ÇOK DAHA ZOR BİR DÖNEM GELİYOR

ABONE OL
23:17 - 11/03/2022 23:17
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

. Türkiye’nin EKONOMİ ve ENDÜSTRİ politikaları nereden nereye geldi…

. Özgürlükçü, bağımsızlıktan yana olabilecek bir milli DEVLETÇİLİK ekonomisini bırakıp daha liberal ve kolay sanılan turizm yatırımlarına öncelik tanıdı.

. Deniz kıyıları hemen ve her isteyene verildi, krediler çıkarıldı ve çok büyük teşvikler tanındı…

. İleriyi gören ve sağlam tabanları olan bir turizm yerine ucuz bir model seçildi.

. Son yıllarda her şey dahil ile özellikle Ukrayna ve Rus halklarının Türkiye’ye gelmesi üzerine bir politika uygulandı.

. Tarih turizmi, eski kentler turizmi, yerli halka dönük turizm hiç önemsenmedi…

. Tüm sahil boylarına betondan yapılı ve oldukça da bol sayıda oteller yapıldı.

. Aslında yapılan binalar çok da güzel oldu.

. Özenli bahçeler ve dekorlar ile modern bir görünüm kazanıldı.

. Ne yazık ki, hedef kitle ise hep ucuz tatil için gelmek isteyenler oldu.

. Ülkenin turizmden sağladığı gelir, gayri safi milli hasılada ne orandadır, bunu ezbere bilemiyoruz.

. Belki de bu kolaycı yolu seçmektense çok daha ileriye dönük, dünya pazarlarında güçlü ve devamlı yer edinilebilecek yüksek teknoloji yatırımlarına girilse idi…

. “Ekonomide Devletçilik” çok iyi işleyen bir Türkiye modeli idi…

. Bırakın yapsınlar, engel olmayın, diye düşünülen, denetimi yetersiz bir liberal ekonomi ile başlayan ve sınırsız özelleştirmelerle devam eden ekonomi artık pek tanımlanamayacak bir model haline gelmiş.

. Çok acil ve de hızla, devamlılığı olabilecek, bağımsızlığı kabul edilebilecek ulusal bir kurtarma önlemleri dizisi gerekmekte iken enflasyonun artık hiper enflasyona dönüştüğü günlerle karşılaşıldı.

. Ekonomide dışa bağımlılık, paranın değer yitirmesi, iki rakamlı bir enflasyon hızı dile getirilirken, satış bedelleri çok rakamlı sayılara dayandığı için acil ve işe yarayacak önlemler alınmaz ise belki de Türkiye yeni bir devalüasyon ile karşılaşacak.

. Enflasyonun yansımaları olan zamlar, işsizlik, yoksulluk, paranın değer yitirmesi… derken bir RUS-UKRAYNA savaşı ortaya çıktı ve tüm dengeler bir kez daha sarsıldı.

. Mart ayı içerisinde Ukrayna’da ekim yapılamazsa buğday yetiştirilemeyecek, tahıl yetmeyecek, Avrupa ve de Türkiye ekmek ve makarna için buğday bulamayacak….

. Türkiye bir tarım ülkesi olmayı bıraktığı için ne yazık ki çok daha bir hazırlıksız yakalanacak ve yanlış politikaların sonuçlarını pahalı ödeyecek…

. Bugün ekmek zamlarından şikâyet ederken, ileride ekmek sıkıntısı ile karşılaşılacak…

. Bir an önce Türkiye önlem almalı, buğday depolamalı…

. Ulusal tarım ve hayvancılık politikasına yeniden önem verilmeli ve Türkiye bölgesinin aynı zamanda bir tarım ülkesi olabilmeli.

. Halkını besleyemeyen bir ülkenin ne barışta ne de savaşta hiçbir güvencesi olmaz.

. Dünyanın jeopolitik en önemli yeri olan Türkiye aynı zamanda stratejik özelliklerini de çok bilinçli ve ulusal çıkarları için kullanmalıdır.

. Atatürk dönemi ile birlikte kabul edilmiş, uygulanmış ve çok da başarılı olmuş olan askeri, ekonomik ve endüstriyel modellere, eğitimde birlik anlayışına, bağımsızlık ilkelerine yeniden ve çok acil dönülmelidir.

. İçinde bulunulan dönemin ciddiyeti artık çok iyi kavranmalıdır.

. Bu nedenlerden dolayıdır ki siyasi çekişmelerden, hizipleşmelerden, kişisel ihtiraslardan ve öfkelerden kendisini kurtarma yoluna giren bir Türkiye herkes için gereklidir.

. Nüfusunun genç olması, işsizlik oranının ise giderek artması, ekonomik olarak halkın çok büyük bir geçim sıkıntısı yaşıyor olması… nedenlerinden dolayı da yine akılcı politikalara ve girişimlere gereksinim vardır.

. Türkiye tüm bu gerçeklerden dolayı yeniden ve en sağ duyulu olarak bir güçler birliğine gitmelidir.

. Durumun ciddiyeti artık Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana, 100 yıldır görülmediği denli ürkütücüdür.

. Ulusal güçler, siyasi partiler, aydınlar, kuruluşlar, şirketler, basın ve kamusal bakış, insanlarımız hemen, bir an önce bir “ortak akıl “geliştirmelidir.

. İsteyen dualarını artırmalıdır, isteyen en yakın güvendiği kişi ve kuruluşlara gidip bu gelinen durumu anlatmalıdır.

. Hiçbir şey yapamayan ise durumu ve ciddiyetini kendi iç dünyasında analiz etmeli, düşünmeli ve fikir üretmelidir.

. Türkiye’yi çok daha zor günler bekliyor.

. Çok daha akıllı, uyanık ve tasarruflu olmamız gereken bir döneme giriyoruz.

. Boş laflarla ve boş işlerle, sahte gündemlerle geçirilecek zamanımız yoktur.

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 11.03.2022

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.