Yakıştı…

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Başta ekonomik sıkıntılar, ardından yönetim kargaşası, derken ligin bitimine 6 hafta kala teknik adamının takımı bırakması gibi, ligin hiçbir kulübün yaşamadığı zorlukları yaşayarak son dönemece gelen Galatasaray, ligin son maçına, en yakın rakibinden 3 puan önde girip, üstelik kendi sahasında oynayacağı son maç öncesi şampiyonluğu %90 garantilemişti… 

Bu nedenle, dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi, Berlin’de de Galatasaray’lı taraftarlar maçı izlemeye gittikleri mekanlara, ki buraları genelde Türk kahveleridir, daha sonra yapmayı umut ettikleri kutlamalar için, formaları, bayrakları, kaşkolleri ile gittiler… Sonuç beklenenden de iyi oldu ve Galatasaray şampiyonluk turuna 2.0’lık galibiyetin katmerli sevinciyle ulaştı… İşte o andan itibaren Berlinli Galatasaraylılar çılgınça bir sevinçle sokaklara fırladılar…
Lig süresince, bilmem haklı ve belki yersiz ama hep haksızlığa uğradıkları duygusu yaşayan, hükümetten, federasyona ve hakemlere kadar, herkesin Fenerbahçe’yi kayırdığını düşündü Galatasar taraftarı… 
İşte bu psikolojik ortamda Kurfürsten Damm’da toplandı binlerce Galatasaraylı…Bu ani toplantı, şehrin atar damarlarından biri olan bu bulvarı felç etti… Yarım saat gibi kısa bir sürede arabalarla bu bulvara gelen ve park yeri bulamayan Galatasaray taraftarlarının zaten ortalığı doldurmuş olan arabalarına, o anda trafikte olanlarınki de eklenince tam anlamı ile bir kaos yaşandı…
Tabii ki sevinecek ve kutlayacaktık… Tabii ki şehrin belli bir yerinde buluşacak ve ortak sevincimizi ortaya dökecektik… Ama orada öylesine olaylara tanık oldum ki, kendimi bildi, bileli Sağlam Bir  Galatasaray’lı olmama rağmen çok, ama çok üzüldüm ve hatta biraz da utandım…
Düşünebiliyormusunuz..? O kaosun ortasında kalmış küçük tip bir otomobil ve içinde, yaşları 20-22 civarında iki Alman kız… Ne olduğunu anlamamışlar bile… Etraflarında müthiş bir kalabalık… Gürültü, kulakları ciddi biçimde rahatsız edecek bir uğultu halinde… Güzelim bahar havasına rağmen, arabanın pencerelerini korudan kapatmışlar… 
Arabanın etrafında, ellerinde Galatasaray bayrakları bulunan bir topluluk ve onlarca kişi arabanın tavanını, motor kapağını, bagajını yumrukluyor… Kızların gözleri korkudan fal taşı gibi açılmış… Derken kalabalık başlıyor arabayı sağa, sola sallamaya… Araba devrildi, devrilecek… Kızların yüz ifadeleri ve açık ağızlarından bağırdıkları, korkudan çığlık attıkları anlaşılıyor…
Derken; son derece anlayışlı bir tavırla birkaç polis memuru geliyor ve olaya kibarca müdahale edip kızların arabalarının sallanmasını durduruyor ve sözüm ona kutlama yapanlara belli bir süre sonra dağılmaları ve trafiği açmaları ricasında bulunuyor… 
Oysa istese güç kullanarak dağıtabilr, çünkü bu toplantı izinsiz olduğu gibi kamu yararına değil, kamuyu rahatsız edici… Bizimkilerin, polisin bu nazik ricasına cavabı ise, polisi yuhalamak…
Simgesi Aslan olan Galatasarylılar’a şunu bir Galatasaray’lı olarak hatırlatmak isterim…Aslan; kuvvetin simgesidir… Ama aslan sadece güçlü olduğu için ormanlar kralı değildir… Ayrıca: orman kanunu bile olsa, adildir, adaleti temsil eder… Onun için de sadece gücün degil, güçle bütünleşmiş bir adeletin temsilcisi olduğu için asildir, asaletin de simgesidir…
Yani; Güç + Adalet = Asalet…
Gelin; bu yazının başlığını, benim yaşadıklarım, sizinde şu okuduklarınızdan sonra bir daha ve birlikte ele alalım ve hatta bir soru ile düzeltelim…
Yakıştı…mı acaba..? Ne dersiniz..?
Kalın sağlıcakla efendim…
M.Deniz Olcayto

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.