ATLARLA-İTLERİN KARIŞAN İZLERİ

ABONE OL
18:10 - 01/10/2020 18:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ATLARLA-İTLERİN KARIŞAN İZLERİ

 Recep Tayyip Erdoğan yine gündemi belirlemek için
”At izi it izine karıştı.” Dedi de
Atlar kim, itler kim? Onları belirtmedi.


 
15 Temmuz’da MİT,  darbe girişimini bildiği halde cumhurbaşkanına, başbakana, bakanlara haber vermemişti.

Genel Kurmay Başkanına bilgilendiriyor. O da ne cumhurbaşkanını, ne de başbakanı bilgilendiriyor,
Kuvvet Komutanları bir düğünde kasap havası eşliğinde oyun oynarken derdest edilip Akıncılar Üssünde etkisiz hale getiriliyor.
Cumhurbaşkanı, her dediği kanun sayılan muktedir yine kifayetsiz, yapayalnız.
Darbe girişimini eniştesinden öğreniyor.
Başbakan bir akrabasından öğreniyor.
 
O günden başlayarak izler birbirine karışmaya başladı.
MİT Müsteşarı, Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanlarının tutumları konusunda soruları yanıtlayan cumhurbaşkanı;
”Dere geçilirken at değiştirilmez.” Derken MİT Müsteşarı, Kuvvet Komutanlar kastediliyordu.
Bizimde bu konuda bir Atasözümüz var;
”At sahibine göre kişner”
 
Yıllar önce Doğu Perinçek, Yalçın Küçük,  Ergün Poyraz,  Soner Yalçın, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, İlhan Selçuk, Türkan Saylan,  MİT, TSK içerisindeki yurtsever komutanlar, Gülen Cemaatinin devlet katmanlarında örgütlendiğini belgelerle açıklamış, yazmışlardı.
 
AKP İktidarı döneminde Milli Güvenlik Kurulu,  Gülen Cemaatinin devlet birimlerinde, ülke içinde ve dışında örgütlenmesine hükümetin önlem alması yönünde aldığı tavsiye kararında dönemin başbakanı Erdoğan’ın ve kurul üyesi bakanların da imzaları olmasına rağmen sonradan bu karar uygulamaya konulmamıştı.
 
Üstelik AKP hükümeti, Türkiye Dış temsilciliklerine Gülen Cemaatinin desteklenmesini önünün açılmasını istemesi bir yana, onu onurlandırmak için hatıra sikkesi bile yaptırdılar.
 
Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk kumpasıyla birçok aydın, asker, gazeteci, bilim adamını darbe yapacakları yalanıyla (aslında AKP- Cemaat iktidarına engel gördükleri için) tutuklamışlardı.
 
Başbakan Erdoğan, Ahmet Şık’ın henüz basılmamış,  Gülen Cemaatinin içyüzünü anlatan kitabı nedeniyle tutuklanması için basılmamış kitabına ”bomba” diyerek destek vermişti.
 
Emniyetin üst birimlerinde, istihbarat birimlerinde görev almış, emniyet müdürlüğüne kadar yükselmiş AKP’ye yakın Hanefi Avcı bile Gülenin iç yüzünü anlatan kitabı yazdığı için Gülen hatırına hapsedilmişti.
 
Sahte belgelerle, özel olarak görevlendirilmiş savcı ve hakimlerce hukuk hiçe sayılarak on beş yıldan başlayarak müebbede varan cezalar verildi.
 
”Bu kumpas davalarının gönüllü savcısı dönemin başbakanı Erdoğan’dı.”
 
AKP-Cemaat ortaklığı,  aralarındaki iktidar savaşı sonucu bozulunca bu kumpasın karar vericisi AKP;
1-Kumpastan zarar görenlerin öfkesini cemaate yönlendirmek için
2-Asrın soygun ve rüşvet skandalından kurtulmak için kumpas davalarının AYM’ sinde bozulmasını sağladı.
 
ODA TV davası dışındaki davalar beraatla sonuçlanmıştı.
 
Özgürlüklerine kavuşan bazı askerler, gazeteciler, yazarlar haklı olarak hesap sorulması ve bu kumpasa katkı sağlayanların cezalandırılmasını istediler.
 
15 Temmuz darbe ve işgal kalkışmasından sonra OHAL ilanı ve KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile TSK’de, yargıda, üniversitelerde, poliste, işadamlarında, eğitim kurumlarında binlercesi tutuklandı, mesleklerinden ihraç edildi..

Askeri Okullar kapatıldı, öğrenciler okullarından atıldı, bankalara, holdinglere el konuldu.
 
Solcular, ateistler, Atatürkçüler bile FETÖCÜ diye tutuklanmaya başlandı.
 
Bu aşamada RTE’ ye karşıt olanlar, birden bire RTE saflarına geçtiler.
 
Bu darbe girişimi birçok uzmanlarca çok acemice ve çocukça bulunmuştu.
Bu darbe girişiminden en karlı Erdoğan ve AKP çıkmıştır.
 
Darbenin sahibi olarak ilkokulu dışarıdan bitirmiş, mezardaki ölüleri bile AKP’ye oy vermeye çağıran bir vaizi her yanlışın ve kumpasların suçlusu saymakla planlı bir ”at izi it izine” karıştırma başlatıldı.
 
Kanun Hükmünde Kararnamelerle her kesime korku saldı, bir cadı avı başlatıldı.
 
Aydınlık grubu ve Doğu Perinçek, Soner Yalçın, Hanefi Avcı, İsmail Küçükkaya,  Bahçeli’nin MHP’si birdenbire Erdoğan saflarında yer aldılar.
 
Gerekçe; ”Gülen cemaati ile en kararlı şekilde ancak Recep Tayyip Erdoğan mücadele eder(miş).
 
Öyle ya, bu çetenin subaylarını, hakimlerini, bürokratlarını, savcılarını, Türkçe olimpiyatlarını, cemaat onuruna sikke basmayı CHP ve Deniz Baykal daha sonra da Kemal Kılıçdaroğlu birlikte yaptı!
 
Hep Mağdur olan da Recep Tayyip Erdoğan’dı.
 
Ahmet ŞIK henüz berat etmemişken kumpas suçlusu olarak Erdoğan’ı ısrarla zabıtlara yazdırmasına da bu ittifak çok kızacaktır.
 
Ama en iyisi bu Erdoğan hayranları Kaçak Saray külliyesindeki zikir evinde toplanıp, muhtarları da figüran olarak aralarına alıp; ”Erdoğan, Erdoğan” diye……
 
Yüreğiniz sızladı değil mi?
 
İnanın benim de…
 
Yıldız AKALIN
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.