SOSYAL BELEDİYECİLİK VE HALKÇI YÖNETİM

SOSYAL BELEDİYECİLİK VE HALKÇI YÖNETİM
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Belde, kasaba, şehir ve Büyükşehirlerde yaşayan seçmeler çay içecek, otobüse, dolmuşa binecek parası olmadan yol yürüyerek, aç- susuz kalarak var güçleriyle seçim çalışmalarına katıldılar. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçim başarısı böyle şekillendi. Ortaya çıkan seçmen enerjisi belediyelerde koruyup yaşatılmalı. Belediyen başkanlarının yönetim kadrolarının belirlemesinde egolarına yenik düşerek, seçmen iradesini görmezden gelerek, ortaya çıkan enerjiyi heba etmemeliler.
Heba edenlerin:
Masumiyetlerinin mahrumiyetten olduğu kuşkusuz ortaya çıkar.
ŞİMDİ YÖNETİCİLERİN SINAV ZAMANI
Belediye başkanları; beldeler, kasabalar şehirlerde ve büyükşehirlerde yaşayan seçmenin iradesini çalışmalarına katmalı. Belde, kasaba, şehir ve büyükşehirleri birlikte yönetmenin yolunu açıp, halkçı yönetimi uygulamaya koymalılar.
CHP belediyeleri: Dalkavukluk yaparak, sermaye güçlerine dayanarak, vitrine yamanıp, alın teri dökmeden, emek harcamadan makam ve mevki edinenlerin çiftliği olmamalı.
CHP belediyeleri: Seçim sürecinde parti tanıtım bildirisini evlere vermek için beş kat merdiven çıkan Fatma anaların, fabrikadan işten çıkıp seçim kampanyasına katılan Muratların, emekli Ayşe’nin yönetimde söz sahibi olduğu halkçı belediyeler olmalı.
Şimdi, sosyal belediyeciliği, halkçı yönetimi tanıtma, eser yaratma, kalıcı hale getirme sınavını verme zamanı. CHP Genel Merkezi bünyesinde belediyeler arası koordinasyon ve denetim organları kurulması ayrıca umut veriyor.
SOSYAL BELEDİYECİLİK PROĞRAMI!
Milli- dini duygular, sermaye gücü üzerinden siyaset yapan; sağ, muhafazakâr, milliyetçi, liberal…partilerin yerel yönetimler programları olmaması anlaşılır. Bu yapıların sosyal belediyecilik dertleri olmaz. Sosyalist Enternasyonal üyesi CHP’nin belediyecilik programının olmaması anlaşılır değil. Fransız devrimi ile birlikte 1789’da ortaya çıkan sosyalist düşüncenin ortaya çıkardığı sosyal belediyecilik işleyişinin kalıntıları evrimleştirilmiş hali ile Avrupa şehirlerinde sürüyor. CHP, bu belediyeleri yönetenlerle kardeş parti. CHP Genel başkanı Özgür Özel yakın zamanda, Sosyalist Enternasyonalin ikinci başkanı oldu. Bu süreç CHP açısından iyi analiz edilmeli. Akademisyenler, mesleki ve akademik odalar, gençler çocuklar, kadınlar, sanatçıların yer aldığı tüm alanlarda çoğulcu, katılımcı çalışma hayata geçirmeliler.
SOSYAL BELEDİYECİLİK
CHP: Sosyal belediyeciliği özümseyemeyen, parti organlarını önemsemeyen, liyakat sahibi olmayan, makam, sermaye, aşiret, tarikat, cemaat gücünü arkasına alanlardan belediyeleri arındırmalı.
CHP: İhale çetelerine, basın yayın şempanzelerine, rantçı, komisyoncu iş takipçilerini, imar mafyasını belediyelerden ivedilikle tasfiye etmeli.
CHP: Yerel seçim sonuçlarıyla denizlerden karaya rüzgârın esintisiyle Türkiye’nin sararan yüzünü renklendirdi. Şimdi rüzgâra karşı yürüyerek iklimini değiştirme zamanı.
İnşa ettikleri projelerin açılış şovunu yapmak, belediyenin tüm araçlarını belediye başkanın ismi ve fotoğraflarıyla giydirmek, billboardları başkan fotoğrafları ile donatmak sosyal belediyecilik olmaz. Kuşkusuz, israf olur.
