ZEKAT

ABONE OL
15:29 - 22/03/2023 15:29
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Zekâtın Sadece %12,5’i Müslüman Fakirin Hakkıdır,…

-Allah akıllı Müslümanı sever, ahmak Müslümanı sevmez. “Aklınızı çalıştırmazsanız sizi pislik içinde bırakırım” ihtarını yapan Allah’tır- 

Yıllardan beri Müslümanlar zekât verirler ve bu zekâtların çoğunu da yaşadıkları ülkelerin  dışına çıkarırlar. Yıllar var ki bu böyledir. Bu uygulama ile hangi ülkenin insanını ihya ettiler, hangi ülkenin insanını esaretten kurtardılar bugüne kadar?

Afganistan’ı mı,

Filistin’i mi,

Arakan’ı mı,

Irak’ı mı,

yoksa Suriye’yi mi?

Bugüne kadar yapılan uygulama eksiktir, sorunludur, yanlıştır.  O ülke Müslümanlarına tanıtım açısından, yardımlaşma açısından zekât verilebilir. Ancak bunun miktarı %12,5’tir. Daha fazla olamaz. Eline üç beş kuruş alan, âlây-ı vâlâ ile soluğu Afrika’da, Ortadoğu’da alıyor. Allah o insanlara da akıl verdi, fikir verdi; hatta topraklarını da çok verimli kıldı. Altın onlarda, petrol onlarda, envai çeşit meyve, sebze ve deniz ürünleri onlarda. Buna rağmen kendilerine verilen nimetlerin kıymetini bilmiyorlarsa, kendi kabiliyetlerini kullanmıyorlarsa, bu, onların suçudur; suçlarının cezalarını da çekmelidirler.

Lütfen, bu Ramazan’da bari zekatlarınızı çarçur etmeyiniz. Bulunduğunu bölgede Müslümanların ihtiyacı olan kurumlar vardır, bu ihtiyaçlar göz ardı edilmemelidir. Görmemezlikten gelinmemelidir. Allah Müslümanlara, geleceklerinin inşası için görev vermiştir. Bu görevler şov yaparak değil, sorumluluk anlayışıyla yerine getirilmelidir.

“Sözlükte ‘artma, arıtma; övgü ve bereket’ mânalarına gelen zekât, terim olarak Kur’an’da belirtilen sınıflara sarfedilmek üzere dinen zengin sayılan Müslümanların malından alınan belli bir payı ifade eder. Örfte, bu payın maldan çıkarılması işlemine de zekât denilir.”(İslâm Ansiklopedisi, ilgili madde)

Zekât Tevbe Suresi’nin 60. ayetinde belirtildiği üzere 8 yere taksim edilerek verilmelidir. Bu maddelerin ikisi yoksullar ile ilgilidir. “Fakir, Müslümanın yoksulu, miskin ise Ehl-i Kitab’ın yoksuludur.” (İslâm Ansiklopedisi, ilgili madde)

Allah şöyle buyurur:

“(Ey Peygamber! Müşrik ve kafir akrabalarına maddi yardımda bulunmak isteyen müminleri bundan menetme.) Çünkü senin görevin, müşrikleri/ kafirleri imana zorlamak değildir; (kaldı ki bunu istesen de başaramazsın). Çünkü ancak, Allah dilediğine/ layık gördüğüne iman ve hidayet nasip eder.” (Bakara 2/272; Tercüme: Mustafa Öztürk)

“Allah, sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah, âdil davrananları sever.”(Mümtehine 60/8; Tercüme: Diyanet Vakfı)

Bu ayetlerden anlaşılacağı üzere; 100 Euro zekâtı olan kişi üzerinden hesabımızı yaparsak, Müslüman yoksulun zekâttan alacağı pay %12,5’tir. Gayri Müslim yoksulun zekâttan alacağı pay da %12,5’ tir. Toplamı %25 eder. Kalan %75’lik miktarın fakir ile doğrudan alakası yoktur.

Bu taksimin şahıslar açısından zorluğu aşikardır. Bunun için yüce Allah zekâtın şahıslar tarafından birebir verilmesini değil, bir kurum aracılığıyla bu işin yapılmasını arzu etmiştir.

Ayette zekât memurlarına zekâtın verilmesinin istenmesi, bir zekât kurumunun kurulması ve bu kurumda çalışanların aylıklarının da o kurum tarafından karşılanması anlamına gelir.

Bugün ise böyle bir kurum yoktur. Cemaatler kendi aralarında organize olarak bu işi yapmaktadırlar. Aldıkları zekâtları amacına uygun olarak harcıyorlar mıdır, onu tam olarak bilemiyoruz.

Şu kadarını rahatlıkla söyleyebilirim ki, cemaatler aldıkları zekâtları sadece üyeleri olan yoksul Müslümanlara veriyorlar, daha fazla zekât toplamak için de zekât paralarını Afrika ve Ortadoğu’ya taşıyorlar. Bu işi de duygu sömürüsü ile yapıyorlar. Dedikoduların önüne geçebilmek için ise oralarda zekât parasını dağıtıp kurban keserken yöre insanlarıyla fotoğraflar-filimler çekilerek üyelerine gösteriyorlar. Camilerin kapılarında, dağıtılan broşürlerde, televizyon reklamlarında bu insanların acınacak haldeki resimlerini görebilirsiniz.

