CHP’NİN BU GÜNÜ VE BEKLENTİLERİMİZ

ABONE OL
18:50 - 01/10/2020 18:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Cumhuriyet Halk Partisi DP’nin tüm çabalarına rağmen varlığını sürdürmüş ama, 12 Eylül Darbesiyle Amerika’nın sadık oğlanlarınca kapatılmıştı.
Lord Curzon, Lozan’da bağımsızlığı Türkiye’nin olmazsa olmazı sayan İsmet Paşa’ya:
“Kabul etmediğiniz şeyleri şimdi cebime koyuyorum; zamanı gelince birer birer karşınıza çıkaracağım” demiştir.

Bu kabul edilmeyen şeyler; kapitülasyonlar, Ermeni sorunu, Kürt Özerk Bölgesi, Boğazların sahipliği… gibi dayatmalardı.
Bunların bir kısmı DP dönemlerinde, AP dönemlerinde ve Özal’lı ANAP döneminde geri verildi.
AKP döneminde daha ileri gidilerek Sevr dayatmaları hızla uygulamaya konulmaya ve son şekli verilme aşamasına gelmiştir.
Batı, Türkiye Kurtuluş Savaşında emperyalizme karşı durduğu ve 2. Dünya Savaşında emperyalizmin pazar savaşına Türkiye’yi sokmadığı için cezalandırmak istemiş ve ne acıdır ki bugünlerde amacı doğrultusunda epey yol almıştır.
Kurtuluş savaşı ile kurtuluşunu, Lozan Anlaşması ile bağımsızlığını her alanda başlatılan devrimlerle Türkiye Cumhuriyeti tüm kazanımlarını, çağdaşlık hedefini, demokrasi kültürü gelişimini kazanmış bir Türkiye Cumhuriyeti yerine, güdümlü bir Ilımlı İslam Devleti şekline dönüştürülmek istenmektedir.
Küresel kapitalizmin desteği ile iktidara getirilen AKP, bu günkü Mısır, Libya, Bahreyn, Kuveyt, Irak benzeri bir projenin Türkiye’de uygulayıcı elemanı olarak görevlendirilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bu projenin eş başkanlığına atanmıştır.
AKP-Cemaat işbirliği ile Yasama-Yürütme-Yargı erki büyük oranda ortadan kaldırılmış hukuk devleti tek adam diktası şekline getirilmiştir.
Hukuk yerine Fetva dönemi başlatılmıştır.
Çağdaş bir Türkiye’nin başbakanı, kadınlara üç çocuk yetmedi, beş çocuk doğurma fetvaları vermekte, kürtajı yasaklamakta bilimi, insanların günlük yaşamını, kılık kıyafetini, okulların, üniversitelerin işlevlerini Ulamalardan alınan fetvalarla belirlemeye başlamıştır.
Kendi yandaşlarınca belirlediği Yüksek Yargıyı bile ortadan kaldırarak hayalini kurduğu padişahlık sistemini kabul ettirme yolunda düşüncelerini açıkça ortaya koymaktadır.
Bugün, bu karşı devrim hareketine karşı yurtsever, demokrat toplumsal muhalefete öncülük görevi dün olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partisi’nin görevidir.
Tüm çağdaş, demokrat, laik bir hukuk devletinden yana olan diğer sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler böylesi bir toplumsal direnişin ve toplumsal muhalefetin içerisinde ön yargısız, birleştirici kararlılıkla yer almalıdır.
Cumhuriyet Halk Partisi darbelerin mağduru olmuş bir partidir.
Darbeciler tarafından kapatılmış, liderleri ve yöneticileri tutuklanmıştır.
Şiddete ve terörün her türlüsüne karşı durmuş, milletvekilleri, yöneticileri öldürülmüştür.
Cumhuriyet Halk Partisi şiddete, darbeye karşıdır.
Hukuk dışı, demokrasi dışı hiçbir oluşumun içinde olmamıştır, olmayacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi kendini sürekli yenileyen, sol siyaset içerisinde Sosyal Demokrasiyi seçerek çizgisini belirlemiştir.
Bunun anlamı; emeği en yüce değer sayan, özgürlükçü, dayanışmacı, eşitlikçi, çoğulcu, uzlaşmacı ilkeleri savunan çağdaş, demokratik bir sol anlayışı savunur.
Cumhuriyet Halk Partisinin bu sosyal demokrasi ilkeleri yanında Türkiye’nin tarihsel konumu ile örtüşmüş ilkeleri vardır.
Bu ilkeler: Cumhuriyetçilik, Ulusalcılık (yurtseverlik), Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Devrimcilik. Bu ilkeler, Sosyal Demokrasinin evrensel ilkeleri ile örtüşen ilkelerdir.
Bu ilkeleri liberal kapitalist küreselleşmenin karşısında bir engel olarak gören dinci, sömürücü, demokrasiyi sadece kendi amaçlarına araç olarak kullanmak isteyen çıkarcılar ve onların sahipleri, hangi yolu denerlerse denesinler o ilkelerin tekine bile dokunamayacaklar.