Yapılan sosyal yardımların özünden sosyal devletin görevi olduğunu, sosyal yardım yapılana ve halka anlatarak, belediyelerin duyarsız kalmayarak zorunlu olarak yaptığının altı çizilmeli. Halkların yoksul kesimleri ihtiyaçları doğrultusunda örgütlenerek, ihtiyaçlarını devlet yönetiminden talep etmelerinin bilinci yaratılmalı.
Sosyal yardım söylemi yerine sosyal ihtiyaç çözümü söylemi kullanılmalı.
Vatandaşlar, vergilerinden, toplanan parayı ve belde, kasaba şehir gelirlerinin yönetecek ulusal ve yerel yöneticiler seçerler.
Kuşkusuz bu yardım yapma değil. Vatandaşın kendi vergileriyle, yaşadığı şehir gelirleriyle oluşturduğu havuzdan ihtiyacını gidermesidir.
NEOLİBERALİZM
Önceki yazılarımda bahsetmiştim.
Neo-Liberalizm; Doğal, tarih ve kültürel varlıkları yok eden, yeşil alanları ortadan kaldıran, kenti gökdelen ve plaza bataklığına çeviren imar uygulamalarının hayata geçirilmesidir. Çarpık kentleşme, sağlıksız yaşam alanları, şehirlerdeki yeşil alanların imar rantına kurban edilmesidir.
Bazı CHP belediyelerinin zamam zaman bu alanlara kaydığını görüyoruz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, gökdelen-plaza yayılmacılığından İzmir’i kurtaracak adımlar atmalıdır. Şehrin dokusuna uygun mimariler hayata geçirmelidir. Başkan Tugay, Mesleki hekim kimliği, cerrah ve estetik uzmanı branşıyla İzmir’in şehir planlamasına neşter vurarak şehrin yaşayan halkları, Mimarlar/Mühendisler Odası, Tarihçiler, STK’larla şehir estetiğini ortaya çıkarmalıdır.
SOSYAL BELEDİYECİLİK,
Belediyeler, kaynak yaratma, üretim artırma, tüketim düzenleme, ekoloji, cinsiyet, çoğulcu katılım-öz yönetim, bilimsel tespit ve çözüm üreten atölyelere dönüştürülerek sosyal belediyecilik inşa edilmeli.
Toplumsal eşitlik, dayanışma, yerinden yönetim, doğrudan demokrasi, planlamacılık, kalkınma, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle halkçı yönetim ortaya çıkarılmalı.
Mahalle, semt meclisleri, çocuk, kadın, gençlik komisyonları aracılığıyla doğrudan ve çoğulcu yönetim. Demokratik kitle örgütleri, meslek kuruluşları ve derneklerin temsiliyetlerinin hâkim kılınmasıyla ahalinin tüm kesinleri temsil edilmeli
SONUÇ OLARAK
CHP’nin genel başkanı Özgür Özel’in defalarca altını çizdiği yerel yönetim proğramı ortaya çıkarılmalı. Belediyeler liyakate uygun yönetici ve çalışanlarıyla hizmet vermeliler.
Önceki yazılarımdan tekrara girerek, CHP’nin belediyecilik tarihi var. En azından onlardan okuyup, öğrenip, onların yolundan gitme becerisi gösteremediler.
Moskova Belediyesini ziyareti sırasında Deniz Gezmişin mezarından aldığı toprağı Nazım Hikmetin mezarına bıraktı. Bask militanlarının idamını protesto etmek için İspanya Büyükelçiliğinin suyunu kesti. İşçilerin hakkı için açlık grevi yaptı. Devrimci Belediyeler Birliğinin kurucusu Vedat Dalokay`ın yolu izlenmeli.
İlk kez otobüs özel yolu ile hız, süre, yakıt optimizasyonu sağladı. Bir milyon çocuk kitabının dağıttı. Demokratik kitle örgütlerinin kent yönetimine kattı. Sakarya caddesini ilk yaya bölgesi ilan eden Ali Dinçer’in yolu izlenmelidir.
CHP, Genel başkanı belediye başkanlarına hedefi gösterdi. Belediye başkanlarından olumlu yönetim notları ile partilerini zafere taşımalarını istedi.
Seçim sürecinde “Terzi Fikri olacağım” diyenler belediye başkan adayları, yönetimi alınca zikri ile Terzi Fikri’nin kemiklerini sızlatmamalı.
Hadi hayırlısı…

