SANDIĞA GİT, OY VER

ABONE OL
18:45 - 01/10/2020 18:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

18 Şubat 2014 tarihli yazımda iki partiye dayalı (AKP-CHP) seçim anlayışının AKP’ye yaradığını söylemiştim. Bu konuda olumlu/olumsuz eleştirilerde bulundu bazı dostlar.
Siyaseti aklıyla değil, duygularıyla ele alan, particiliği futbol takımı tutuculuğuyla yapmaya çalışanlar da az değil. Tabi böyle bir bakış açısı, Türk siyasetinin önündeki en büyük engel. Siyasette üretkenliği, gelişmeyi yok eden bu anlayıştır. Bu nedenle siyasete, aklı egemen kılmak zorundayız.

30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler, Türkiye açısından çok önemlidir. Siyasetin düzgün bir raya oturması, can çekişmekte olan demokrasinin yaşama döndürülmesi, yolsuzluklarla kirlenen toplum ve devlet hayatının temizlenmesi, hukukun yeniden işlemesi için bu seçimler belirleyici olacak. Yerel seçimlerin hemen ardından yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi de 30 Mart’ta kullanılacak oylarla biçimlenecek.
Öncelikle her yurttaşın oy vermesi gerek 30 Mart’ta. AKP dışındaki partilere verilecek her oy; yolsuzluğa batmış, demokrasiyi yok etmiş, devleti tarikat ve cemaatlere teslim etmiş, bölücülüğü azgınlaştırmış, Cumhuriyet’i yıkmış iktidar partisinden kurtuluşu hızlandıracaktır.
AKP’ye daha önce oy vermiş, ancak partisinden memnun olmayan seçmenlerin büyük çoğunluğu CHP’ye oy verme eğiliminde değil. Bu seçmen kitlesini, “Ya AKP’ye ya da CHP’ye oy vereceksin!” seçeneğine mahkûm etmemeli. Böyle bir durumda AKP’nin memnuniyetsiz seçmeni, kerhen de olsa eski partisine oy vermekte.
AKP ve CHP adaylarından memnun olmayan partili kitleler, ikili seçenek arasına sıkıştığında sandığa gitmemeyi yeğlemekteler. Bu seçmen kitlesinin, kendilerine yakın buldukları başka partilere oy vermelerinin önü açılmalı. Onlara “mahalle baskısı” yaparak AKP’nin ekmeğine yağ sürmemeli.
Konuyu bir örnekle açıklayalım. Türkiye genelinde yüzde kırkın üzerinde oy alan ve birkaç büyükşehir belediyesini yitiren bir AKP mi; yoksa oyu yüzde otuzlara inmiş, ancak belediyelerdeki gücünü koruyan bir iktidar partisi mi yıkılma sürecine girer? Tabi ki ikinci seçenek gerçekleştiğinde AKP hızla yıkılmaya başlar. O zaman ne demeliyiz? “Sandığa git, hangi partiye oy verirsen ver, AKP’ye verme!” Küçük partilere dağılacak birkaç puanlık oylar, bir araya gelince Türkiye genelinde büyük bir oran oluşturacak. Bu oylar, AKP tabanından geleceği için iktidar partisi yenilecek.
AKP ve CHP’nin dışındaki partilere verilecek oylar boşa gitmez. Oy neden boşa gitsin? Her partiye verilen oy değerlidir. Yeter ki AKP’ye verilmesin.
İki partiye mahkûmiyet içeren bu sistemden kurtulmak, gerçek demokrasinin de önünü açacak. Güçlü partilerin “Odunu koysam kazanır.” anlayışından kurtulması için de bir fırsattır bu.
Türkiye’nin yeni liderlere, yeni siyaset anlayışlarına gereksinimi var. Mevcut siyasetçilerle ve onların bir adım ötesini göremeyen anlayışlarıyla Türkiye’nin önü açılamaz. Yaşadığımız sıkıntılar; zaten mevcut siyasetçilerin öngörüsüzlüğünden, doğru çözümler üretememesinden, bunalımdan çıkış yolu bulamamasından kaynaklanmakta. Sorunu yaratanların, sorun çözdüğü dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Türkiye, seçimleri yeni siyaset fırsatına dönüştürmeli. İkili sistemde sesi işitilmeyen siyasetçilere fırsat verilmeli.
Her yurttaş sandığa girmeli ve gönlünden geçirdiği, aklının onayladığı partiye oy vermeli. Vermeli ki, siyaset kendini diktatör sanan, demokrasiyi laf ebeliği yapmak olarak düşünen, halkı hiçe sayan, kendi parti üyelerini kurşun asker olarak gören siyasal anlayışlar ortadan kalksın.
Gücünü halktan değil de ABD’deki lobilerden alarak iktidar olmayı düşünen politikacıların siyaset mezarlığına gönderilme zamanları gelmedi mi?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.