Ömer Hayyam

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

“Ne mutlu düşündüğünü onun kadar rahat söyleyebilene.”   S. Eyüboğlu
 
Araştırmalara göre bu büyük fars şair, filozof, matematikçi ve astronom (18 Hazıran 1048-4 Aralık 1131) tarihleri arasında yaşamış.
Bu tarihlerin, kendisi takvim uzmanı olduğu için, doğru olduğu kabul ediliyor. Celali takvimi hazırladı, Dünya’nın ilk rasathanesini kurdu. Paskal Üçgeni matematik kavramını oluşturdu ve teraziyi buldu.
Masallaşmış bir bilgenin kendi el yazısı ile yazılmış dörtlüğü yoktur. Onbeşinci yüzyıldan kalan kitaplarda şiirlerinin başka şairler tarafından yazıldığı görülüyor.
Hayyam diğer şairlerden başka olduğundan dolayı, ancak onun söyleyebileceği sözler söylenmiş. Birçok şairler kendilerinin söylemekten çekindiklerini ona söyletmiş.
Önemli olan bugün şiirlerini yeniden okuyup, anlamak zorunda olduğumuzun bilincine varmaktır.
Türkçeye kazandıran Sabahattin Eyüboğlu batıda ingilizce ve fransızcada daha kolay dörtlüklerini bulabilmiş.
Dünya kültüründe doğu-batı ayırımı yoktur. Fakat doğuda çeşitli sebeplerden kültür içine kapanıp boğulmuş. Bu nedenle aynı Hayyam Batı’da insan düşüncesinin gelişmesine yardım ederken, Doğu’da kapanıp körleşmiştir.
omar-hayyam-ilter-gh.jpgO Batı’da devrimci diye yorumlanırken, Doğu’da uyarıcı olarak yorumlanmış. Batı’nın adamı olmuş, zira bugün kültürün sığındığı, saygı gördüğü geliştiği yer Batı ise, Hayyam’ın nerede doğup, nerede öldüğü önemli değil.
Farsça yazıyor, dil ile öyle güzel oynuyor ki çeviri hayli zorlaşıyor. Sözlerin karşılığını bulmak oldukça zor olduğunu edebiyatın tüm bölümlerinde görüyoruz. Roman, makale gibi edebiyat türlerinde çevirinin zorluğu şiirde daha karmaşık oluyor.
Hasan Ali Yücel, eski Millî Eğitim Bakanı, iken yüz dünya klasiğini devlet olarak, aşağı yukarı beşyüz kadar kitabı özel kişi ve kuruluş, devlet desteğiyle türkçeye kazandırmıştır. Köy enstitüsüne giden öğretmen adayları bir ceplerinde tornavida, bir ceplerinde dünya klasiklerinden bir kitapla çalışırlarmış.
Bu nedenle olacak bu okul mezunlarından Mahmut Makal, Fakir Baykurt ve Adnan Binyazar gibi büyük, değerli yazarlarımız çıkmıştır.
13 Haziran 1941 de onun bakan olarak neden çeviriye önem verdiğini, sözlerini özetlemek istiyorum.
İnsanlığın ruhununun ilk anlayış ve duygusal gelişmesi, ancak ve ancak sanat eserlerini benimsemesiyle mümkün olacaktır.
Edebiyatın sihirbazlık, derin etkisi  diğer dillerden çevirileri kendi dilinde tekrarlaması, insanın zekâ ve anlama yeteneğini zenginleştirir. Dünya klâsiklerine kapısını açık tutan ülkelerin yükselmesine sınır konulamaz.
 
khay-res-ilter-gh.jpgKütüphanesi zengin olan ülkelerden olma yolunda, türk diline çevirilerin büyük fayda sağladığına inanıyorum. Bütün türk okurları sevgi ve ilgi ile okuyacaktır.                         
Sabahattin Eyüboğlu (1908-1973), Hasan Ali Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biridir.                 
   
Hayyam çadır yapan anlamına geliyor. Adı İstanbul’da Beyoğlu’nda bir semte ve bir caddeye verilmiştir. Mezarı İran/Nişapur’dadır.
Dörtlüklerinde Dünya, varoluş, devlet, Allah hayat ve insana ait her konuda akıl yürütüp, özgürce tabuları yıkmıştır. Zekâsı ile zamanında büyük düşünür yaratacak sosyo-kültürel altyapıdan faydalanmasını çok iyi bildi.
 
 
 
 
Yazdığı binin üzerinde tahmin edilen Rübai türünde Dörtlükler ‘den örnekler:
(Rübai; dörtlüğün üç mısrası uyumludur, yani 1.2.ve 4. mısralar kafiyelidir.)
 
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışsın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
 
Dünya üç beş bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir;
Hayır var sana kötü demelerinde.
 
Sen sofusun, hep dinden dem vurursun;
Bana da sapık, dinsiz der durursun.
Peki, ben ne görünüyorsam oyum:
Ya sen? Ne görünüyorsan o musun?
 
Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende;
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
 
Ben kadehten çekmem artık elimi;
Tutmam senin kitabını minberini
Sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık:
Cehennemde sen mi daha iyi yanarsın, yoksa ben mi?
 
Tanrı, cennette şarap içeceksin, der;
Aynı Tanrı nasıl şarabı haram eder?
Hamza bir Arab’ın devesini öldürmüş;
Şarabı yalnız ona haram etmiş Peygamber.
 
Niceleri geldi, neler istediler;
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
 
Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari;
Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri;
Şarap içmem diye övünüyorsun, ama
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?
 
 
Hoşça kalın, ama şiirsiz kalmayın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen
 
 
Kaynak:
Ömer Hayyam, Dörtlükler, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi,
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
7. Baskı, 2008, İstanbul
Fotos: www.tr.vikipedia.org
 
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.