Mavi Akım, BTC ve Nabucco…

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Bütün bunlar Berlin’in alt liglerinde mücadele veren amatör futbol takımlarının isimlerinin kısaltılmış şekilleri değil, Türkiye’nin kuzey doğu komşuları ve tüm Kafkaslar’ı allak, bullak eden petrol ve doğal gaz ”Boru Hatları” na verilen isimler… Ve bu boru hatları, bir yandan Kafkaslar’ın ekonomik gelişmesi ile dünyaya açılımlarını sağlarken diğer taraftan da, Rusya’nın çeşitli müdahaleleri ile, Kafkaslar’ı titreten bir cadı kazanına çeviriyor…

Bilindiği gibi; Rus doğalgazını Karadeniz’in altından Türkiye’ye taşıyan, bölgenin (Türkiye’nin kuzeyi) ilk ve en önemli hattın adı ” Mavi Akım ”… Ancak bu hat faaliyete açıldığı dönemde henüz BTC, yani Bakü-Tiflis-Ceyhan, hayal aşamasında bile değildi ve Rusya’da bugünkü gücünü hayal bile edebilecek konumda değildi… Derken; İran doğal gazı da Türkiye’ye gelmeye başladı… Türkiye enerji ihtiyacını çeşitlendirme ve en önemlisi de yavaş yavaş bir enerji terminali olma yolundaydı… O dönemlerde;  petrol ve gaz girdilerini halkın refah düzeyini yükseltecek projelere yatırmaktansa, kırılan onurlarını onarmanın yollarını, yeniden silahlanarak eski Sovyetler dönemindeki askeri güce ulaşmakta gören Vladimir Putin Rusya Devlet Başkanlığı görevindeydi ve Türkiye’nin bu konuma gelmesi hiç işine gelmemekteydi…
Tüm engellemelere ve parasal zorluklara rağmen BTC’nin yapımına başlandı… Bu projenin olabilirliği anlaşılınca başka taşlar da kıpırdadı ve bir dönemler ”Hayal” olarak görülen, Kazak doğal gazını Hazar Denizi’nin altından geçirerek BTC’ye bağlayacak projelere de hız verildi…Rusya ne siyasal, ne ekonomik ve ne de askeri yönden engelleyemiyeceği bu projelere diş bilemekten başka bir şey yapamaz durumdaydı…
Bütün bunlara bir de, Türkiye’nin kuzeyinden ve doğu batı ekseninden geçerek Yunanistan’a, oradan da Adriyatik Denizi’nin altından İtalya’ya ulaşacak olan Nabucco projesine yeşil ışık yakılınca, Rusya’nın elindeki  önemli kozlardan birisi olan, Avrupa’ya enerji nakil hatlarındaki tekel kırılmış oluyordu…Ama ondan da önemlisi, hala kendi arka bahçesi, etki alanındaki ülkeler olarak gördüğü ülkeler, Türkmenistan, Kazakistan, Azarbaycan ve Gürcistan, kendi istemlerinin ve çıkarlarının aksine olan projeleri gerçekleştiriyorlardı… Bu ise, Rusya’nın hayallerine ters düşüyor, etki alanındaki ülkelere kötü örnek oluyordu… Elinde kalan son koz, siyasi baskı ile Kazakistan ve Türkmenistan’ı bu gelişmelerin dışında tutmaktı ve zaten o yönde yoğun diplomatik baskılar sürüyor…
Ama bütün bu gelişmelerin en önemlisi, Türkiye’nin ”Mavi Akım”  sayesinde Rus doğal gazını,(isterse ve kapasite fazlası oluşursa) Nabucco ile Avrupa’ya satabilecek olması… İşte buna Rusya’nın tahammül edebilmesi zor çünkü stratejik olarak en önemli alıcısı konumundaki Avrupa’ya enerji naklinde tekel kalmak gibi bir tutumu, bir saplantısı veya uzun vadede uygulamayı planladığı bir gizli amacı var…
Nitekim; eski Sovyetler Birliği ülkeleri olan Baltık ülkelerinin üzerinden giden hatta alternatif olarak, Almanya ile birlikte, Baltık Denizi’nin uluslararası sularının altından geçecek olan projeye başlandı bile… Eski Federal Alman başbakanlarından Gerhard Schröder’in başında bulunduğu bu proje, kendilerini by-pass edilmiş hisseden Baltık ülkelerini çileden çıkarttı ve özellikle de bu aşamadan sonra Alman dış politikaları ile ciddi biçimde çatışmaya başlayarak, AB içindeki Franko-Germen (Fransa-Almanya) aksının hareket kabiliyetini daraltacak adımlar atıyorlar… Bunlardan en önemlisi, Fransa ve Almanya’ya karşı Türkiye’nin tam üyeliğini sonuna kadar desteklemeleri…
Görüldüğü gibi Kafkaslar’daki son gelişmeler hem, tam olarak Güney Osetya’da yaşayan Rus azınlığın hayatını korumak değil, hem de Türkiye ve geleceği için son derece önemli olaylar…
Bir diğer yazıda İran ile Musul-Kerkük-Yumurtalık boru hatları konusunu yazabilmek umudu ile…
Kalın sağlıcakla efendim…
M.Deniz Olcayto

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.