TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ Mİ VAR?

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye’de her ağzını açanın söylediği demokrasi masalmış… Bizimkinin tam adı, baskıcı demokrasiymiş!

Economist dergisi Dünyada Demokrasi İndeksi başlıklı bir araştırma yapmış…
Araştırmaya göre 167 ülke, yönetildikleri siyasi rejim dikkate alınarak dört gruba ayrılmış:

1) Tam demokrasiler…
2) Kusurlu demokrasiler…
3) Hibrit- Karma rejimler…
4) Otoriter rejimler…

Türkiye, demokrasi sıralamasında iki yıl öncesine göre iki basamak gerileyerek 167 ülke arasında 89’uncu olabilmiş… 89’uncu sıraya inen ileri demokrasimiz Nikaragua’ya denk

Sadece Avrupa ülkelerinin değil, aynı zamanda birçok az gelişmiş ülkenin gerisinde kalmış.

Nikaragua, Tanzanya, Filistin, Uganda, Sierra Leone, Pakistan, Haiti gibi ülkelerle birlikte, Karma rejimler grubunda yer bulabilmiş!

Hibrit- karma rejim yani Demokrasiyle yönetiliyormuş gibi görünen baskıcı rejim..

Bazıları; o eskidendi. İktidarda olan partinin Demokrasi uğruna son sekiz yılda yaptıkları ortada diyebilirler…

Oysa gerçek demokrasi sınıflandırmada; türban ve bölünme özgürlükleri yok, devletin kurumlarını altüst etmek yok. Gerçek bir demokraside yürütme, yasamaya hiçbir şekilde müdahale etmez..Yargı kararlarından dolayı lehe ise övülen, aleyhe ise yerilen duruma sokulmaz.. Demokratik ülkelerde protesto hakkına, yaşama hakkı kadar önem verilir. Başka şeyler var.

Bunlar neler mi?
– Halkın yönetime katılımını inceliyor…
– Kadın-erkek eşitliğine bakıyor…
– Basın ve ifade özgürlüğünün olup olmadığına,
– siyasi partiler arasındaki fırsat eşitliğine,
– demokrasi kültürünün yerleşip yerleşmediğine,
– sivil toplum örgütlerinin gücüne bakıyor.

Türkiye son sekiz yılda nerede?
Hani bazılarının ileri demokrasi diye yutturdukları düzenlemelerle Dünya ülkeleri arasında Türkiye’nin konumu ortadadır.

Koca bir kandırmaca değil mi? Dünya öyle algılıyor algılayacak Yani; Türkiye, demokrat görünümlü baskıcı bir rejim tarafından yönetiliyor…

Bu tablo, ülkeyi bölmek ya da din devletine götürmek isteyenlerle, onları demokrat sanıp ölümüne destek veren işbirlikçi, dönek, münafık, din simsarları ve liboşların eseridir!

Demokrasiyi tramvay olarak gören, ben gömleği çıkardım, gerekirse papaz elbisesi giyerim, ben ülkemin pazarlamacısıyım diyenlerin iktidarı bu. Kömürlü, makarnalı, yağlı demokrasi ancak bu kadar olur.

Demokrasilerde iktidarı, sokaktaki adam belirler.
Evet diyenler de hayır diyenlerde çoğunlukla sokaktaki adamlardır. Genel seçimlerde oy verecek olanlar da onlar. Demokrasi varsa sokaktaki adamın oyu belirleyici unsurdur. Patronun bir oyu vardır ama garsonların temizlikçilerin on oyu vardır.

Abdülhamit’in istibdat idaresi 1908’de, Hürriyet var diye yıkılmıştı. 1950’de tek parti rejimi Yeter- söz milletindir sloganıyla yıkılmıştı. Ve bundan sonra Demokrasi var sözü egemenlerin yığınları yönetmesinin adı oldu.

Hürriyet, insan hakları gibi demokrasi de yozlaştırılmaya, suistimal edilmeye uygun kavramlar. Oy’la gelenler demokrasi tramvayını, amaçlarına varmak üzere bırakıp otokrasiye bir nevi kişisel monarşiye, veya plütokrasiye servet sahiplerine dayanan tek kişi yönetimine dönüştürebiliyorlar.

Bazıları demokrasiyi ve halkı kendi amaçları için kullanacaklar… Kullanıyorlar!
Halk maalesef, dini şekillerle söylemlere, bir çuval kömüre, yağa, şekere, bakıyor.
Umut; halkın bilinçlendirilmesindedir. Halkın sağduyusunun sesi yükseltilmelidir.

Günün Sözü: Mikrop gibi sinsince hareket eden sakın.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.