Bireysel bazda zekât veren Müslümanlar ile cemaatlerin topladığı zekatların gittiği yer aynı yerdir. Kendilerine üye olan Müslümanların yoksullarıdır bunlar. İstisnalar vardır elbette, ama ben bugüne kadar öyle bir cemaat tanımadım. Hatta, “Gayri Müslim’in yoksuluna zekât verilmez” diyen cemaatleri yakinen biliyorum, tanıyorum.

Oysa Gayri Müslim ile ilgili iki madde vardır zekât ayetinde. Birisi miskin, diğeri müellefe-i kulûb (kalbi İslam’a ısındırılmak istenenler).

Müellefe-i kulûb; maddî ihsanda bulunmak suretiyle gönüllerinin İslâm’a ve Müslümanlara karşı yumuşatılması arzulanan gayri Müslimleri, kendilerinin veya bağlılarının İslâm’ı benimsemesi umulan yahut zarar vermelerinden korkulan veya düşmana karşı himayeleri istenen nüfuz sahibi kimseleri ve dinde sebat etmeleri arzulanan yeni mühtedileri belirtmek için kullanılmıştır. (Geniş bilgi için bkz. İslâm Ansiklopedisi, ilgili madde).

Konu ile ilgili olarak, Âl-i İmrân 3/103 ve el-Enfâl 8/63 ayetlerine de bakılabilir.

Zekât için temlik(şahsın bizzat eline verilmesi) şartı yoktur. Zekât yoksula para olarak verilebileceği gibi, zekat parasıyla yoksulun çalışabileceği fabrikalar da kurulur, tedavi olabilecekleri hastaneler de yapılır, kalabilecekleri öğrenci yurtları da inşa edilir.

Durum böyle olunca, bilhassa Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanlar, zekatlarının %12,5’ini Ehl-i Kitap yoksullara dağıtmalı ve %12,5’ini yine de Ehl-i Kitap’a İslâm’ın tanıtımı için harcamalıdır.

Bunun için: Konferanslar düzenlenmeli, Kur’an mealleri, ilgili ülkelerin dillerine çevrilerek dağıtılmalı, gazete-dergi çıkarılmalı,

aşevleri açılmalı, amaca uygun geziler yapılmalı, bu konuda bir heyet oluşturulmalı

ve o heyetin ve organizasyonun, personel ve fiziki mekân harcamaları da zekât kurumundan karşılanmalıdır.

Berlin’de yaşayan Müslümanların üzerinden bir değerlendirme yaparsak şöyle bir tablo ile karşılaşırız:

Berlin’de 300.000 Türkiyeli yaşıyor. Diğer Müslümanları dahil etmeden yapıyorum bu hesabı. 300.000 Türkiyelinin 5.000’ inin ortalama 1.000 Euro zekât verdiğini düşünürsek 5.000×1.000 = 5 milyon Euro zekât toplanıyor demektir. Bu miktar her sene toplanıyor Berlin’den. Fazlası vardır azı yoktur.

Bu zekât miktarının Müslümanların kurduğu ortak bir kurumda toplandığını varsayalım ve Allah’ın arzu ettiği şekilde pay edildiğini düşünelim. Toplanan bu parayla: Tanesi birer milyondan her sene 5 tane kurum kurulabileceği gibi, ihtiyaca göre öğrenci yurtları kurulabilir, özel okullar açılabilir, hastaneler açılabilir, sadece fakirlerin ve miskinlerin çalışacağı işyerleri açılabilir, fabrikalar kurulabilir, aşevleri açılabilir, imam yetiştiren kurumlar kurulabilir, gazete ve dergiler çıkarılabilir, televizyon kanalları açılabilir, üniversiteler kurulabilir ve o kurumların masrafları da bu fondan karşılanabilir. Hesap nettir. Ortadadır.

Bu hesabı Türkiye üzerinden yapalım: Ben Denizliliyim. Denizli’nin nüfusu 04 Şubat 2020 tarihinde açıklanan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 1.037.208 dir.

Hesabımızı 10.000 Müslümanın zekât verdiğini düşünerek yapalım. Ortalama 1.000 TL zekât verdiklerini düşünelim. 10.000×1.000= 10 milyon TL eder. Bu para her sene toplanıyor Denizli’de. Hesabı Denizliler vereceğine göre, varsın kurumların hesabını da onlar yapsın. Yukarıdaki yazdığım kurumların Denizli için de ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu hesaba göre 10 sene sonra Denizli’de ne fakir kalırdı ne de miskin.

Kendi evinde yangın olan kişi başkasının evindeki yangını söndürmeye gidemez, giderse döndüğünde kendisi de evsiz kalır.

Allah tribünlere oynayan Müslüman değil, akıllı Müslüman istiyor; elini taşın altına sokan sorumluluk sahibi Müslüman istiyor!

Ne dersiniz; bu sene zekatımızı bu yapılan hesaplamalara uygun olarak verelim mi?

 

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Yunus Uslu

      Annem Rahmetlik hep soylerdi; ‘Zehmeride (Kis aylarinda) deveden, Haziranda yilandan, Ramazan’da imamdan korkulur!’ Rustu beyin makalesini okumadim henuz. Bu yil baska bir sey yazmasinin beklemiyorum. Sonra okurum. Selamlar,

      Yanıtla
      +0
      -0