0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Devlete ve Millete karşı işlenmiş suçun tövbesi olmaz, cezası olur. Bu cezanın da yaşarken verilmesi lazım. Bu tip suçlar Allaha havale edilmez! Bu işlerin tövbesi olmaz. Benim hakkımı yemişsen, “tövbeni” bana yapmayacaksın, cezanı çekeceksin gözümün önünde!

Ya da iptal edin anayasayı, çalanında elini keselim olsun bitsin bu iş. Ya kanunları uygulayacaksınız ya da yakacaksınız anayasayı. Kanunlar ortada dururken suç işleyip te helallik istemekte neyin nesi?

Her ülkede kanunlara göre suç kabul edilen işler olur.

Bir insan kanunlara karşı gelmiş ise, çeker cezasını. Allaha karşı işlenen suçlarda tövbe kapısı açıktır belirli şartlar altında. Her dinde bu inanış değişir. Kiminde din adamında bağışlama yetkisi olur, kimi dinde kurbanlar sunarak kurtarırsınız ahret hayatınızı. Kimi insanlar cemaatlere yardım ederek kurtulacaklarını düşünürler. Kimi suçlarında affı yoktur ilahi dinlerde. Kısacası inandığınız dine göre ibadet edebilirsiniz fakat işlediğiniz suçlardan dolayı yaşadığınız yere göre yargılanırsınız.

Devleti soymuşsa bir kişi “Hakkınızı helal edin “diyerek 80 milyon ile iki dakikada helalleşme şansı yoktur. Cezasını çekecek, yargılanacak. Sonrasında helallik verirsin, vermezsin beni ilgilendirmez.

Bu direk işlenmiş bir suç olabileceği gibi, beceriksizlik sonucunda yapılmış bir suçta olabilir.

Şimdi bir örnek verelim. İş yerine bir şoför aldınız ve yeterli eğitimi olmadığı ve ehliyeti bulunmadığı için gitti bir kaza yaptı. Gelip helallik istemesi yeterli olur mu? Zararın tazmin edilmesi gerekir. O şoförü tam araştırmadan işe alandan hesap sorulması gerekir. İşi biliyorum diyerek yalan söylediği içinde işten atılması şarttır. Ehliyetsiz araba sürmekten de ayrıca cezasını verir devlet.

Siyasetçilere de “yanlış yönetimden” oluşan zarar tazmin ettirilmelidir. Bilerek göz yumduğu suçlardan dolayı dava açılmalıdır.

Kısacası dünya işlerinde hesap sorulmalıdır.

Devlet “ALLAH “değil ki tövbe kapısı açık olsun.

Devletin cenneti cehennemi yok! Ülkede işlenen bir suçtan dolayı cehennemde bir siyasiyi yakma şansımızda yok.

İlk olarak din ve devlet işleri ayrılacak. Yediği haltlara “Tövbe kapısı açık “diyerek zemin hazırlayanları atacaksın içeriye. Allah ile kul arasında ki ilişki bizi ilgilendirmez. Biz hesabımızı bu dünyada göreceğiz.

“Allah belasını versin “diyerek geçiştirmek olmaz. Devlet cezasını verecek.

Bakın yakın tarihe, görevden alınan siyasetçiler aklınıza gelsin. Olaylar patlayınca istifa edenleri düşünün.

Hangisi hapiste yatıyor?

Benim aklıma gelen yok. Suçlu ise ceza çekmeli, suçu yoksa göreve iade edeceksiniz.

Din herkesin kendi özelinde yaşayacağı şey olmalıdır. Benim hakkımı çalan bir insanın kendi inanışına göre bu işten kurtulması düşünülemez. Devletin çarkları kanunlarla dönmelidir.

Suçlunun arkasında “benim adamım “diyerek durmakta suçtur. Çalana göz yummak, yardım ve yataklıktır.

Hırsıza arsıza susarak göz yumarak yaşadığınız her saniye sizi, ailenizi, kutsal saydığınız her şeyi kirletir.

Devleti kanunlarla yönetmek lazım. Yoksa devletin aldığı verginin, mafyanın aldığı haraçtan farkı kalmaz!

Mafya lideri de çoğu siyasetçiden daha temiz gözükebilir topluma.