27 MAYIS DEVRİMİ’Nİ ALGILAMAK

ABONE OL
18:57 - 01/10/2020 18:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Adnan Menderes üzerinden kefen siyaseti yapmayı alışkanlık haline getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Aydın’da düzenlediği mitingde şunları söyledi: “Demokrasi mücadelesi adına 27 Mayıs’ı asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Biz Adnan Menderes gibi beyaz gömleğimizi giyerek çıktık. Biz, milletin yoluna vatanımızın yoluna canımızı koyarak çıktık.”

27 Mayıs’ın Türkiye’nin demokrasi tarihine kara bir leke olduğunu öne süren başbakan, Menderes’in milletin inançlarına sahip çıktığını, ezanı yeniden aslına çevirdiğini belirterek; “Menderes, CHP zulmüne karşı çıktı. Tahriklere, yolsuzluklara, yasaklara, seçkinci bürokrasiye ve üstünlerin hukukuna da karşı çıktı” demiştir.

Uğur Mumcu’nun “bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz” sözünü özellikle başbakanın çok iyi bilmesi gerekmektedir. Üstünlerin hukukuna karşı çıkan Menderes, Meclis Tahkikat Komisyonu’nu ne için kurmuştu? Yasaklara karşı olan Menderes, basına ağır sansür uygularken, gazetecileri hapse atarken, örgütlenme ve düşünme özgürlüğünü kısıtlarken Başbakan Erdoğan kaç yaşındaydı? Yolsuzluklara karşı olan Menderes, örtülü ödenekten harcamalar yaparken, ülkede vurgun, talan, yolsuzluk varken, kendi bakanına aldığı komisyonlar için “bay %10” denirken ne yapıyordu? Tahriklere karşı çıkan Menderes, 6-7 Eylül 1955 olaylarındaki tahriklerin baş suçlusu değil miydi? İsmet İnönü’ye karşı Kayseri, Uşak ve Topkapı’da yapılan saldırıların suçluları kimlerdi? TBMM’nin onayı olmadan Kore’ye emperyalist ABD’nin çıkarı için asker yollayanlar, Vatan Cephesi kurarak, halkı birbirine düşüren “demokrasi yıldızı” nerede görülmüştür?

Ezanı yeniden aslına çevirerek, milletin inançlarına sahip çıktığını söylemek, Atatürk’ün devrimlerinden intikam almaktır, Türk insanına yapılan bir hakarettir. İbadetin Türkçe olmasından korkanların asıl amacı, yıllardır halkı Arapça ile uyuttukları için, gerçeklerin öğrenilmesini engellemektir.

Henüz tam olgunluğa erişmemiş beyinler, ya yanlış bir algıyla ya da bilinçli olarak 27 Mayıs hakkında yalan ve eksik bilgiler vermektedirler. 27 Mayıs 1960 hareketinin en büyük kazanımı olan 1961 Anayasası’nı görmezden gelerek, sürekli saldırıda bulunan beyinler, havadaki oksijenin de değerini bilmemektedirler.

Amacı “Atatürk Devrimleri’ni yeniden yaşama geçirmek ve demokrasiyi tekrar sağlamak” olan 27 Mayıs 1960 Devrimi, getirdiği dinamizm sayesinde ülkenin kısa sürede ilerlemesini sağlamıştır. 1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ortamı içinde yer alan kurumlar, toplumun siyasal, ekinsel, düşünsel ve ekonomik açıdan gelişmesinin önünü açmıştır.
1961 Anayasası ile Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Senatosu, Devlet Planlama Teşkilatı, Yüksek Hakimler Kurulu, Kredi ve Yurtlar Kurumu, Devlet Personel Dairesi, Basın İlan Kurumu, Türk Standartları Enstitüsü, Milli Güvenlik Kurulu, Ordu Yardımlaşma Kurumu gibi yeni kurumlar ülkeye kazandırılmıştır. Bunların dışında sosyal devlet, sendikal haklar, grev ve toplu sözleşme hakkı, yargı bağımsızlığı, sosyal güvenlik hakkı, üniversite özerkliği, radyo ve televizyon bağımsızlığı, basın-fikir işçileri yasası, idare işlemlerine yargı yolunun açılması, seçimlerin temel hükümleri ve seçmen kütükleri yasası, seçimlerde hâkim güvencesi, ilköğretim ve eğitim yasası, ortaöğretimde bilim insanı yetiştirmek için fen liselerinin açılması, sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi, gelir vergisi yasası gibi birçok yasa çıkartılarak demokratik yaşam sosyal ve hukuk devleti ilkeleriyle bütünleştirilmiştir.

27 Mayıs 1960 İhtilali’nin olumsuz yanı idam cezalarının onaylanmasıdır. İdamların yapılmaması için çırpınanların emekleri boşa çıkartılmış ve çeşitli baskılarla idamlar gerçekleştirilmiştir. İdam cezalarını hiç kimse için onaylamak doğru değildir. Ne Menderes zamanında sokaklarda herkesin gözü önünde yapılan idamları, ne Menderes ve bakanlarının idamını, ne Talat Aydemir ile Fethi Gürcan’ın idamını, ne Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını, ne de 17 yaşındaki Erdal Eren’in idamını onaylamak, insanlara yakışmaz. İdam cezası, insanlık onuruyla bağdaşmamaktadır.

27 Mayıs 1960, cumhuriyet tarihimizdeki önemli dönemeçlerdendir. 27 Mayıs’ı anlamak için, dünyada emperyalizme karşı ilk kez kazanılan Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı, Atatürk ilke ve devrimlerini, tam bağımsızlığı ve ulusallığı özümsemek gerekir. Bunları özümsemeden, 27 Mayıs’ı anlamak olanaksızdır.
Seçimle gelen siyasi iktidarın demokrasi dışı tutum ve davranışlarıyla diktatörlüğe giden yönetimine karşı bir tepki sonucu gerçekleştirilen ve 27 Mayıs 1960 ihtilali olarak adlandırılan tarihsel olay, ayrıntılı incelemeleri gerektiren toplumsal bir davranışın ürünüdür. 27 Mayıs 1960 Devrimi doğru algılanmazsa, yapılan yanlışlıklar tarihin yinelenmesine neden olur. 27 Mayıs’ı, kendi sivil darbelerine benzetenlerle ya da 27 Mayıs’tan utandığını söyleyenlerle, ülkemizin alacağı aydınlık bir yol yoktur. Özellikle seçim meydanlarında, oy toplayabilmek amacıyla tarihi gerçekleri örtenler, saklayanlar kendi karanlıklarında boğulacaklardır..

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.