BÖYLE CUMHURA BÖYLE BAŞKAN

ABONE OL
18:19 - 01/10/2020 18:19
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BÖYLE CUMHURA BÖYLE BAŞKAN

“Van minut! Van minut!” (“one minute“ in Türkçesi
Ardından da; “Daha da Davos a gelmem.”
Ne düşündü ki ola? Ayaklarına kapanacaklar, “Aman Sultanım! Biz ettik, sen etme devletlum! Sen olmazsan Davos da olmaz!” falan mı diyecekler sandı?
Yaptığının diplomatik bir skandal olduğunu söylemiş olmalılar ki Hazrete;  “Tepkim moderatöreydi.” diyerek çevir gazı yanmasın moduna girdi. Çark etti, çark!
„Hadi! Ananı da al git!”
Her şeyin bununla başlamadığı kesin. Ama; bu bardaktaki suyu taşıran ilk düzeyi düşük çıkışmasıydı yurttaşa.
“Beni İstanbul Yahudilerine sorun!” demiş hazret.
Sorsaydık İstanbullu Yahudilerimize, ne derlerdi acep? “Çok kibar adamdır kendileri.” demeyeceklerine kalıbımı basarım.
“Sigara içmeyin, alkolü de azaltın. olur biter.” Hazrete göre bir yudum alkol alan bile alkoliktir. Teke Tek’te Fatih Altaylı’nın sorusuna verdiği yanıtı kulaklarımla duydum.
“En az üç çocuk yapın!” Üç de yetmez beş olsun! Ver Allahım, ver! Yorgan altı, yorgan üstü fark etmez. Burnu her b..un içinde…
“Ben BOP’un (Büyük Ortadoğu Projesi)  eşbaşkanıyım.”
Ne demişti Kurtarıcı ve Kurucu? “Memleket içinde iktidara sahip olanlar şahsî menfaatlerini müstevlîlerin siyasî emelleriyle tevhîd edebilirler.” mi demişti? Adını da “gaflet, dalâlet ve ihanet” mi koymuştu bunun. Kim bu gafil, bu sapkın, bu hain? Kim?
“Gâvur İzmir”. Neden gâvur bu İzmir? AKP’ye pirim vermiyor da ondan mı?
„Bir şehit cenazesi olduğunda nasıl yaygara koparıldığını görüyoruz.” der, ama; bakarsın bir şehidin cenaze namazında en ön sırada saf tutar bu köşesiz.
„Porsche’ye binme fiata bin!“ „Ekmek yoksa pasta yesinler!“ diyen Fransa Kraliçesinden ne farkı var. En az onun kadar uzak halkına.
“Okyanus ötesine selamlar…” gönderiyordu bir zamanlar. Sonunda inde yatan ayı yaptı Hoca Efendi’yi. Ne kadar ayıp!
En kadim dostunun kim olduğu “Kadim dostumuz ABD.” özdeyişinde gizli Bademin.
“Şivan Perver gönlümü eritiyor.” dedi. Ben; bu Şivan Perver’i dinlemeye gittim Münih’te bir konserine. Beş dakika dayanamadım, kaçtım salondan. Adam türkü mürkü söylemiyor. Avaz avaz bağırıyor hançeresini yırtarak.  Bademin içini eritiyormuş baksanıza…
“Hakara makara!” yı neden mi söyledi?
Gazeteciler sordular buna. “Cumhurbaşkanı (Abdullah Gül) sosyal medyayı kullanıyor. Siz de kullanıyor musunuz?”
“Onlar orada hakara makara yapıyorlar. Ben çakmam o işlerden.” diye yanıtladı soruyu.
“ABD’ nin Irak’ ta savaşan kahraman bay ve bayan askerlerin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en az zamanda dönmeleri temennisi ile duacıyız”.
Hadi siz de, bir daha cuuuş ile, Amiiiin!
”Kılıçdaroğlu bana yalan makinesi diyor, ama iltifat ediyor farkında değil. Yalan makinesi yalanları ortaya çıkarır.” derken yalan makinesi olduğunu itiraf ettiğinin farkına varamayacak kadar da zekâ özürlü Badem.
Sinop’ta konuşma yaparken ortaya çıkan teknik arızaya kızdı da “Şimdi bana küfrettireceksiniz.” dedi.
Küfretseydi nasıl ederdi ki? Ne derdi yani işin sorumlularına?
Çocuklara dağıttığı oyuncak paketlerini ulaştırmakta geciken polise “Senden de bir cacık olmaz!” demişti hani. Onun gibi bir şey mi?
Dün de, İstanbul Esenler’de  bir kahvenin balkonunda sigara içenler aldılar nasiplerini Bademden. “Atın o sigaraları!” buyurdu hazret. Sigaraların atılmadığını görünce de Esenler Belediye Başkanı’na emretti. “Gönder zabıtalarını bassınlar cezayı! Bunun ceza-i müeddiyesi var. Cumhurbaşkanı emrediyor, atmıyorlar sigaralarını saygısızlar. Bu ne terbiyesizliktir.” buyurdular.
Soma’da bir maden işçisini tokatlamamış mıydı? Unuttuk mu? Bu kadarına şükretsinler balkondaki tiryakiler…
Eh! Bu da yorganın üstü…
Siz de bunlara ekleyecek daha neler neler vardır, biliyorum.
Daha ne salvalar görür, ne salvalar duyarız cumhurumuzun başı Bademken?
Bekleyelim…

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.