ABD’NİN KÜRESEL MALİ POLİTİKASI!

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Wikileaks belgeleri ile diplomatik kaos yaşanırken, küresel karmaşa giderek artıyor. Güney Kore’de yapılan G-20 (Gelişmiş-gelişen 20’ler) Zirvesi kararları gündemde değil…..

ABD, ekonomisini teşvik amacıyla piyasaya para enjekte etmeye karar verdi.

Küresel ekonomik krize çare bulmayan ABD çareyi para basmada buldu. ABD 600 milyar dolarlık para basıp piyasaya sürdü 400 milyar doları ise sürme kararı verdi, tüm dünyada tepkilere yol açtı. Ancak ABD bildiğini okumaya ve uygulamaya devam ediyor.

Bunun adil olup olmaması ABD için önemli değil.
Türkiye sadece ABD’ye değil aynı zamanda AB’ne de mahkum hale getirildi.
BRIC ülkelerinin aralarına Türkiye’yi de alma çabaları ise sonuçsuz kalıyor.

BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in İngilizce başharfleri) ülkeleri de Türkiye gibi gelişmekte olan ülke sınıfına giriyor ama bir farkla, hem batıya kafa tutabiliyorlar, hem de ekonomilerini geliştirirken koruma altına alabiliyorlar.

Türkiye ise; ekonomisini çevirebilmek için sıcak paraya yani sürekli kısa vadeli borçlanmaya mahkum!. O nedenle de BRİC ülkeleri gibi hareket edemiyor..

ABD ayak direyen Çin’e bir saldırısı haline gelirken, arada orta ve küçük ölçekli ülkeler eziliyor. Çin ihracat gücünü bitirmemek ve Japonya’nın düştüğü duruma düşmemek için Yuan’ı değerlendirmekten kaçınıyor.

Avrupa’da mali kriz giderek yükselirken, Avro da doların oyuncağı haline geliyor. Kağıtların giderek değersizleştiği bir zeminde altın fiyatları her gün yeni bir rekora imza atıyor.

Küçük büyük yatırımcılar yanında ülkeler de paralarını altına bağlamayı sürdürüyor.

Türkiye; AB ve ABD telkini ile ihracatı, üretimi ve istihdamı bitirme noktasına kadar gelen değerli TL ile var olmaya çabalıyor.

Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick önde gelen ekonomilerinin kur hareketlerine rehberlik etmesi için yeniden düzenlenmiş altın standardı sisteminin tartışmaya açıyor.

Yaşananlar, 1945 ve 1971 yılları arasında yaşanan ve Bretton Woods’un kapsamlı bir gözden geçirmeyle, yeniden yazılmasına neden olan değişimlere benzer nitelikte!

Bazıları; ABD’yi dünyaya barış, adalet, uygarlık, hoşgörü dağıtan ve bundan başka bir amacı olmayan bir ülke olarak tanımlıyor. ABD’de her emperyalist ülke gibi, sonuna kadar kendi çıkarları doğrultusunda mücadele eden ve bu uğurda kimsenin gözünün yaşına bakmayan bir ülkedir. Farkı; gücündedir. ABD, her yaptığıyla tüm dünyayı etkilemektedir.

ABD kendisi bile Irak gibi işgal ettiği ve sömürdüğü diğer ülkelerden belli bir süre sonra çekileceğini açıklıyor ama öldürmeye, sömürmeye devam ediyor. Adalet, demokrasi, insan hakları özgürlük götürdüğünü söylüyor ama ölen yüzbinlerce insan, yakılıp yıkılan, viraneye dönüşen kentlerin durumu kendisini yalanlıyor.

Irak, Afganistan, Pakistan, Yemen ve Sudan askeri operasyonları için silah üretim ve satışa yönelmesi, ABD’nin ekonomisinin canlanması için olmazsa olmaz tercihidir. Bu nedenle
ABD bir trilyon doları piyasaya sürerken ülkelerin cılız tepkilerinden öte yapacakları bir şey şimdilik yok!

Unutulmamalıdır ki; Dolar egemenliği olmasa, ABD’nin küresel aktörlüğü olmaz, olamaz. Her dolar ABD’ye refah, zenginlik olarak geri dönüyor..

Kapitalizm`in adalet getirme gibi bir misyonu yoktur. Şimdiye kadar da hiç olmamıştır.
Dolar’ın düşmesi, Türkiye için ithalat’ın artması demektir.

Dünyaya ve Türkiye bakış penceresinin farklı yansımaları olabilir..Ama sizin baktığınız pencereden gördüğünüz, kanaatinizi oluşturabilir.

Döngüler; savaş, karışıklık ve krizlerle sonlandırılıyor… Kendileri bu döngü sonlarında ekonomik olarak yükselirken onun verdiği güçle halkı kendine daha da bir bağımlı hale sokuyor. Onlar yükselirken halk ya dibi görüyor ya da zor bela seviyesini muhafaza ediyor.

Günün Sözü: Bilgi, zenginlikle güç haline gelir.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.