BATIDAKİ KÜRTLER

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Nedense Batı kentlerinde yaşayan yurttaşlarımızdan sık sık ”her taraf Kürt doldu” veya ”gelip memleketimize yerleştiler, zengin oldular” gibi üzüntü verici ifadeler duyuyorum. Sanki kendileri yaşadıkları topraklara başka yerlerden gelmediler, sanki ülkemizin doğusu başka bir ülke… Bu bana Almanya’da bazı Almanların gizli gizli homurdandığı ”her taraf Türk doldu” veya ”biz küçük bir araba alamazken, onlar koca Mercedes’lerle geziyorlar” veya Alman gençlerin ”bütün güzel kızlarımızı Türk gençleri kaptı” şeklindeki ifadelerini anımsatıyor. Almanya’da tüm bilimsel araştırmalar gösteriyor ki yabancılar, dolayısıyla Türkler olmadan bu ekonomik başarı sürdürülemez, çünkü Alman nüfusu günden güne yaşlanıyor ve çocuk yapmada biraz tembel davranıyorlar. Son Aydın gezimde görüştüğüm Kürt kökenli yurttaşlarımızda bana yerel ekonomiye olan katkılarını anlattılar. Kuşadası’nda görüştüğüm bir mağaza sahibi ”istemez miydim, bu turistler doğudaki köyüme gelsinler, ben de orada mağazamda onlara hizmet vereyim, ama burada çalışarak yerel ekonomiye, dolayısıyla ülke ekonomisine büyük katkılar sağlıyoruz”.

Aydın’da görüştüğüm bir işadamı ise gözleri dolarak öyküsünü özetle şöyle anlattı ”ailem bizi yoksulluktan on kardeşimle çocuk yaşta buraya getirdi. Babam inşaatlarda çalışırken, ben ayakkabı boyacılığına başladım. Köyümüzde tüm çocuklar için tek bir sınıf olduğundan ve Türkçe öğrenemediğimizden Türkçe konuşamıyordum. Bir gün ayakkabı boyarken, bir polis memuru Türkçe bilmiyorum diye beni tokatladı, arkadaşıma sordum ”polis amca bana niye vurdu?” Çocuk aklımla anlayamamıştım, anladığım tek şey eğer bu kentte başarılı olacaksam bu dili iyice öğrenmem gerekiyor”. Bugün Türkçeyi, Kürtçeyi ve Arapçayı çok iyi konuşan bu iş adamı ikisi mimar olan kardeşleriyle birlikte kentin en büyük yapılarına imza atan mütahit olarak bir gurur abidesi olarak duruyor. Ve bu insan gururla şunu söylüyor ”Aydın bugünkü haline geldiyse bunu ben ve benim gibi dışarıdan gelip canını dişine takarak çalışanlar sayesinde olmuştur” diyor.

Diğer bir Kürt kökenli yurttaş eskiden Kürtçe bir kaset dinlemek için nasıl rizikolara girdiklerini yine gözleri dolarak anlattı. Ailesinin, Aydın’a gelişini bildiğim bir Kürt arkadaşım ise gözleri dolarak şunları söylüyor ”ben burada doğdum. Daha babamların geldikleri kenti bile görmedim. Çocukluğumuzda Kürt olmamız veya Alevi olmamız kimseyi ilgilendirmezdi, ama şimdi bir şehit cenazesi olduğunda çocuklarımı sokağa salmaya korkuyorum. Bizi bu hallere getirenlere lanet olsun”.

Konuştuğum Kürt kökenli insanların PKK’ya lanet yağdırdığını da eklemek isterim. Burada, yıllarca bu insanları görmemezlikten gelip PKK’nin oluşmasına neden olup, ekmeğine yağ sürenlere ve kirli savaştan çıkar sağlayanlara da lanet yağdırıyorlar. Ailesinden PKK karşı savaşta bir şehit vermiş biri olarak yazıyorum, ben her şeye rağmen bu iki halkın kesinlikle birbirine düşürülemeyeceğini ve istenen ırkçı savaşın çıkarılamayacağına inanıyorum. Eski Yugoslavya’da önceleri hiç bir ırkçılığa dayalı ölüm olmazken, bir düğmeye basılarak binlerce kişi öldürtüldü ve ırkçılıkla ülke paramparça edildi. Biz de ise PKK’nin ortaya çıktığı 1974’den beri otuz binin üstünde insanımız bu terör yüzünden yaşamını yitirdiği halde, bizi birbirimize düşüremediler.

Batıdaki Kürtlerin başarılarının ardındaki nedenlerle Almanya’da yaşayanların nedenler arasında benzerlikler görüyorum. Almanya’da özellikle birinci neslin en kötü şartlarda yaşadıklarını, en pis işleri yaptıklarını unutmayalım. Bu insanlar en kötü evlerde oturup, normal işlerinden sonra iki-üç temizlik işine giderek ve bir cent harcamaktan korkup para biriktirerek Türkiye’de bir şeylere ulaştıklarını unutmayalım. Bu uğurda çocuklarıyla ilgilenmeyi ihmal ederek, onları da sevgi ve saygı bazında yitirdiklerini unutmayalım. Ve bu insanların çocukları bugün bazı mevkilere geldiler, büyük şirketlerin sahipleri olarak, politikacı olarak Alman ekonomisine ve politikasına damga vurur oldular.

İşte ülkemizin batısında yaşayan Kürt kökenliler de oranın yerli halkının yapmaya yanaşmadığı ağır işleri yaparak, çoluk çocuk çalışarak bugün bir yerlere geldiler. Onlara karşı duyulan bugün duyulan tepki bence milliyetçilik falan değil, sadece kıskançlık…

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.