BAŞBAKANI DİNLİYORUM GÖZLERİM KAPALI

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Cuma akşamı, SHOV TV’de seçkin Genel Yayın Yönetmenleri ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘’Siyaset Meydanı”ndaki demokratik şovunu izlemeyenler, önemli, önemli olduğu kadarda ders verici tarihi bir fırsatı kaçırmış oldular!
Başbakan, ilk kez yandaş medya dışında bir programda gazetecilerin karşısına çıkıyordu.

Kanal Türk, daha sonra Kanal Biz, Star Gazetesi, ATV, Sabah Gazetesi Başbakanın gazabına uğrayıp kanalları Gülen Cemaatine, Diğerleri ‘’Bizim Çalık’a” sunulmuş, Cem Uzan Yurtdışına, Tuncay Özkan ile Doğu Perinçek, Kanal B’yi kuran bilim adamı Prof. Mehmet Haberal soluğu darbe yapma suçlamasıyla hapislerde almıştı. Cumhuriyet’i ele geçiremedi ama, İlhanSelçuk”u ve Mustafa Balbay’ı da darbe yapacakken derdest edip ülkeyi postal altında ezilmekten kurtardığına önce kendini sonra ne kadar cumhuriyet karşıtı ve bezgin demokrat varsa inandırdı. Üstelik davaya gönüllü savcı olarak duhul oldu.
Doğan Medya’ya özel cezalar yargıdan dönse de, Aydın Doğan’ı emekli edip, Karamehmet’e de hapis ve yüklüce para cezası ile hafif aykırılar tekdir edildiler.
Ahmet Hakan’ın gazı ile Umrelere gidip İhramlara bürünen Ertuğrul Özkök, eline tutturulan listelerdeki istenmeyen gazetecileri kovması bile işe yaramadı, Genel Yayın Yönetmenliği baypas edildi.
Aslında Doğan Medya’nın yazarlarının çoğunluğu AKP’ye hizmette kusur etmiyorlar üstelik.
Demek ki tam itaat isteniyor.
Yılların tecrübesine sahip Ali Kırca, tehlike çanlarını görmüş olacak ki, ana başlıkları saygılı biçimde başbakana sorsam mı acaba ikilemiyle epey sıkıntı çekti.
Diğer demokrat ve de tarafsız Genel Yayın Yönetmenleri gayet rahat, dostluk havası içinde, yaptıkları onurlu görevin huzuru içindeydiler.
Katılımcı gazeteciler;
Sabah Gazetesinden, Mehmet Barlas. Başbakanın yanağından makas alacak kadar samimi.
Zaman Gazetesinden, Ekrem Dumanlı, Hocafendinin takdirine mazhar olmuş gazeteci.
Akşam Gazetesinden, İsmail Küçükkaya AKP’yi eleştirisel bir sabıkası yok.
Yenişafak Gazetesinden, Yusuf Ziya Cömert, Sadık AKP cengâveri.
Hürriyet Gazetesinden, Vahap Munyar, Diğer gazetelerin genel yayın yönetmenleri gelirken, Hürriyet’ten ekonomi bölümünden seçilmesini yadırgayanlar kaçırmış olabilir. AKP’nin ekonomi atılımlarını övgüyle işleyen tarafsız! biri! Başbakan, Hürriyet Gazetesinin AKP’nin yatırımlarını yazmadığını belirttiğinde, heyecanla, kendi sayfasında tam sayfa ‘’Tarsus Yatırımını” yazdığını vurgulayarak, aykırılardan olmadığını belirtmek istedi.
Gazetelerde (süslemezlerse) geniş özetini okuyacağız.
Benim beğeni ile izlediğim bu tarafsız, tarafsız olduğu kadar da sessiz ve saygı duyulacak saygılı gazeteciler, başbakanı üzecek, hiddetlendirecek sorulardan uzak durdular. Muhalefetin, başbakana tavrını kınamayı da unutmadılar. Başbakan, konuşurken araya giren destekçi saygın gazetecilere sözle değil ama parmağı ile Van Münit çekerek hizaya getirdi. Hiç öfkelenmedi. Saçlarının rengi bile koyulaşmış, daha hoşnut görünüyordu.
Başbakan, Ergenekon ve intihar eden askerlerle ilgili mahçupsal sorulara, ‘’yargı bağımsızlığı” ilkesini hatırlatarak yargıya güvenmelerini salık verdi.
