CUMHURİYET OYLAMASI

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CUMHURİYET OYLAMASI


1 Kasım seçim dönemecine girdiğimiz son iki ayda Türkiye’de korkunç senaryolar yazılıp uygulamaya konuldu.
Bu senaryoya meslek onurunu kişisel çıkarların önüne koyan büyük oranda yargı, TSK’nin üst kademesinin çoğunluğu, İmam Hatip Okulları, haramla beslenen ticaret erbabı, karayı ak olarak halka yedirmeye çalışan satılık kalemler destek vermekteler.
İktidarı 7 Haziranda kaybeden, devletin, hükümetin ve AKP’nin tek yönetme hakkını kendinde gören Recep Tayyip Erdoğan’ın hesap verme korkusu ülkeyi bir kaos ortamına sürükledi.
Siyaset arenasında muhalefetin çoğunluğu karmaşık bir kararsızlık içinde.
HDP, PKK vesayeti altında düşündüklerini dışa vuramıyor.
MHP, AKP yörüngesinde şiddetin akıttığı kanın getirisine odaklanmış.
Parlamento içinde görüşmeye, tartışmaya ve çözüme razı değil.
Varlığını şehit cenazelerinde ”Şehitler ölmez,vatan bölünmez!” Diye bağırarak sokakta var olmayı hedeflemekte.
Ne hükümet kanadında, ne devlet katında nede AKP’de Erdoğan korkusuyla yanlışlıklara aklıselim bir yaklaşım ortaya konulamadı.
Erdoğan başbakanlık döneminde uyguladığı ayrıştırıcı siyasetini cumhurbaşkanı seçildikten sonra da sürdürdü.
Elinde tek kelimesini anlamadığı Kürtçe Kuran’la Kürt dincilerine şirin görünmeye çalıştı.
Suriye ile, Fetullah Gülen Cemaati ile, dönek Marksistlerle, Libya ile, PKK ile kurduğu ittifaklarla iktidarını sağlamlaştırdı.
AKP kazandı ama Türkiye kaybetti.
Sonra hepsiyle kanlı-bıçaklı oldu.
Sonra dönekler ve AKP aynı bahanede birleştiler:
”KANDIRILDIK!”
Siz, aptal mıydınız? 
Siz bu kadar kör, bu kadar sağır mıydınız?
Kiminiz ülkenin tepe noktasında, kiminiz yazar-çizer, duvarlarınız ciltlerle kitaplarla doldurulmuş rafların önünde poz verenlesiniz.
Kiminiz bugün yıkmaya çalıştığınız Cumhuriyetin, sağladığı olanaklarla muhtar bile olamayacak düzeydeyken başbakanlık, cumhurbaşkanlığı makamına gelebildiniz.
Bile bile Yemek yediğiniz çanağa pislemeye kalkıp, foyanız ortaya çıkınca saflığa yatarak mağduriyet edebiyatıyla sıyırmaya çalışıyorsunuz.
Herkesçe kandırılacak kadar beceriksiz, donanımsız, bilgisiz ve yeteneksizseniz.
Yüreğinizde ve beyninizde nokta kadar onur, haysiyet sorumluluk varsa, bu halktan özür dileyerek pılınızı pırtınızı toplayarak bir köşeye çekilmeniz gerekirdi.
Ama çekilemezler.
Arkalarında o kadar yolsuzluk, vatana ihanet ve kan lekesi bıraktılar ki;
Hele o tapelerdeki aile boyu suç kanıtları
Ayakkabı kutularındaki milyonlarca dolarlar
Çikolata kutularında verilen rüşvetler
Para sayma makinelerinde destelenip kasalara istiflenen paralar
İsviçre bankalarında ABD diplomatlarının kriptolarına girmiş hesaplar
Gerçekçi olalım. AKP,1Kasım’da yine tek başına iktidara gelemezse yine her türlü yasadışı, Anayasa dışı yollara başvuracaktır.
Böylesine bir seçim döneminde iyimser olmak toplumu yanıltmaktan başka işlevi olamaz.
Her türlü olasılığı düşünüyorlardır.
Davutoğlu’nu sempatik göstermekle, onu pohpohlamakla Erdoğan’ın vesayetinden çıkıp, görevini yapacağı yanılgısına düşülmemelidir.
O, çocukların bile yapmayacağı gafları peş peşe sıralayarak devlet adamlığından ne kadar uzak olduğunu kanıtlamaktadır.
Yüz iki canın katledilmesinin partisinin oylarını artırmasını başarı olarak gösterirken AKP’nin kimliğini vurguluyordu.
”Nerede bir zalim varsa yanında olacağız!” sözü dil sürçmesinden .çok Gezi’de, Eskişehir’de, Suruç’ta, Diyarbakır’da, Ankara’da kimlerin yanında olduğunun itirafıydı.
”Eş bulamayanlara eş bizden!” Diyerek, kömür çuvallarından, makarna kolilerinden başka soy karşılığı eş dağıtan siyasetçi tarihe geçecekti.
Bayram tatilini uzatarak CHP’ye oy verecek kararsızları, ülkenin düştüğü cehaletin, acımasızlığın, karanlığın bilincinde olamayan yığınları seçimlere katılmamasını sağlamayı düşünmeye kadar her üç kağıdı oynamayı oyunun kuralı saymaktalar.
MHP, bağırsa da, çağırsa da misyonu olan AKP’yi koruma kollama görevini sürdürecektir.
Seçim barajını aşamayacağı belli, solda ve cumhuriyetten yana olan partilerin seçmenleri verecekleri oyun patilerine değil, AKP’ye vermiş olacaklarının bilincinde olacaklardır.
Vatanseverlerin, demokratların, aydınım diyen kişilerin CHP’den başka partiye verdikleri her oy AKP’ye destektir.
Tepkileri nedeniyle oy kullanmaya gitmeyenler AKP’den yana tavır koymuş olacaklardır.
Bu seçim Cumhuriyet’in oylaması olacaktır.
Cumhuriyetten, hele laik cumhuriyetten yana olanlar
Cumhuriyet’i kuran partiye yani Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermek zorundadırlar.
Zaman sınama yanılma zamanı değil
Zaman, Cumhuriyet’e Türkiye’ye sahip çıkma zamanıdır.
El ver, oy ver!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.