Kula kulluğun tavan yaptığı döneminizde

İmanın şekli, kıblenin yönü bile değiştirildi.

Akara bakara solda sıfır kalır

Kellifelli, koca koca adamların yaptığı yanında

El cümle vekilleriniz Kaside yarışına girdiler:

Biri;”O’na dokunmak ibadettir! ” Diyerek ilahi gücünüzü duyurdu

Hele biri hızını alamadı:

Allah’ın bütün vasıflarına sahip olduğunuzu buyurdu

Eh sizden bir itiraz gelmeyip

Tanrı katına oturmakta beis görmeyince

Kulunuz, Diyanet işleri başkanı da; her darda kaldığınızda 

Fetva üretmekle meşgulken ne desin gariban

İtiraz etse çarpılıverir zağar.

Çetenin, eşkıyanın inini aramaya soyunurken

”Tutun, yakalayın” çığlıkları atıyorsun da

Affınıza sığınarak zatıâlinize bazı sorularımız var:

Seninle yıllardır kader ortaklığı yapan

Can yoldaşın, sırdaşın

Yolundaki engelleri birer birer kaldıran,

Yargıcın yoktu, yargıç verdi, savcın yoktu savcı verdi

Polisin yoktu polis verdi

Gizli tanık buldu, sehvenli CD ‘ler buldu

Engel olacakları için, tüm komutanları, gazetecileri, aydınları

Birlikte bertaraf edip

Yeni Osmanlı’nın temelleri atarken

Ne oldu da kanlı bıçaklı oldunuz?

Kendi yaptığınız Anayasa

Kendi yaptığınız Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu HSYK

Kendi yaptığınız Özel Yetkili Mahkemeler

Senin gönüllü savcılığını yaptığın Balyoz, Ergenekon vs. davaları

Altınızdaki zırhlı aracı verecek kadar arka verdiğiniz o savcı

Silivri’de suçunu bilemeden cefaya dayanamayıp ölenlere

Annesinin, babasının, evladının cenazesine bile gidemeyenlere

İnsanlık adına, hukuk adına isyan edenlere;

”Ne yapalım yargı kararı, biz müdahale edemeyiz!”

Diyordunuz.

Sıra size geldiğinde, ayakkabı kutularındaki milyon dolarları

Rüşvetin hatırına Rıza Zarraf’a gelecek belanın önüne yatan bakanlarını

Vakıf kılıfıyla yığdığınız servetleri ortaya saçılınca

Neden bağırıyorsunuz?

Aynı yargı, aynı Anayasa, aynı savcı

Nasıl hain, nasıl çete oluyor?

Şimdi ne oldu da on iki yıl ortaklık bozulunca

Sen onun dersanelerini, her makamda müritlerini 

Tarumar eylerken

O da senin cümbür cemaat aile boyu marifetlerini ifşa eder oldu

Fena paniklediniz

Rüşvetler, yolsuzluklar, vurgunlar

Sahibinin sesi pazarlıklar, sıfırlamalar ulu orta ortalığa saçılırken

Şimdi bizden; hiçbir şey olmamış gibi

Size biat edenler gibi

Mideden bağlı yandaşlar, korkudan secdeye varan yandaşlar gibi

Balık hafızalı olup, Unutalım mı istiyorsunuz?

İktidarınızda;

Tüm medyayı sustalı maymuna döndürüp 

Sana hesap soramasınlar diye

Rüşveti vacip sayıp

Haram yemeyi özgürlük diye dayatmaya kalktınız

Baktınız pabuç pahalı hileye saptınız

Her seçimde yaptığınız gibi milli iradeyi bile hiçe saydınız

Tehlike çanlarının çaldığı kırk bir yerde ülkeyi karanlığa saldınız

Utanmadan suçu dilsiz kedilere attınız.

İtirazları yandaşlarınızla savsakladınız.

Ağrıda oyları on dört kez saydırıp ta tutturamayınca

Seçimleri yok saydınız 

YSK, HSYK, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi

Azarınıza, emirlerinize, haksız da olsa her kararınıza 

Ve de yeni ortağınız PKK’ya uysal ve müşfik

Muhalefete, yurtsevere, aydınlara 

Ceberut kesiliyorlarsa

Eyvallah deyip boyun mu bükeceğiz?

Devri iktidarında halk milli iradeyi çöplüklerden topluyor

Devlet baştan sona çetelerce kuşatılmış

Çürümüş elma gibi

Bir parçasında cemaat, bir parçasında sen

Ahtapot gibi sarmalamışsınız Türkiye’yi

Çeteyse ikinizin çetesi

Öyle kaçmak yok

Bir gün mutlaka düşeceksiniz

Er veya geç

Adil yargıda teker teker hesap vereceksiniz!

Yıldız AKALIN