0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yıllardır bir katliam serisi uygulaması gerçekleştiriliyor Türkiye’de.
Canice, kahpece!
Beyinlerine kazınmış karanlık dürtüleriyle, kendilerince görev üslenip, aydınlık saçanlara kin kusuyorlar.
Hem de din adına.
Cinayetlerinize kılıf uydurmak için tarih boyunca işlediğiniz cinayetlerinize Tanrı’yı ortak etmekten de utanmıyorsunuz.
Aydınlığa alerjinizle, insanlığa yaban kalmayı ilke edinmişsiniz.
Hele Cumhuriyet Türkiye’sine, kan davalısınız sanki.

Kurtuluşu engellemek için Emperyalizme uşaklık ettiler. Kuva-yı Milliye’ye karşı savaştılar.
Menemen’de Derviş Mehmet sapkını öncülüğünde, Cumhuriyetin savunucusu Kubilay’ı acımasızca katlettiler. Kör testere ile başını kestiler.
Şeyh Sait, Ortadoğu’yu sömürge olarak görenlerin desteğiyle ayaklanıp, cumhuriyet askerlerini katlettiler. Musul, milli sınırlar içine alınacakken.
Bu ihanetleri utanmadan din adına yaptıklarını söyleyecek kadar utanmazlar!
1950’den sonra karşı devrim temsilcilerinin iktidar olmasıyla, cumhuriyetin değerlerini yok etmek için her çirkinliği yapmaktan çekinmediler.
Şeriat özlemiyle faşizmle özleştiler. Aydınları, yurtseverleri katlettiler.
Emperyalizme, karanlığa, sömürüye karşı olan gençleri katlettiler. Özel görevli savcılarla, sözde yargıçlarla idam ettiler.
Aydınlar, bilim adamları katledildi.
Bahriye Üçok, Prof. Muammer Aksoy gibi Laik Cumhuriyet savunucularını katlettiler.
Sivas’ta, Çorum’da, Maraş’ta din adına masum insanları, çocukları yaktılar, vurdular, katlettiler.
Hep din adına, Allah adına yaptıklarını haykırdılar!
Uğur Mumcu’yu, Ahmet Taner Kışlalı’yı katlettiler.
Turan Dursun’un bilgisine cüce kaldılar. Karşısına tartışmaya çıkamadılar, kahpece katlettiler. Günü birlik siyasetçilerin aymazlığı nedeni ile Laik Cumhuriyet karşıtları, işbirlikçilerin, takkeli liboşların ağa babaları emperyalizmin desteğiyle iktidara geldiler.
Cunta dönemlerinde olduğu gibi kendi savcılarını, yargıç kılığındaki kadılarla kendi yargı sistemlerini kurdular.

Kimliksiz, imzasız ihbarlarla, katil, kendi kız kardeşini pazarlayan saygın! Gizli tanıklarla teröre karşı savaşta canını ortaya koyan askerleri, laik demokratik, çağdaş bir Türkiye savunucularını, aydınları, bilim adamlarını toplama kamplarına hapsettiler. Emperyalizmin uşağı, bölücü katillerin hakaretlerine çanak tuttular. Onur duyulacak askerlerin gururlarıyla oynayarak, bu şerefli insanları intihara sürüklediler.
Ülkeye binlerce kimsesiz, yoksul kız çocuklarını kanatları altına alan, küçük yaşlarda köle kadın olmalarını eğiterek engelleyen aydınlık savaşçısı Prof. Doktor Türkan Saylan’ı yatağından kaldırarak yıldırmak, olmazsa öldürmek istediler. Üstelik ileri derecede kanser hastalığını bile, bile.
Cumhuriyetin bilge hukukçusu, Yargıtay Onursal Başkanı Sabih Kanadoğlu’nun evi terörle mücadele ekiplerince aranması ile onu yıldırmaya kalkıştılar.
Gazeteci, Mustafa Balbay’ı, Tuncay Özkan’ı AKP’ye darbe yapacakları suçlamasıyla susturmak istediler.

Türkiye aydınlamasının yılmaz savunucusu, darbe dönemlerinde işkencelerden geçen bilge insan İlhan Selçuk şafak vakti evi basılarak saatlerce evi aranıyor. Seksen yaşını aşmış Cumhuriyet Gazetesinin İlhan Abisi, cani bir katil gibi evinden alınıyor saatlerce uykusuz bırakılarak yok edilmek isteniyor. Kalp hastası olduğu bilinmesine rağmen psikolojik işkenceden geçiriliyor. Ziverbey Köşklerinde işkencelere dayanan Koca Çınar bu ağır yüke, bu insanlık dışı baskılara dayanamıyor ve Cumhuriyetçileri, yurtseverleri öksüz bırakarak göçüp gidiyor.
Bu cinayetin altından ne şaibeli adaleti tahrip bakanı, ne Çankaya’daki şaibeli dinci zat, ne Allah’ı, Allah’la kandıran din bezirgânları kalkamazlar.

Cumhuriyetçilere, aydınlara, çağdaşlığa cihat açan siz değil misiniz?
Bırakın ona buna çamur atmayı.
Asıl siz öldürmeyi iyi bilirsiniz.
Öldürmek asıl sizin sanatınız…

Yıldız AKALIN