Ali Gültekin
Gazeteci / Yazar

Devamını Oku

ÖZGÜR ÖZEL, CEMİL TUGAY VE FERDİ ZEYREK

ÖZGÜR ÖZEL, CEMİL TUGAY VE FERDİ ZEYREK
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu üçlü Manisa ve İzmir açısından çok güçlü. Gün, ortak sorunları birlikte çözme günü.

31 Mart yerel seçimleri sonrası kuşkusuz Manisa CHP’nin merkez üssü oldu.

Manisa CHP açısından önemli bir il. Manisalılar açısından CHP önemli bir parti.

Özgür Özel‘in genel başkanlığı her iki komşu il açısından büyük şans.

Şehzadeleri saraya göreve çağıran ulamaların teveccühleri değil, ulusal aydınlanma, sosyal – halkçı belediyecilik için her ulustan, milliyetten, inançtan yoksul halklar CHP’ye destek, Özgür Özel’e liderlik görevi vererek umut yarattılar!

Manisa yerel seçimlerde zoru olağan üstü gayretle başararak CHP’nin merkez üssü oldu.

Manisa, CHP’nin süre gelen yörüngesi İzmir ile komşu şehir. CHP’nin yerel yönetimlerde iktidar olan her iki şehir belediyeleri ortak sorunlarını birlikte çözümü için mutlaka işbirliği yapmalılar.

İzmir Büyükşehir Belediye başkanı Cemil Tugay ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek beş yıllık süreçte ortak projeler üreterek İzmir’de sosyal belediyeciliği güçlendirirken, Manisa’da sosyal belediyeciliğin, halkçı yönetimin sürekliliğini sağlayacak eserler ortaya çıkarmalılar.

Manisalıların önceliği İzmir – Manisa arası toplu ulaşımı İZBAN’a bağlanarak, İzmir -Manisa sınırında belediye otobüsleri ile aktarma istasyonu kurarak veya farklı yöntemlerle çözmelidirler.

Bu sorun otobüs şirketlerinin baskı, tehdit ve müdehalelerine pabuç bırakılan sorun olmaktan çıkmalıdır.

Ferdi Zeyrek şüphesiz, Manisa’nın CHP’nin merkez üs yapısını beş yıllık görev sürecinde güçlendirerek kalıcılaştırma çabası içinde olacak. Manisalılara verdiği tüm sözleri yerine getirerek Manisalıları sosyal belediyecilik, halkçı yönetim ile tanıştırmalı.

1- İzmir – Manisa toplu ulaşımı otobüs şirketlerinin vicdanlarına bırakılmadan İzmir – Manisa Büyükşehirler işbirliğiyle çözülmeli.

2- Manisa’nın şehir içi – OSB ulaşımı boydan boya hafif raylı toplu ulaşım sistemi ile çözülmeli.

3- Kenan Evren sitesinin adının değişmesi yetmez Erdal Eren sanayi sitesi ismi verilerek Manisa’da kara leke ortadan kaldırılmalı.

4- Meydan, sokak, kavşak, cadde… Tüm faşist ırkçı isimleri değiştirilmeli.

5- Bahçeli ve Türkeş isimleri ile anılan tüm yerlere Eczacı Neşe Gülersoy ismi verilmeli .

6- Manisa’nın yaşanıla bilinir kentler kategorisine çekmek açısından OSB’nin tarım alanlarında ilerlemesi durdurularak kırsal alanlar çekilmeli.

7- Araç park yeri sorunu çözülmeli. Saat 10.00-22.00 arası şehir içine binek araçlar dışında araçların girişi kesinlikle engellenmelidir.

8- Manisa turizm değerlerini mutlaka ortaya çıkararak, turistik şehir ünvanını almalıdır.

9- Yönetim Kurulu üyelikleri , danışman vs. sahte görevler ile Manisa’nın bankamatik vampirlerinden arındırılmalı, yeni vampirler yaratılmamalı.

10 – Araç park yerleri, sosyal alanlar, toplu ulaşım, araç, bisiklet, engelli yolları ile yerinde kentsel dönüşüm yapılmalı…

Ferdi Zeyrek, insani değeri, mesleki bilgisi, siyasi tecrübesi Manisa’nın CHP’nin merkez üssü olması bilinci ile tüm ilçe belediyeleriyle uyumlu çalışmalar yürüterek Manisalıların asaletini tasdik ettikleri başkan olarak tarihe geçmeli.

