O UZUN GECE

ABONE OL
18:10 - 01/10/2020 18:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

O UZUN GECE 
 

Türkiye’de 15 Temmuz 2016 Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan gece dünyada görülmemiş dijital darbe denemesi başarısızlığa uğradı. O bir gecede olan olaylar video kayıtları eşliğinde anlatıla anlatıla bitmiyor.

Medya ve basında yorumlar masal gibi aydınları meşgul ediyor. Gözaltına alınan, tutuklananların sayıdan ziyade, o sayıların arkasında aileler acı çekiyor.

Devletin haklı olarak, iyice araştırarak suçluları cezalandırmaları halkın arzusu, adalet iyi işlemeli. Demokrasi koruma adına halkın galeyana gelip linç olayların artmasından korkuluyor.

1980 yılında darbe mağdurları işkence yapılmasın diyen halkın en başında geliyor. O zaman tutuklananların hepsi idam edilseydi, bugün o zamanki tarih yazılamayacaktı.

En büyük fırsat muhaliflere söz hakkı verilmesi, partiler demokrasiye sahip çıkma konusunda korkmadan miting yapabiliyor. CHP mitinginin Lozan antlaşmasının yıldönümü 
24 Temmuz’da yapılması çok anlamlıydı. Darbeye ve diktaya hayır, dendi.

Bavul üstünde bekleyen tanıdık, komşu ve okurların Türkiye’ye tatile gelmek isteyenlere yaşadığım, gözlemlerimi izah edip, karar vermelerinde yardımcı olmak istiyorum.

Bodrum-Milas Havaalanına hiç tanımadığım bir şirketle direk uçtum. İniş, kalkış ve uçuş esnasında çok sessizdi. Uçak inince kaptan alkışı hak etmişti. Daha önceden plânladığımız transfer çok iyi gerçekleşti.

Yıllardır arabayla gittiğimiz için heyecanlandım ve uçuş öncesinde uyuyamamıştım. O uzun gece ara ara hareketlilik duymama rağmen iyi uyudum. Ertesi sabah dolmuş şoförü abla şansınız var, gece benzin almıştım, deyince durumun ciddiyetini anladım. Bütün Didim halkı benzin istasyonlarında, banka ve alışveriş mağaza önlerinde saatlerce o uzun gecede kuyrukta beklemiş. Darbe deneyimi geçirenler sokağa çıkma yasağı olur korkusuyla, yokluğa karşı hazırlanmış. Tatil sitesi çok sakin, yıllardır köşe yazılarımda ses kirliliğine karşı yazarım, ama böyle bir sessizlik görmedim. Herkeste bir güvercin ürkekliliği seziliyor. En sık duyulan söz, sus sus kimseler duymasın.

Ertesi gün müşterisi İngiliz olan restoran sahibi darbe için kafa yormadan ziyade, müşterileri gider korkusuyla hiç bir şey olmamış gibi davranıyor. O gece panik yapan Türk milletine kızıyordu. Hâlbuki İngiliz konsolosluğu onları SMS ileterek uyarmış, yalnız Didim’de yazlığı olan İngiliz komşular kaldı.

Akşamüzeri plaj sohbetleri hemen hemen yok gibi. Denizde yüzenler balık pişirme tarifleri anlatırlardı, bu sene çıt çıkmıyor. Hani nerde fıkralar eşliğinde gülmeler, diye kendi kendime soruyorum.

                           
Aldığın gazeteye göre insanlar fısıldayarak birbiriyle konuşuyor.

Site dernek yönetimi seçimi yaklaşıyor, hiçbir hareketlilik yok. Ancak adaylar komşulara giderek konuşmaya çalışıyor. Yönetimde görev alanlar dışında, yapılan yanlışları aidat ödeyen site sakinleri bilmiyor. Sorana da sen beni seçmediydin, ancak toplantıda söz hakkın var, deniyor. Sanki bir kişi üç işçisiyle düzen kuruyor. Sokaklar temiz, bahçe artıkları zamanında alınıyor. Demokrasi seçimden seçime, baba rolünde bir kişi idareyi yönetiyor.

Komşular dinlenmek istiyor, halk yorgun ve çok üzgün kurbağanın yavaş yavaş kaynar suya alıştırılma misali gibi uyuşmuş vaziyette. Kamu görevlilerine izin kaldırıldığı için sitede hemen hemen kimse kalmadı.

Komşuluk, insan ilişkileri önemli diyen zaten dernek yönetiminde görev almaya aday dahi olmuyor. Önem veren ikinci çevre derneğin çalışması rakip görülüyor.

Neyse internetimiz onarıldı, arızayı alette veya kabloda arayıp gelip giden teknikerlerin bilgisi dışında, uzun zaman kullanılmadığı için güncelleşmesi gerekiyormuş, bozuk değilmiş. Ama telefon arızası on gündür giderilmedi, hâlâ bekliyoruz. Berlin’den gelelim mi diye soranlar, bize ulaşamıyor. Plajda denize girenler huzurlu, çocuk sesi şahane. Torunlar büyükanne ve babaların yanında kalıyor, anne babaları çalıştığı için gittiler. Burası cafe mi yoksa bar mı, 24 saat dam dam müziği çalıyor, diye şikâyet edenler cesaret edip seyyar işletme sahibine hiç bir şey söyleyemiyor.

Hava çok sıcak, 38 derece esen sıcak denizden gelen rüzgâr bitkileri yakıyor. Su pahalı diye sebzesini kurutan komşular vardı. Arabasız gelenler için dolmuş 12 dakikada bir geçiyor. Emekli, 65 yaşını dolduran vatandaşlar sarı renkte dolmuşta kartını gösteren para ödemiyor. Büyük Şehir Aydın Belediyesi’nin emeklilere verdiği bu hizmeti Didim Belediyesi de destekliyor.

Medya ve basında antidemokratik gruplar içinde yer almayanlar gönül rahatlığıyla konuşuyor ve yazıyor. Önerilerin sözde ve yazıda kalmaması, işleme konulması arzu ediliyor. Toplumsal barışa susamış halk, şu andaki uzlaşma görünümünün devam edilmesini arzuluyor, kalıcı olmasını diliyor.

Hoşça kalın!  

İlter Gözkaya-Holzhey                

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.