KANÇILARYADA ÖZBEK PİLAVI

ABONE OL
17:50 - 08/04/2022 17:50
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Özbek Pilavını ilk defa Ankara’da yemiştim. Ersönmez Yarbay davet etmişti. İkinci defa da Berlin’in Unter den Linden (Ihlamurlar altı) Caddesi’nde Özbeklerin mekânında yemiştim. Üçüncüsünü kançılaryada yedim. Bu sefer T.C. Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen’in verdiği iftar yemeğinde yedim. Oldukça lezzetliydi. Aynı masayı paylaştığım arkadaşlar da aynı görüşteydiler.

Ayrıca çok sade bir iftar sofrasıydı. İsraftan kaçınılmış. Sayın Şen’in selefleri zamanında da davet ediliyordum iftar yemeklerine. Selfservis usulüyle yemeklerimizi alırdık açık büfeden. Hangi yemekten alacağımızı şaşırırdık. Bu kadar israfa ne gerek var diye de kendi kendimize söylenirdik arkadaşlar arasında. Zaman zaman yazdığım da olmuştur o iftar yemeklerini.

-Ne Büyükelçiler gördü bu gözler Berlin’de. Ramazan ayında, Cuma günü Cuma Namazı vaktinde Cumhuriyet resepsiyonları veren elçiler bile geçti Berlin’den…Yanlış okumadınız ayniyle vakidir. Laiklik endişesiyle yapılırdı bunlar. Nerelerden nerelere geldik. Bugün kançılaryada Kur’an okunuyor, dua ediliyor, iftar yemekleri veriliyor. Görüyorsunuz laikliğe birşey de olmuyor-

Sayın Şen’in verdiği iftar yemeğinde sadece çorba ve Özbek pilavı ikram edilince ’işte budur.’ dedim. ‘Devletin malını çarçur etmenin anlamı yoktur. Çünkü devletin malı milletin verdiği vergilerden oluşur. Emanettir, usulünce harcanmalıdır.’ dedim.

Sayın Şen ile Berlin Başkonsolosu iken tanışmıştık. Berlin’den sonra Özbekistan’a Büyükelçi olarak atanmıştı. Yıllar sonra tekrar Berlin’e Büyükelçi olarak geldi. Elçi, sadece ikili ilişkileri gerçekleştiren kişi olmamalıdır. Elçi aynı zamanda temsil ettiği ülkenin kültür elçiliğini de yapmalıdır. Sayın Şen işte böyle birisi. Özbekistan’dan bize Özbek Pilavını o getirdi ve iftar sofrasında ikram etti. Söylediğine göre malzemelerini de Özbekistan’dan getirtmiş. Pirinci ve havucu özelmiş, buralarda bulunmazmış. Hatta pirinç Hârizm pirinciymiş.

Harezm” kelimesi, Araplar bölgeye gelinceye kadar bir kavim ismi olarak kullanılmış. Arapların Türkistan’a yayılmaları ile birlikte ismin anlamı coğrafi bir özellik kazanmış. Günümüzde Harezm toprakları İran, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan sınırları içinde kalır.

Hârizm halkı ilme düşkünlüğü ile bilinen ve tanınan bir halktır. Medrese ve kütüphaneleri dünyaca ün yapmıştır. İlim ve sanata ilgileri oldukça fazladır.  Hârizm Moğol istilâsına kadar İslâm dünyasının en önemli merkezlerinden biridir. Hârizm’de, “Harizmî” nisbesiyle ün yapan birçok ilim adamı, şair, edip ve sanatkâr yetişmiştir. Muhammed b. Mûsâ el-Harizmî, Ebû Bekir el-Harizmî, Muhammed b. Ahmed el-Harizmî, Bîrûnî, Zemahşerî, Fahreddin er-Râzî, Necmeddîn-i Kübrâ, Suriye fâtihi Atsız b. Uvak bunlardandır.

Harizmî ya da tam adıyla Ebû Ca’fer Muhammed bin Mûsâ el-Harizmî, Matematik, gökbilim, coğrafya ve algoritma alanlarında çalışmış olan bir ilim adamıdır. Harizmî 780 yılında Harezm bölgesinin Hive şehrinde dünyaya gelmiştir. 850 yılında Bağdat’ta vefat etmiştir. Harezmî cebrin atası ya da kurucusu olarak tanınmıştır. Cebir alanındaki çalışmaları, 16. yüzyıla kadar Avrupa üniversitelerinde temel matematik ders kitabı olarak okutulmuştur.

 

Özbek pilavı işte böyle bir yöreden geliyor. Özbek pilavının tarifini ilk defa yapan da o yörenin bir başka ilim adamıdır. İbni Sina. Türk  filozofu ve tıp bilgini İbn-i Sinâ.

İbn-i Sinâ Özbekistan’ın tarihi kenti, ilmin merkezi Buhara’da dünyaya yayılmıştır.

 

Sağolasın Sayın Şen. Türk dünyası adına Elçilik görevinizi yerine getirdiniz. Hem de iftar sofrasında.

 

Sayın Şen, bu güzel pilavdan sonra kançılaryada bir de Rize’de üretilen Çaykur çayı içebilseydik ne kadar anlamlı olurdu. Belki birgün o da olur…

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.