DÜŞÜK FREKANSTAKİ YAYINLAR “YAPAY DİNDARLIK” YAPAR MI?

ABONE OL
18:12 - 01/10/2020 18:12
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DÜŞÜK FREKANSTAKİ YAYINLAR  “YAPAY DİNDARLIK”  YAPAR MI?

Bir toplumda bazı yönlendirmeler yapmak isterseniz, dersinize iyi çalışmanız gerekir. Malzemeyi iyi tanımalısınız. Toplumun neye duyarlı olacağını tahmin etmeli, geçmişini iyi bilmelisiniz. DNA tanımlaması da lazım, karakterinin olaylara tepkisini tahmin etmek yetmez, hücrelerinin tepkisini de bilimsel olarak bilmelisiniz. Bunun için en önemli çalışma alanı o toplumdan alınan kan örnekleri olacaktır.

Geçmişte Karadeniz Bölgesi’nden toplanan 2 bin 500 kan örneğinin  “kalp hastalığı risklerini” araştırma bahanesiyle yurtdışına çıkartıldığını mı hatırlatsam sizlere yoksa Van çevresi ve dersim bölgesi de kan toplandığını mı söylesem. Güneydoğu da ise kan toplanıp yurt dışına incelemeye gideli çok oldu.

Doktor Babuna için 200 bin kan numunesi toplanmıştı da sonucunu öğrenememiştik ya hiçbir zaman. 
Kıbrıs’ta, 1974 yılından önce ölenlerin akrabası bulunsun diye, binlerce kan örneği alındı ve nereye gittiğini bile bulamadım araştırmalarım da.

Kan örneklerinden yola çıkarak genetik yapımızın duyarlı olduğu hastalıkları belirleyip, kimyasal bir saldırı veya incelenen aynı etnik kökene ait insanların, hırçınlaşması veya uysallaşması sağlanabilir.

Ve bir adım daha ilerisini duymaya hazırsanız geliyor…. Düşük frekans ta yayınlar ile derin bir mutluluk hissi verilip ya da “yapay dindarlık” geliştirebilirsiniz.! 
Evet, “Yapay dindarlık” dedim, tanıdık mı geldi.!

Bir araştırma geçti elime. Düşük frekansta yayınlar yapılırsa, insan kulağı bunu duyamaz. Belli bir süre bu yayına, toplum maruz kalırsa, zamanla dine yakınlaşma başlar, diyor. Bilimde bunun adına “yapay dindarlık oluşumu” deniyormuş.

Toplumdaki sessizliğin sebebi bu olabilir mi sizce. 

Türkiye’de bütün değerlerimizden kayıplar yaşadık. Ankara’nın ortasında patlama olsa ya da küçük çocuklara cinsel taciz duyulsa eski sesleri duymuyorsunuz artık Siyasi parti ayrımı yapmadan izleyin gündemi ve eldeki değerlere sahip çıkalım artık.

Nereden mi başlamalı?

Tabii ki aileden, yani kendi evinizden, değerlerimize sahip çıkalım. Eskiden dürüstlük diye kavramı olan toplum, şimdi “ kim çalmıyor ki “ demeye başladı. Değerlerimizi hatırlayalım ve siyasilere harcatmayalım. Aile içinde doğruya ve sevgiye tekrar değer vermeye başlayalım, toplumda ayrım yapmadan kardeşliğe önem verelim. Gerisi kendiliğinden gelecektir.  

Ender Özerdem

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.