BATI TRAKYA’YI ve BATI TRAKYA TÜRKLERİ’Nİ NE KADAR TANIYORUZ (II)

ABONE OL
12:12 - 17/10/2022 12:12
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

-Gümülcine’de, Gümülcine Vakıflar İdaresi’ne seçim yapılmadan Yunanistan tarafından keyfi denilebilecek bir uygulamayla başkan tayin edilmiştir. Lozan Antlaşmasına göre, Yunan devletinin böyle bir yetkisi yoktur. Yaptığı yasal değildir. Hak gaspı vardır burada. O kişi Yunanistan’ın emrindedir- 

 

İlhan Tahsin/Gazeteci 

İlhan Tahsin, Batı Trakya Türk azınlık basının özgür kalemlerinden olan ve her daim azınlık haklarının geri kazanımı için mücadelesini sürdüren BİRLİK Gazetesi’nin sahibi ve genel yayın yönetmeni.

Oldukça dertli bir gazeteci. Yunanistan’da kısıtlı imkanlarla çalışıyormuş ve haksızlıklara karşı yer yer tek başına mücadele ediyormuş. Sırf bu yüzden başına gelmeyen kalmamış. Arabasını bile kundaklamışlar.

Gümülcine’nin seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif’ten ayrıldıktan sonra hemen gazeteci İlhan Tahsin’e koştum. Koştum diyorum, gerçekten koştum. Zamanında orada olmam lazım. İlk günün telaşı var, bilmediğim tanımadığım bir ülke. Çalışma saatleri alışılmışın dışında, değişik.

Onu Gençler Birliği’nin önünde önüne yeni konulmuş çayı ile beni bekliyorken buldum. Hoş-beşten sonra fazla vakit geçirmeden röportaja başladım.  Hemen sonra Dostluk, Eşitlik ve Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu parti merkezinde beni bekliyor olacak.

İlhan Bey, Yunanistan’da gazetecilik yapıyorsunuz. Türk azınlık hakları ve Vakıf malları hakkında neler söyleyeceksiniz? 

“Ben Türk asıllı bir Yunanistan vatandaşıyım. Gazeteciyim. Yunanistan benim ülkemdir. Bizler Yunanistan’ın kurucu unsurlarıyız. Yasalara saygılıyız, vergimizi veriyoruz ve Yunanistan’ı seviyoruz. Yani burası bizim için yabancı bir ülke değildir. Kendi ülkemizdir. Ama maalesef bir Yunanlı ile aynı haklara sahip değiliz, aynı hizmetleri alamıyoruz. İkinci sınf vatandaş olarak bile görmüyorlar bizi. Bakın bakalım Türk azınlık tan devlet dairelerinde kaç tane devlet memuru var?

Sözde Avrupa vatandaşıyız ama Avrupalı yetkililer, bir defa olsun burada yaşayan Türk azınlığın yaşam şartlarını görmek için Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesine gelme zahmetine girmediler. Avrupa Birliği iki vitesli bir birliktir. Çıkara göre insan hakları, nabza göre şerbet.”

Yunanistan’da Türk azınlığın malı olan kaç tane vakıf eseri var bu belli midir?  

“Bütün Yunanistan’da 6.800 tane Osmanlı’dan kalma vakıf eseri vardır. Edirne Salnamesi’nde bu eserler kayıt altındadır. Evliya Çelebi de bu vakıf mallarından bahseder. Osmanlı bu vakıf mallarını, Rodop-Gümülcine ilinde yaşayan Türkler için bırakmıştır. Bizzat ben de elimde fotoğraf makinemle bu eserlerin izini sürdüm ve bir bir yerlerinde tespit ettim. Bu vakıf eserlerini gün yüzüne çıkarmak için 3 kişi çalıştık ve 5 sene içinde bu çalışmayı tamamladık. Neden bu kadar uzadı diye soracak olursanız Yunanistan bu konuda çalışmaya müsaade etmiyor. ‘Yetkili makamlardan izin alın.’ diyor, izin almak için müracaat ediyoruz, bu sefer de binbir bahaneyle izin vermiyor.

Biz bu çalışmaları yaz aylarında bir bakıma turist gibi gezerek gizlice yaptık. Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr.  Mehmet Zeki İbrahimgil ile yaptık bu çalışmayı. İbrahimgil Balkanlar ve Yunanistan üzerine çalışmalar yapan bir ilim adamıdır. 5 senelik çalışma sonunda, Yunanistan genelinde Osmanlı’nın vakıf olarak bıraktığı eserlerle ilgili 170.000 tane fotoğraf çektim, hepsi arşivdedir.

