SAVAŞTAN ÖNCE

SAVAŞTAN ÖNCE

ABONE OL
17:51 - 20/04/2024 17:51
SAVAŞTAN ÖNCE
2

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Savaş kavramı Türkçe’ye Arapçadan girmiştir.

İki anlamı vardır. Bazı güçlükleri yenmek için uğraşmak, didinmek. Haksızlığa, sivrisineklere ve bulaşıcı hastalıklara karşı savaşmak gibi. Çocuklara ad verilirken bu anlamda kullanıldığını doğru sayıyorum.

İkinci anlamı, iki ya da daha çok devletin birbiriyle diplomatik ilişkilerini keserek silahlı kuvvetlerle çatışmasıdır.

2022 yılında Rusya’nın Ukrayna saldırısından önceki tarihi okumak bugünü anlamayı kolaylaştırır.

Bu savaşla ilgili olarak geniş bilgi ve tarihi tarihçilere, askeri gelişmeleri yazmayı komutanlara bırakıyorum.

Bu makalemde savaşa kadar gelinen yolda özetlemeye çalışırken, bugüne verdiği zararları izah etmek istiyorum.

Savaşların çoğu, daha önce tarihte yapılan yanlış anlaşmalardan kaynaklanıyor.

Yaşadığımız ülke Almanya ve gönül bağımız Türkiye’nin üye olduğu NATO hakkında bilgi tazeleme, savaşı anlamayı kolaylaştırır.

NATO Morth Atlanticy Treaty Organisation, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, 4 Nisan 1949’da yani İkinci Paylaşım Savaşından sonra 12 ülke tarafından imzalandı. Farklı dönemlerde 20 ülke daha katıldı, başkenti Brüksel’dir. Örgütün üye ülkeleri herhangi bir dış güçten gelebilecek saldırıya karşı askeri ortak savunma yapar.

Barış için Ortaklık girişiminde 19 ülke yer alıyor. Bu ülkeler kurumsallaşmış diyalog programlarına dahildir.

Tüm NATO üye ülkelerin toplam askeri harcaması, dünyadaki savunma harcamaların %70’inden fazladır. Üye ülkelerin savunma harcamaları Gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH), %2’si kadar olması gerektirmektedir. Üye ülkeler, herhangi bir üye ülkeye karşı yapılan bir silahlı saldırıyı tüm üyelere yapılmış sayma konusunda anlaştılar.

1954 yılında Sovyetler Birliği, Avrupa barışını korumak için NATO’ya katılması gerektiğini öne sürdü. Sovyetler Birliği’nin ittifakı zayıflatmayı amaçladığından korkarak NATO, bu öneriyi reddetti.

Batı Almanya 9 Mayıs 1955’de örgüte dahil edildi. İki Dünya Paylaşım Savaşı’na sebep olan Almanya’nın üyeliği Dönüm Noktası sayıldı, çok tartışıldı. Almanya iş gücü faydalı olur görüşü nedeniyle kabul edildi.

Bonn Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçiliği’nde Çalışma Ataşesi olduğu zaman Altan Öymen’den duyduğumu anımsıyorum. Elimde bir belge yok, 1952 yılında üye olan Türkiye o zaman Batı Almanya’nın üye olması için çok çaba gösteriyor.

Batı Almanya üyeliği yılında buna karşı olarak Varşova Paktı kuruluyor. Böylece Soğuk Savaş süreci başlıyor ve Varşova Paktı’na üye ülkelerle çekişmelere yol açıyor. Doğu Almanya ile Batı Almanya birbirine karşıt iki ayrı örgütte yer alıyor.

3 Ekim 1990’da iki Almanya birleşince Batı ve Doğu Almanya hürriyetine kavuşuyor. Tarihten gelen minnettarlık duygusu Almanya’nın NATO kararlarında aktif karar vermesini engelliyor.

Dönemin Batı Almanya Dış İşleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher, Eduard Şevardnadze ile yaptığı görüşmede: “Bizim için kesin olan bir şey var: NATO doğuya doğru genişlemeyecek”, dedi.

Eski Sovyetler Birliği Cumhurbaşkanı Michail Gorbaçov, 1996 yılında yazdığı anı kitabında Almanya’nın birleşmesi müzakereleri sırasında NATO’nun operasyon bölgesini doğuya genişletmeyeceği konusunda güven verildi, diye yazdı ve bu görüşü 2008 yılında verdiği bir röportajda yineledi.

Rusya NATO’nun Doğu Avrupa’ya genişlemesine, Almanya’nın barışçıl bir şekilde yeniden birleşmesine izin veren uzlaşmaya aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkmaktadır.

NATO’nun genişleme çabaları genellikte Rusya hükümeti tarafından, bir Soğuk Savaş girişimi olan Rusya’nın kuşatılması ve izole edilmesine devamı olarak görülmektedir.

Çünkü NATO sözünde durmadı, sınırı Almanya’da kalmadı. Rusya hariç hemen hemen tüm Varşova Paktı Doğu Avrupa üye ülkeleri NATO üyeliğine alındılar.