Ayrımcılığa karşı ve kültürel farklılıkların zenginliğini geçmişinde de savunan Cumhuriyet Halk Partisi bugün de her türlü etnik ırkçılığa, her türlü gericiliğe karşı koyacak, her inançtaki yurttaşları laik düzen içinde koruyarak ırkçı çıkarcıların ve dinci ayırımcıların pençesinden kurtaracaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi ilkelerinden ödün vermeden kurduğu cumhuriyete, halk yararına başladığı devrimlere sahip çıkarak daha etkili ilkelerine sahip çıkacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi katılımcı, çoğulcu, eşitlikçi, demokrat, yurtsever, ulusalcı, devrimci, laik, halkçı, cumhuriyetçi ilkelerini önce parti içinde ödünsüz uygulayarak inandırıcı olacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi, yönetimini ve her alanda yöneticilerini parti üyelerine, yani halka yaptırarak ülke yönetimini halkın ön seçimle belirlediği sol, sosyal demokrat kişilerle belirlemelidir.
Kadınların, gençlerin önü açılmalı onlara her birimde çalışma ve yönetme fırsatı verilmelidir.
Kadının, gençliğin söz sahibi olmadığı bir partide ve toplumda dinamizmden söz edilemez.
Parti okulları açılarak, bilinçli, bilgili, donanımlı kadrolar yetiştirilmelidir.
Partiye dışarıdan alınacak bilim adamları, akademisyenler CHP’nin ve sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini özümsemiş nitelikte olmaları gerekir.
Demokrasi ve İnsan Hakları bağlamında; şiddeti, ayrımcılığı, ırkçılığı, kökten dinciliği reddeden her düşüncenin özgürce açıklanmasını, örgütlenmesini, siyasi çalışmalarının önlerinin açılması CHP başlıca görevidir.
Her düşüncenin halkın oylarıyla, halkın meclisinde temsil hakkı verilmeden o ülkede demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün, çoğulculuğun varlığından söz edilemez.
Barış; canilerin, vurguncuların, işbirlikçilerin affedilmesi, onurlandırılmasıyla, tek adamın veya bir grubun seçtiği meclislerle, yönetimlerle, hele, iktidarını emperyalizmin buyruğunda arayanlarla değil, ülkede herkesin katılımcı, yurttaşlık bilinciyle sorumluluk alarak halkın özgür iradesiyle halkın çıkarlarını, refahını, barışı, özgürlüğü, dayanışmayı ülke bütünlüğünü ve ülke kaynaklarından eşit şekilde paylaşmadan yana halkın seçtiği gerçek temsilcileriyle olanaklıdır.
Bu istemler ise ancak toplumsal muhalefetin öncüsü görevini üstlenecek bir siyasi partiyle gerçekleşebilir.
Bu parti; kurtuluşu ve devrimleri başaran dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devrimcisi olan Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi’ dir.
Parti içinde bu ilkelerle ile bağdaşmayan, tepeden inme ameliyatlarla organ nakli gibi bünyeye uyum sağlamayanlar getirilmiş olabilir.
Bunun nedeni de CHP’nin yukarıda belirttiğimiz dar kadro anlayışında olanlarca ya da iyi niyetle örgüte yarar sağlayacağı yanılgısıyla yanlış atamalar sonucudur.
CHP ilkelerini benimsemiş kişilerce özlediğimiz ve özellikle vurguladığımız katılımcı, özgür ön seçimlerle halkın oylarıyla sağlanırsa başarının kazanılması kesin olacaktır.
Elbette CHP ve yöneticileri eleştirilecektir, üyelerin oylarıyla demokratik kurallar içerisinde o yöneticiler değiştirilmek istenecektir.
Ama eleştiri hakarete dönüşürse.
Kişisel egolar her şeyin üzerinde tutulursa.
Hırslar, öfkeler, kinler baz alınırsa
Her hatada ”İstemezük” yaygarası koparılırsa.
Böl-parçala-tuzağına düşülürse.
Böyle düşünenlerin amacı:
AKP’nin ve uluslararası kapitalizmin iktidarının devamını isteyenlerin amacına hizmet etmektir.
Bu tuzağa parti içerisinde olumsuz gelişmelerden hoşnut olmayan iyi niyetli CHP’lilerin, başka siyasi kuruluşlarda ve sivil toplum kuruluşlarında yer alan demokratların, yurtseverlerin düşmeyeceği kesindir.
Tüm yurtseverleri, Türkiye’nin bağımsızlığından, çağdaş, demokrat, laik bir hukuk devletinden yana olanları, yurtsever partileri, aydınları ve halkı bu ilkelerin kapsamında birlikte olmaya, birlikte mücadeleye ve aklı-selime çağırıyorum.
Çoğunluğun bu düşüncede ve inançta olduğuna inanıyorum ve sesleniyorum.
Gelin ülkemizin geleceğini aklıselimle birlikte belirleyelim.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlara da fırsat vermeden.

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.