HİLAL GERÇEKLERI

ABONE OL
18:45 - 01/10/2020 18:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Ben yanmazsam, sen yanmazsan, biz yanmazsak, karanlıklar nasıl aydınlanır. Nazım Hikmet Ran

 
Isabella Kroth Hilâl Gerçekleri kitabına bu sözle başlamış. İki yıl boyunca psikolog Kâzım Erdoğan’ın yanmış genç Türk erkeklerin grubuna girip, onları anlamaya çalışmış. On iki genç erkekle yaptığı söyleşi sonunda uyum politikasına önerilerini kitabın sonunda sıralıyor.
Kötü deneyim, acı gerçeklerden yanarak çıkıp başarıya ulaşan Kâzım Erdoğan birçok genç Türk erkeklerine karanlık hayatlarından çıkış yolunu gösteriyor. Terapi saatleri konuşma metodu ile soruna ad koymayı, çözüm önerilerini kendileri bulacağına inanıyor.
Konuşma terapisi aşamasına gelen bir genç kadına şiddet uygulama, eline bıçak veya silah alma yerine daha insanca, medeni bir yöntemle çözüm arıyor ve psikoloğa gidiyor. Bu kitapta içini döken, hatta sorunlarını anlatmayı öğrenen gençlerimizin çığlıklarını duyan alman veya Türk çok az.
Kitabı okudukça dernek ve kuruluşların böyle bir konuyu işlemediklerine hayret ettim. SİMURG adlı gruba haksızlık etmeyim, bu konuda davetiye aldım gidemedim.
Evlilik yolu ile Almanya’ya gelen gençler, erkek olarak eğitimde öğrendikleri rolü ters çeviriyor. Bu anda benliğinde kırılmalar oluyor, psikolojik bunalıma giriyor. Evini ailesini geçindirme yerine harçlığını bile kadından alma gururuna dokunuyor. İş seçme yerine hemen bulduğu işte çalışıyor. Türkiye’de yaptığı tahsil ve öğrendiği bir meslekte çalışma imkânı bulamıyor. Zaten uzun bir süre çalışma izni alamıyor. Evlilik yoluyla geldiğine bin kere pişman oluyor. Bu nedenle Almanya’da yazılan makalelerin Türkiye’de de okunmasını çok önemli ve faydalı buluyorum. Böyle evliliklerin çoğu boşanma ile sona eriyor. Aile zorlaması ile evlenen erkekler Türkiye’den eşini getiriyor, ama dışarı hayatına başlıyor. Cinsel ilişki özgürlüğüne dadanıyor. Eşi evde hapis, erkeğin ailesi yanında çok mutsuz oluyor. Genç kocayı dışarı hayatta içki, kumar alışkanlıklarına itiyor. Bazen iki kadınlı, ikiye ayrılan benlikle işi götürmeye çalışıyor.
 iltergh-29-01-a.jpgHemen bu iki örnekten sonra sormadan varılacak netice, böyle evliliklerde, ailelerde doğan Türk çocuklarından okulda başarı bekleniyor.
Kafka misali baba oğul ilişkilerinde, aşırı yasak gencin gelişmesini engelliyor. Kendisi kararları eline alamıyor. Onu doğru yola yönlendiren birisi karşısına çıkmazsa hayatı kayıyor, kendisine gerçek olmayan sanal bir yol çiziyor. Bir gün tökezleyeceği aşikâr oluyor.
 
Uyuşturucu, alkol bağımlılığından kurtulma amacıyla camiilere sığınan genç erkekler, bu sefer dini uyuşturucunun yerine geçirip fanatik bir inanca sahip oluyor. O halde camiiler sosyal danışman, psikologlarla birlikte çalışmalı, onların geldiği biyografiyi bilen uzmanlar olmalı.
Bulunduğu kötü durumdan kaçışı yalnız yaşayan yaşlı alman kadınlarında bulanlar var. Hem kadını yalnızlıktan kurtarıyor, hem de sorunlarını anlatmayı öğreniyor.
Ailede okulda bugün neler oldu, diye sürekli konuşmayı öğrenen çocuklar 38 – 40 yaşlarına gelmeyi beklemeden sorunlara ad bulmayı öğreniyor, bu yol aynı zamanda çözüme ışık tutuyor.
 