Donulmazlık nedeni ile yargıda bulunan yolsuzluklar, sahte fatura, haksız kazanç davalarını, Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi kararlarını başbakana saygı gereği sormadılar. Şu gergin ortamda, böyle önemsiz, halkın bile takdir ettiği ‘’çalsınlar ama iş yapsınlar” özdeyişi doğrultusunda davranmayı görev bildiler. Başbakan’da ziyadesiyle hoşnut kaldı.
Tekel İşçileri konusunda ise, adını vermediği bir sendikacının biat etmeyen işçileri ‘’ İzmir’den Muş’a atanmalarını, oraya gidemeyecekleri için başbakanın şartlarını kabul edeceklerini fikrine bir yorum yapmadan,”Beraber Yürüyeceğiz Bu Yollarda” nakaratını gönüllerindeki saklı duygularla, gözlerindeki pırıltılarla bu demokratik yarenliği, pardon! Danışıklı döğüşü, yine pardon! seviyeli programı uzatmayarak başbakanı daha fazla yormamak için noktaladılar.
Demokrat olmak zor zanaatmış!
Başbakan mı, danışmanları mı bilemiyorum ama iyi seçiciler!
Elbiseleri, kravatı, ayakkabıları hepsi kaliteli. Avrupa biçimi. Çekemeyenler, batıya karşı diyorlar. Yönünü doğuya döndü diye bühtan ediyorlar. Bilgi eksikliği! Bilmiyorlar mı ki hep doğuya yürünürse, batıya da ulaşılır. Dünya yuvarlaktır!
Başbakan, programlarlar konusunda da seçicidir. Öyle muhalif, eleştirisel bakan, AKP’nin Türkiye’ye çağ değil, çağlar atlattığını her programında belirtmeyen programlardan hazzetmez. O programlara da elbette çıkmaz.
Başka ülkelerde başbakanlar, muhalefet liderleriyle TV önünde siyasi tartışmalar yaparlar. Türkiye’de başbakan, muhalefetle, hele Baykal’la halkın karşısına kesinlikle çıkmaz. Münafıklara bakarsanız; ‘’Tayyip Bey’in, ne bilgisi, ne de tartışma becerisi vardır. Karşısındaki meclis başkanı veya bakanları değil ki azarlasın! Başbakan danışmanlarının yazdıklarını, karşı aynadan okuyarak millete yutturuyor,” Ama, başbakanın hayranlarına bakarsanız; ‘’Baykal, 2002’de Tayyip Bey’in acemiliğinden yararlanıp milyonların önünde dokunulmazlıkların kaldırılacağı sözünü almıştı.” O nedenle öyle TV’lerin karşısına çıkıp tongaya düşmek istemiyor. Sonra Baykal’ın aldığı oy nedir ki?
Öyle bir Türkiye tablosu ortaya koydular ki, şaşırdım kaldım. Türkiye’ye ne Avrupa yetişebilir, ne Amerika. Vatandaş, elbette bunları görüyor, o nedenledir ki iki dönemdir oyunu AKP’ye veriyor. Sadece Ulusalcılar ve darbe yanlıları göremiyor!
Boşuna mı adam ikinci peygamber olarak ilan ediyor? Durduk yere mi başbakan için ‘’şükür namazları” buyuruluyor? Altıncı Filo’yu protesto eden solculara inat Altıncı Filo için dini bütünler ABD gemilerine destek namazı kılmışlardı. Günlerce din adamları Hadisleri, Ayetleri tarayıp bu namazın yerini bulamamışlardı.
Koskoca devletin valisi sırtında buz dolabı elektriksiz köylerde AKP için boşuna mı propaganda yapsın!
Yine koskoca devletin valisi zikir çeker gibi huşu içinde niçin ‘’Van Minüt” çeken başbakan isterim” diye yırtınsın!
İşsizlikmiş, işçiler ekmeğini kaptırmamak için karda kışta onur savaşı yapıyormuş, yurtseverler, aydınlar zindanlara atılmış, yolsuzluklar almış başını gidiyormuş, vatan bölünüyormuş!
Patagonya’da veya Muz Cumhuriyeti’nde mi oluyor bütün bunlar?
Başbakan ve saygıdeğer Genel Yayın Yönetmenleri mutlu mu mutlu!
Eh bizde onlara ve sadaka toplumuna uyalım.

Başbakanı dinleyelim gözlerimiz kapalı!

Yıldız AKALIN

Hessen Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu Başkanı

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.