2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı istila etmesi haklı gösterilemez. Hiçbir savaş haklı değildir.

Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir.

Mustafa Kemal Atatürk 

Bugün haberlerde buraya nasıl gelindiği söylenmiyor. Rusya’da sanki bir tek Başkan Vladimir Putin yaşıyor. Tüm dünya ona düşman olmalıdır. Eski Federal Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’e de düşman olması için baskı yapıldı. Tarih boyunca silahsızlanma tarafı olan partisi SPD Ukrayna’ya silah yardımı yapıyor. Partim pusulasını kaybetti, diyor.

Hatırlamakta fayda var. Gerhard Schröder Irak Savaşı’nda ABD ile birlikte savaşa katılmayarak NATO üye ülkeleri, dolayısıyla Avrupa kıtasını savaştan korudu. Tarih de onu haklı çıkardı.

Almanya’da basın ve medya hürriyeti kalmadı, Putin/Rusya düşmanı olmayanın başına ne geleceği belli olmaz.

Eski Başbakan Dr. Angela Merkel Avrupa barışını Rusya ile birlikte görüyordu.

Sol Parti önderleri Avrupa kıtasını koruma askeri güvencesini Rusya’nın içinde olduğu başka bir askeri örgütte görüyordu.

ABD’nin İslâmı düşmanı ilân etmesi kâfi gelmedi. Silah tüccarları zengin ülkelere silah satarlarsa daha fazla kâr ederler.

Olan savaş nedeniyle yurdunu terk etmek zorunda kalan Ukrayna halkına oldu. Neyse Ukrayna’dan Avrupa’ya gelen sığınmacılar, Asya ve Afrika’dan gelen mültecileri göre çok daha iyi durumda. Her türlü yardımı alıyorlar.

Gözlemciler silahlanma yarışının Üçüncü Dünya Paylaşım Savaşı’na doğru götürdüğünü söylüyor.

Rusya kökenli Almanların bugün Almanya’da yaşamaları zor görülüyor. Büyük anne torununa, trende Rusça konuşma duyulmasın diyor. Sanatçılar işsiz kalıyor.

Almanya savaşa hazırlanıyor, ordu donanımına, Ukrayna’ya milyarlar harcarken, sosyal, bilim kuruluşlarına, hastane masraflarında bütçede kısıtlamaya gidiyor.

Savaş durumunda yer altı korunma barınakları ancak halkın yüzde beşini içine alabiliyor. Uyarı sistemleri onarılıyor, olmayan kentlerde yeniden inşa ediliyor.

Askerlik hizmeti zorunlu olma durumunda erkek çocuk ve torunlarımızın geleceği düşünülmeli. Henüz Alman vatandaşı olmayanların reformla Alman vatandaşı olunca askerlik hizmeti konusunda sivil kuruluşlar vatandaşları bilgilendirmelidir.

Yaşı gelenlerin ileride işlerini kaybetmemeleri için, kısa süreli döviz askerlik hizmetini Türkiye’de yapmaları daha isabetli olabilir.

92 yaşında olan eşim Lothar, savaş Avrupa’ya sıçrarsa Rusya nükleer silahlarını kullanır, her yer ateş olur. Hiçbir yere bu yaşta kaçamayız, diyor.

Sevgili okuyucularım en kötü durumda ne yapılabilir, diye düşünmek zorundayız.

Ermeni kökenli Fransa’da yaşayan bir gazeteci bir televizyon yayınında: “Hitler katliamında kötümserler Almanya’yı terk ederken, iyimserler toplama kamplarında Musevi inancında oldukları için gaz ocaklarında yakılarak can verdi,” demişti.

Karadeniz’in kapısı, anahtarı Türkiye’nin elinde. Bu nedenle Ukrayna-Rusya Savaşında barış sağlanması için pozitif rolü olabilir.

 

Barışla kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey

 

Kaynaklar:

Vikipedi, Medya’da izlediklerim ve basında okuduklarım.

 

Alıntı:

Hasan Arslan, makale: İsrail’in Ortadoğu Savaşı, www.ha-ber.com, 14 Nisan 2024

 

Bu konuda okunması gereken makale:

İlker Başbuğ, Olaylar ve Görüşler, Dünya nereye gidiyor? Cumhuriyet Gazetesi, 15.04.2024.

 

Bu konuda okunması gereken kitaplar:

Michail Gorbatschow, Was jetzt auf dem Spiel steht, Siedler Verlag, München 2019.

ISBN: 978-3-8275-0128-8

 

Michail Gorbatschow, Kommt endlich zur Vernunft-Nie wieder Krieg! Benevento Publishing, Wals bei Salzburg, 2017

ISBN: 978-3-7109-0016-7

 

Klaus von Dohnanyi, Nationale Interessen, Siedler Verlag, München 2022.

ISBN: 978-3-8275-0154-7

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.