Rolex, Istakoz, gösterişli makam odası, makam araçları tartışmalarının sürdüğü bu dönem çok iyi analiz edilerek; sosyal- halkçı belediyecilik ile Manisa’yı tanıştırmak, CHP belediyeciliğini kalıcı kılmak Ferdi Zeyrek’in asil görevidir.

Hadi hayırlısı…

Ali Gültekin

Gazeteci / Yazar

Devamını Oku

İTİBARDAN TASARRUF ETMEME TASFİYESİ Mİ?

İTİBARDAN TASARRUF ETMEME TASFİYESİ Mİ?
4

BEĞENDİM

ABONE OL

Müslüman inancında yaşam sürenler ramazan ayını geride bırakarak bayram heyecanı yaşıyorlar.
Ramazan ayı içerisinde, gözde restoranlarda, vip salonlarda davetten davete koşanlar bayram törenlerine hazırlanıyorlar. Bir diğer tarafta sofrasına koyacak yemek bulamayanlar, ebeveynlerin ailesine karşı mahcubiyet yaşamaları, iftarını nerede açacağını düşünenler. İftar çadırlarına akın edenler oldu…
Kimileri yine; itibardan tasarruf etmeyerek pahalı hediyeler, şatafatlı törenler, gösterişli kutlamalar, yapılacak…
Kimileri, evine şeker, kolonya alamayıp, bayram ziyaretlerine gidemeyip, bayram giysileri alamayıp, çocuklara harçlık verememe burukluğu içinde bayram duygusundan kopuyorlar.
Tanrı karşısında aynı olan kullar; olanakları, konumları, makamları dolaysı ile yaşam şekillerinde, sahur, iftar sofralarında olduğu gibi bayram kutlamalarında ülkelerin zenginleri yoksulları olarak ayrışıyorlar…
Tanrı bunu nasıl görür?
Bu ayrışmayı kim yapıyor?
İslam inancı ne der?
İslam alimleri bunu nasıl inanca uyarlar?
Orasını bilemem…
Tasarruf mu?
İsraf mı?
Kuşkusuz israfı önlemek; ahlak sorunudur. Vicdan sorunudur. İnsan olmanın gereğidir.
İtibardan tasarruf etmeyenlerin tasfiyesi mi?
Türkiye’de yakın zamanda gerçekleştirilen yerel seçimlerde ana muhalefet ve iktidar partisi hiç beklemedikleri sonuçlar ile karşılaştılar.
Kaybeden iktidar partisi, yerel seçimin ezici galibi ana muhalefet partisi oldu. Ana muhalefet partisi belediye yönetimleri seçmen tercihi ve tutumunu dikkate almalı. Belediye çalışmalarını sosyal belediyecilik çizgisine çekerek kendisine verilen desteği güçlendirmeli. İktidar partisinin “itibardan tasarruf olmaz” tutumunun yanılgısına düşmek aynı akibeti yaşama ile sonlanır.
İtibardan tasarruf olmaz anlayışı
Temel atma törenleri
Açılış törenleri
Makam araçları
Makam şatafatı
Hizmette pozitif ayrımcılık
Liyakatsiz, partili personel
Bankamatik personeli
Belediye ihalelerin yöntemleri
Belediye gelirlerinin belediye faaliyeti tanımında yer almayan alalarda harcanması
Görkemli belediye binaları…
Hadi hayırlısı…

Devamını Oku

DÖNÜŞÜM KAZANDI!

DÖNÜŞÜM KAZANDI!
3

BEĞENDİM

ABONE OL

Demleniyorlar diyenler CHP’de yerel seçim devrimini görerek yanıldı.
Siyaset bilimcileri yanıldı.
Televizyon yorumcuları yanıldılar.
Anket şirketleri yanıldı.
Gazete köşelerinde siyasi analiz yapan gazeteciler yanıldı.
Emeklilerin gücünü öngörmeyenler yanıldı.
Gençliğe güvenmeyenler yanıldı.
Kadınları geri planda tutmaya çalışanlar yanıldı.
Halkın gücüne güvenmeyenler yanıldı.
“Böyle geldi böyle gider” diyenler yanıldı.
Demlenme ile itibarsızlaştırma kampanyası yürütenler yanıldı.
“DEM Parti ile CHP yan yana gelirse CHP biter.” Diyenler yanıldı.
Değişime denk düşmeyenler yanıldı.
Dönüşümü ön göremeyenler yanıldılar.
CHP genel başkanının yerel seçim gününden iki üç gün önce kazanacağı illeri ilçeleri saymasına inanmayanlar yanıldı.
Kazanım!
CHP genel başkanı Özgür Özel’in sol söylemleri kazandı.
Özgür Özel’in toplumsal sorunları öne çıkarması kazandı.
Özgür Özel’in emeklileri, emekçileri, gençleri, kadınların sesi olması kazandı. Özgür Özel’in, DEM Parti ile ortak sorunlar ve talepler üzeridinde uzlaşmaları kazandırdı.
CHP, 2019 seçimlerinde yürütülen muhafazakar, milliyetçi partiler ile ittifaktan koparak kendi siyasi gücüne güvenmesi CHP’ye kazandırdı.
Örgütlenerek Özgürleşmek Kazandırdı!
Hadi hayırlısı…

