. Fakire ekmek bile olamayacak bir umut işte…

En can alıcı sorunu bu işsizlik ülkenin.

Ufukta tek umut ışığı da yok.

Daha da kötüsü bu işi bilenler, en az 250 000 kişinin daha işsiz kalacağını, ekonominin bu yıl %2,5 oranında küçüleceğini söylüyorlar.

Her dört aileden birinde bir işsiz var.

İşi olanların en büyük korkusu işlerini kaybetmek.

Çözümün “karma ekonomi”de olduğunu da ekliyorlar ekonomistler.

Bu durum, işin gerçeği, yatırımcıların güveninin sarsılmasını da birlikte getiriyor.

Yatırımcı güvenmiyor bu kifayetsiz muktedirin ekonomi politikasına.

Her ne denli damat; “Bak bu çok önemli!” dese de izledikleri ekonomi politikasını en doğrusu olduğunu ileri sürse de kimseye yutturamıyor.

Hep söylüyorum ya; bindik bir deveye, gidiyoruz İskendere’ye.

Ya geliriz ya gelmeyiz.

Durum bu denli kötü.

Bakalım bir kurtaran çıkacak mı bahtı kara mâderini?

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.