Zoraki evliliklerde bilhassa Almanya’da yetişip büyüyen gençler son ana kadar direniyor. Düğün arifesinde bile çıkış yolu arıyorlar. Ana baba, çevre ne der, elâleme rezil oluruz argümanlarıyla büyükler gençleri yakıyor.
İki kültür arasında bocalayan gençlere, “Deukisch” gibi iki kültüre aynı yakınlığı gösteren dernekler yardım ediyor. Anavatan, babavatan kavramı onların aradığı, Aile benliğine, iyi işler yapacağına, başaracağına inanmamış. Buna Türk erkek çocuğu evde paşa, ben sana paşalığı gösteririm, diyen bir alman öğretmene düşmüşse geleceği kötü, başarısız bir istikâmete doğru yol alıyor. Derneklere Almanya’da büyüyen gençler için uzman sosyal danışman gerekir. İki Almanya’nın birleşmesiyle kısıtlamaya gidilip, kapatılan gençlik evlerine yazık oldu. Elini eteğini toplumdan çekmeyen dinç ve sağlıklı emekli öğretmenler var, dernekler bunlardan faydalanmalıdır. Gençler birinci neslin gittiği kahvelere gitmiyor. Bütün İlçeler Neukölln Halifesi Kâzım Erdoğan gibi psikologları yolunu kaybetmiş, sokağa düşmüş, işsiz gençlerimizi topluma kazandırmaları için desteklemeli, örnek almalıdırlar. Başkonsoloslarımız salonlardan bazen sokağa çıkıp, bu gençlere elini uzatmalıdır. Berlin-Spandau ilçesinde Berlin Milletvekili Raed Saleh (SPD) ile eski başkonsolosumuz Mustafa Pulat çok sayıda genci sokaktan, işsizlikten kurtarmıştı.
Sevgili anneler, bayan meslektaşlarım Türk erkek çocuklarını insan gibi yetiştirin. Onlara her şeyi bilmek zorunda olan kahraman damgası vurmayın. Çok yük yüklemeyin, taşıyamayacağı ağır sorumluluk vermeyin. Kadın veya erkek hangisi iyi iş bulursa o çalışsın. Kadın çalıştırılmaz diyen erkekler, geçimi yalnız üstlenirse omuzları çöküyor. Bırakın ağlayıp, konuşup içlerini dökebilsinler.
Bu bahsettiğim kitabın yazıldığı 2011 tarihine kadar şiddete maruz kalan, zoraki evliliklerde kurban edilen kadınlarımız hakkında yazıldı, söylendi. Politikacılarla birlikte kadınların öldürüldükleri mekânlara unutturmamak adına çelenk bırakıldı. Ama biraz da erkek çocuklara yönelmeli. Onlara katil olmadan önceki çıkmaz yolda doğru yetiştirmeli. Eğer geç kalınmış ise o yolda yalnız bırakmamak gerekir. Bazı şeyler aile sırrı diye kapalı tutulamaz, insan haklarına, anayasaya aykırıdır.
 
Gelenek görenek, böyle gelmiş böyle gider diyen bir toplum gelişemez. Kâzım Erdoğan bir ilke imza atmış, erkekler sorunlarına çözüm ararken ona geliyor. Daha önce intihar eden bir bayan hâkimin hayat hikâyesinde de Kâzım Erdoğan’ın katkılarına rastlanıyor (*). O hâkimle birlikte tutuklu evlerine, ailelerine gidiyor, sorunu yerinde görüp yardım ediyor.
 
O halde halifeler çoğalsın, gençler erkek, Müslüman, berbat önyargılardan kurtarılsın.
 
Karanlıktan şikâyet etme, bir mum da sen yak. Konfüçyus
 
Hoşça Kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Tartışmaya açılması gereken, faydalandığım kitap:
Isabella Kroth, Halbmondwahrheiten, Türkische Männer in Deutschland, Innenansichten einer geschlossenen Gesellschaft,
Diederichs Verlag, München
ISBN 978-3-424-35022-7
 
*)Yazıda bahsettiğim hâkim Kirsten Heisig hakkında bilgi için bakınız arşivde yazım: Sabrın Sonu.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.