Yunanistan zaman içinde ve belirli aralıklarla şehir planlaması yapmıştır. Osmanlı’dan geriye kalan bu eserleri yok etmek için yapmıştır bu planlamayı. Osmanlı eserleri yıkılmış onun olduğu yerlere ya park yapılmıştır ya da okul yapılmıştır veya adliye binası yapılmıştır. Bilinçli olarak bu Vakıf mallarının çoğu yok edilmiştir.  Yok edilemeyenler de amacına uygun olarak kullanılmamaktadır. Oysa 1920-1922’de yapılan mübadelede bu Vakıf malları sahibine verilmek için Yunanistan’a emanet edilmiştir. Bu vakıfların sahibi Türklerdir.

Daha acısı, burada bir banka vardır. Ethniki Bank. Ethniki Bank Yunanistan’ın en büyük bankasıdır. Arapoğlu sülalesinin bankası olarak geçer. Yunanistan’ın bazı bölgelerinde bu bankanın elinde vakıf mallarının olduğu söyleniyor ve banka bunları kiraya veriyor, kazanç elde ediyor, bizim malımızı kiraya vererek kazanç elde ediyor, bunlar söylenti, bu söylentilerin şu anda ispatı mümkün değil, ancak ben bu işin de peşindeyim. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.  Bunlar vakıf mallarıdır. Bu malları banka nereden almıştır, kimden almıştır? sorgulanmalıdır.  Doğru olup olmadığı gün yüzüne çıkarılmalıdır.

Türkiye, yapılan antlaşmalar çerçevesinde Rum azınlığa ait mallarınının neredeyse büyük bölümünü iade etti. Yunanistan da mütekabiliyet ilkesine göre Türk azınlığın vakıf mallarını iade etmek zorundadır. Ama etmiyorlar.

Senin bu çalışmalarından rahatsız olmuyorlar mı? 

Oluyorlar elbet. Olmaz olurlar mı? Arabamı kundakladılar benim, aradan 4 yıl geçti suçlular hala yakalanamadı. Önemli toplantılara almıyorlar bizi. Ne yapıyoruz-ediyoruz adım adım … Takip ediliyoruz.

Şu anda vakıf idaresinin başında bir Türk varmış. Onunla çalışma imkânınız yok mudur?

Evet o kişi Selim İsa’dır. Gümülcine’de, Gümülcine Vakıflar İdaresi’ne seçim yapılmadan Yunanistan tarafından keyfi denilebilecek bir uygulamayla başkan tayin edilmiştir. Lozan Antlaşmasına göre, Yunan devletinin böyle bir yetkisi yoktur. Yaptığı yasal değildir. Hak gaspı vardır burada. O kişi Yunanistan’ın emrindedir.

Mesela; Medrese-i Hayriyye, öğretmen ve imam yetiştirmek için kurulmuştur. Bu Medreseyi maalesef Yunan devleti düz liseye çevirdi. Öğretmen yetiştirmenin önüne geçilmiş oldu.

Yetmedi, köy mütevelli heyetinin; öğretmenleri ve ilahiyatçıları göreve tayin etmek için sözleşme yapma haklarını ellerinden aldılar.

Daha da kötüsü; Gümülcine Vakıf İdaresi’nin 3,5 milyon Euro borcunun var olduğunu iddia ediyorlar. Var olduklarını iddia ettikleri o borç öylece duruyor. Zamanı gelince vakıf mallarını haczetmek için ön hazırlıktır bu, fırsat kolluyorlar. Bazı taşınmaz mallar da aynı yöntemle geçmişte haczedilmişti.

Yeni bir komisyon kuruldu. Başbakan Kiriakos Miçotakis’in emriyle kuruldu bu komisyon. “Partiler Arası Trakya Kalkınma Komisyonu”. Başında eski Dışişleri Bakanı Bayan Dora Bakoyanni var. Güya bu komisyon, Türk azınlığın taleplerini toplamak için kuruldu. Talepleri topluyor toplamasına da nasıl topluyor?

Türk Azınlığın esas sorunlarına hiç değinmiyor. Sadece ve sürekli biçimde Batı Trakya’nın eşit olarak kalkınmasından bahsediyorlar. Buna benzer komisyon geçmişte de kurulmuştu. Amaç oyalamaktan başka birşey değildir. Dışarıya karşı şirin görünmektir.

Son olarak neler söyleyeceksiniz? 

Son olarak şunları söylemek isterim: Biz Yunanistan’ın gerçek sahipleriyiz. Avrupa değerlerine ve insan haklarına saygılıyız. Aynı saygıyı Yunanistan’dan ve diğer Avrupalılar’dan da bekliyoruz. Biz diğer Avrupalılardan çok basit bir şey istiyoruz; Türk Azınlığın kendilerini ifade etmeleri için zemin oluşturun o bize yeter.

 

İlhan Tahsin

BİRLİK Gazetesi

Genel Yayın Yönetmeni

Avrupa Gazeteciler Derneği Yunanistan Temsilcisi

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.