İSLAM DİN DERSİ

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Okulların din dersi vermelerine başından bu yana, nerede olursa olsun, olumlu bakmadım, bakamadım ben.
Neden mi?
Çünkü; devletin görevinin okullarda bilimsel gerçeklerin eğitim ve öğretimini vermesi olduğuna inancım kesindir.
Dinlerle ilgili bilgi, sosyal bilgiler dersinin kapsamındadır. Bu konu, dersin öğretim planına konulur ve tüm dinlerle ilgili bilgiler verilir öğrenciye.
Hangi dine ait olurlarsa olsunlar, öğrencilere salt ait oldukları dinle ilgili bilgiler vermek kökten yanlış bir uygulamadır. Ne yazık ki; bu yanlış, bu öğretim yılında Almanya’nın Hessen ve Kuzey Ren Vestfalya Eyaletlerinde yürürlüğe girmiştir.
Bu iki eyalette müslümanların çocuklarına, İslam Din Dersi (Islamischer Religionsunterricht) adıyla yeni ders alınmıştır ders dağıtım planlarına.
Dersler Almanca ve müslüman olan öğretmenlerce verilecektir.
Hessen’de DİTİB (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) ve Ahmediye Tarikatı’na bu dersi verme yetkisi de tanınmıştır.
Bu iki örgütün hazırlıklarının ne noktada olduklarını bilmiyorum.
DİTİB; Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığının Almanya’daki örgütlenmesidir. Bizim bu başkanlığımızın müslüman olan alevilere ne denli uzak oldukları bilinen bir gerçektir. Bu nedenle DİTİB’in yıllık ders programına alevilik konusunu nasıl bir yaklaşımla alacağı da büyük bir merak konusudur.
Bu gerçeği bilen Türkiye alevileri, bu nedenle olsa gerek, Hessen’de Alevi Din Dersleri konusunda başvurularını yaptılar ve kısmen de olsa olumlu yanıt aldılar.
İşin en acıklı yanıysa, tıpkı Anadili Dersi’nde olduğu gibi, bizimkilerin hiçbir hazırlıklarının olmayışıdır. Anadili Dersi’nin verildiği bunca yıla karşın ortada ne bu işi yapacak öğretmen ne de ders araç ve gereci var.
Durum İslam Din Dersi’nde de tıpkısının aynısıdır. Ne öğretmen var ortada ne araç ne gereç.
”Dostlar alış verişte görsün!”den öte bir durum değil anlayacağınız. Bir çeşit göz boyama yani!
Dinlerle ilgili bilgilere ”Evet!”.
Ama; dinin uygulamalı verilmesineyse, kesin ve kararlı bir dille ”Hayır!.
Kuzey Ren Vestfalya’da ders, Almanca ve kısa bir meslekiçi eğitimden geçen müslüman öğretmenlerce veriliyormuş.
Dersi veren öğretmen arkadaş; dersin öğretim planının ve ellerinde derste kullanabilecekleri herhangibir aracın olmadığını söylüyor. Sağdan soldan buldukları kaynaklardan yararlandıklarını da öğreniyoruz arkadaşımızdan.
Konuya, her iki tarafın Türkiye ve Almanya’nın verdiği değeri anlatması bakımından çok önemli açıklamalardır bunlar.
Ahmediye Tarikatı’nı tanımıyorum. Yani o konuda bilgim yok. O nedenle ben de bilgisunar sayfalarına baktım bu tarikatla ilgili olarak. Aşağıdaki bilgilere ulaştım.
”Müslüman Ahmediye Cemaati, uluslararası alanda Kuzey Amerika, Güney Amerika, Asya, Avustralya ve Avrupa’nın 198 ülkesinde şubesi bulunan dinî bir cemaattir. Bu, dünya genelinde 300 milyon üyeyi kapsayan, çağdaş tarihin en dinamik İslâm topluluğudur. Ahmediye Cemaati, 1889’da Hindistan’ın Pencap Bölgesinin, Kadiyan adında küçük ve ıssız bir köyünde Mirza Gulam Ahmed (1835-1908) tarafından kurulmuştur. Kendisi, âhir zamanda tüm dinlerin beklediği kişi, yani beklenen müceddid (Mehdi ve Mesih) olduğunu iddia etti. Kurduğu cemaat, İslâm’ın ilk günlerindeki berraklığı taşıyan hayırlı tebliğinin -sulh, umumî kardeşlik ve Allah’ın iradesine teslimiyet – bir kuruluşudur. Hz. Ahmed İslâm’ı, insanlığın dini olarak tanıttı. ”Doğru yoldaki insanların dini.” (Beyyine-6.Ayet)”
Bu tarikatın üyeleri, ağırlıklı olarak, uzak doğulu müslümanlardır.
Gene o ünlü Azeri türküyü anaımsadım. Hani sonunda ”Harda bir yobaz görirem, gorhurem balam, gorhurem.” diyor ya!
Çocuklara islamı öğretecek olan bu insanlardan da, onlardan islamı öğrenecek çocuklardan da ”Gorhurem!”.
Korkularımın yersiz çıkmaları en içten dileğimdir.

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.