CUMHURBAŞKANI`NDA SERTLEŞME PROBLEMİ!

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CUMHURBAŞKANI`NDA SERTLEŞME PROBLEMİ!

Genellikle sertleşmeme veya dikleşmeme problemlerini çok duymuşsunuzdur, fakat bizim derdimiz tam tersi. Bizim yetkililerde sürekli sertleşme, bazı durumlarda da dikleşme problemi mevcut.

Dikleşme sorununu hatırlayalım derseniz, hemen yardımcı olayım. Başbakandı Erdoğan, “Dik duracağız, diklenmeyeceğiz” diyerek siyaset yapıyordu o yıllarda. Başbakan olunca biraz gerildi diyeceğim fakat henüz belediye başkanı iken yani doksanların sonunda bile meydanlarda “Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler ise kışlamız “dediği için Diyarbakır 3 No’lu DGM’de yargılanmıştı. Sonra bir müddet içerde yatmış ve “Muhtar” bile olamaz demişti bazı kendisini çekemeyen çevreler. Sonra Deniz Baykal yardım etmiş ve kanun değiştirilip kendisi siyasete tekrar dönmüştü, şimdi Devlet Bahçeli`nin yardımı ile başkanlığa doğru yol aldığı gibi.

Yani konunun belediye başkanı, başbakanlık gibi mevkilere gelmesi ile alakası yok, bence bu durum karakteri ile ilgili bir mesele.

Normalde insanlar yaş ilerleyip torun sahibi olunca biraz daha anlayışlı olur diye bilinir. Geldiğimiz noktada siyasette zirve yapan ve yaşı kemale eren Cumhurbaşkanım dik durmayı, sertleşmeye terfi ettirdi. Arap baharında kuzey Afrika liderlerine konuşurken de Irak liderine cevap verirken de ilişkilerde sertlik var. Esad deseniz zaten çok sert gidiyor konuşmalar. FETÖ konusunda ABD bile payını aldı bu üsluptan.

Davos ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le küstüğümüzü hatırlarsınız. Tüm dünya ne oluyor derken CNN International canlı yayında “Erdoğan’ın gerçekten kendini mi kaybettiği yoksa seçimler öncesi iç desteğini artırmak için mi yaptığı net değil ” yorumunu yapmıştı. Gene bir seçim öncesi ve gene sertleşme. Bu seferki “talihli” Almanya. Bu kadar gerilimli ve sert bir dış siyasette gereklimi diye sormak istiyorum. Gidip muhataplarla kapalı kapılar ardında görüşme yapılabilecekken, ulu orta laf göndermenin ne faydası olacağını soruyorum. Mevki, bir dış ülkeye televizyonlardan laf gönderme mevkii değildir. Cumhurbaşkanlığı son noktadır ve onun lafı beni de bağlar. Savaş açarsın askere ben giderim. Karşı taraf alayınızı dese laf bana da gelir. İşin kısası kendi özelin değil bu işler sayın Cumhurbaşkanım. Siyaseti bırak partiler yapsın. Birazda üslubu yumuşatalım ki, liderlere örnek olunsun.

Cumhurbaşkanımız “Okunan Ezanı kimse susturamayacak, Ezanın sustuğu yerde insanların huzuru olmaz” demişti neredeyse 20 yıl önce. Şimdi sormak istiyorum. Eskiden de ezan problemi yoktu, 20 yıldır yönetimdesiniz ve Ezanın sustuğu da yok. Peki güzel ülkemde niye huzur kalmadı hiç düşündünüz mü?

Ekonomi bozuldu, turizm çöktü, gelir adaletsizliği artı ve en önemlisi yargıya güven azaldı fakat hükümet yıkılmadı ise “Halkımız sertten mi hoşlanıyor” diyebilmek için, üniversitelerin tez çalışması yapması lazım bu konu beni aşar!

Ender Özerdem

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.