Ali Gültekin
Gazeteci / Yazar

Devamını Oku

BELEDİYELER BEYLİKLERE Mİ DÖNÜŞÜYOR?

BELEDİYELER BEYLİKLERE Mİ DÖNÜŞÜYOR?
3

BEĞENDİM

ABONE OL

Aday oldukları partilerin simgelerini, isimlerini seçmenin karşısında kullanmaktan utanıp, seçmenini kandırarak hileli seçim kampanyası yürüten Belediye başkan adaylarının vaatleri inandırıcı olur mu?

Belediyeler kendi görev özneleri dışında ulusal hükümetin görevlerini neden üstleniyorlar?

İktidar parti belediye başkan adayları bunu neden yaparlar? İktidar partisi belediye başkan adaylarının bu tutumu, hükümetin çalışmasını beceriksiz olarak nitelemek olmaz mı? Ulusal hükümetin görevini yapmadığını düşünen muhalefet parti adayları bu güne kadar bu yönlü çalışma yaptılar mı?

Belediye başkan adaylarının hangisi nerede ne zaman toplumsal muhalefetin içinde yer aldılar.

Mevki, sermaye gücü ile atanarak adaylaşan adaylar asaletlerini seçmenlere tasdik ettirdiler mi? Belediye başkan adayları oy alabilmek için koyun postunda kurtlar kuzu avına çıkarak seçmenlerle pazarlık yapıyorlar.

Ulus hükümetine ihtiyaç var mı?

Et dağıtan, süt veren, ekmek, makarna yakacak, emekli , dul, yetin maaşı, maaş desteği, eğitim ve inanç kurumlarına yardım, evlilik yardımları, yaşlı bakım, şiddeti önleme, güvenlik sağlama, engelli yardımları, uluslararası ülkelere yardımlar…

Bu kadar zengin belediyelerin yolları, caddeleri, araç park yerleri, toplu taşımaları, geri dönüşüm… Ne durumda? Belediyeler bu kadar kapsamlı çalışma ile beylikler kurulmuşlarsa ulusal hükümet ne yapacak?

Ulusal meclise gerek var mı?

Çalışma bakanlığının yerini almak

Emekliye ikramiye

Dar gelirliye destek

Geçinemeyene gıda yardımı

Dul ve yetime maaş

İşsizlik parası

Gençlere iş yeri desteği

Sigorta pirimi yatırma…

Milli eğtim bakanlığının yerini almak

Öğrenciye burs

Öğrenciye yurt

Öğrencilere üniforma

Okul bakım ve temizlikleri

Öğrenciye sınav harcı

Öğrenciye ulaşım kartı….

Aile bakanlığının yerini almak

Sığınma evi

Kadına karşı tecavüz, cinsel istismar ve cinsel şiddeti durdurmak için Şiddet Kriz Merkezi kurma

Çocuklara süt ve beslenme yardımı

Çocuklara ana okulu açma

Gençlere eğitim desteği

Sosyal hizmetler bakanlığının yerini almak

Evlilik yardımı

Ailede şiddete çözüm merkezi

Ev temizliği

Vücut bakımı

Sığınma evleri

Spor bakanlığının yerini almak

Gençlere spor salonu

Gençlere spor takım formaları

Gençlere belediye bünyesinden finans edilen spor kulüpleri kurma imkânı

Gençlere spor kıyafetleri…

Tarım bakanlığının yerini almak

Üreticiye alım garantisi

Üreticiye yakıt desteği

Üreticiye fidan desteği

Üreticiye ilaç desteği…

Mübareklerde yok yok!

Hadi hayırlısı…

Devamını Oku