0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Şöyle bir düşünün… İstanbul’da “Camiler günü” düzenleniyor.

Yüz binlerce Müslüman, çoluk çocuk ellerinde Kuran toplanıyor. “Allahu Ekber” Allahu Ekber” diye bağırıyor.

Dört gün boyunca tüm şehirde merkezi bu etkenlik için trafiğe kapatılıyor. Birçok mezhebin temsilcileri din adamlarının yanı sıra başta Cumhurbaşkanı olmak üzere parti temsilcileri bu etkenlikte konuşmalar yapıyor.

Ve ertesi gün tüm Avrupa basınında manşetler, yorumlar: “Türkiye, İran mı oluyor?”, “Müslümanlar ne yapmak istiyor?”, “Terörizm destekleniyor? “Bunlar Bin Ladinci”… Vs. vs…

Münih’te “2. Ökonomischer Kirchentag” (2. Ekümenlik Kiliseler Günü) kutlanıyor.

Size Münih’teki kiliseler günü ile ilgili bazı rakamlar vermek istiyorum:
– Yaklaşık 3 bin etkinlik

– Münih ve civarında 557 toplantı

– Yüzde 42’si erkek, yüzde 58’si kadın olmak üzere sürekli katılımcı.

– Sürekli katılımcıların yüzde 57,7 si Protestan ve yüzde 39,5′ u
Katolik.

– “Buluşmalar gecesi” ne üç yüz bin katılımcı bekleniyor.

– Pazar günkü kapanış ayinine 120 bin katılımcı bekleniyor.

– Bu etkenliğin gideri 26 Milyon Euro.

– Etkenlikte 1400 sağlık personeli görev yapıyor.
– Beş bine yakın gönüllü görev alıyor.

Basın, hava kötü olduğu için açılışa sadece 80 bin kişinin katıldığı, akşamki eğlenceye üç yüz bin gencin beklendiğini yazıyor…

Cumhurbaşkanı Köhler’in konuşmasında kilisedeki din adamlarının bulaştığı son çocuklara tecavüz skandallarına rağmen “halkımızın kiliseye ihtiyacı vardır” dediğini yazıyor…

Bu çifte standart değil de nedir?

Ahmet İNCEL