YENİDEN KUVAYİ MİLLİYE

ABONE OL
18:58 - 01/10/2020 18:58
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bilindiği gibi buyılki Uğur Mumcu’yu anma etkinlikleri
” Adalet ve Demokrasi 2011″ 24 Ocak 2011 tarihinde başlayacak.
“Adalet ve demokrasi” üst başlığı bu törenler için sürekli, değişmeyen, geleneksel bir anlam kazandı.

17. Adalet ve Demokrasi Haftası’nın üst başlığı “Yeniden Kuvayi Milliye”ydi. Bu üst başlık son derece önemli, anlamlı ve yol göstericidir.

Neden kuvayi milliye ve neden yeniden?

Bu sorunun karşılığını aramaya başlamadan önce kuvayi milliyenin ne anlam taşıdığını, kuruluş amacının ve koşullarının neler olduğunu anımsamakta ve anımsatmakta yarar olduğu kanısındayım.

Kuvayi milliye; I. Dünya Savaşı sonrası yurdumuzu işgal girişimine karşı kurulan direniş hareketinin adıdır. Bugünkü Türkçe’mizde karşılığı “ulusal güçler”dir.

Kuruluş amacı halkın kendi varlığını korumak, bağımsızlığını sağlamaktı. Halkın varlığı ve bağımsızlığıydı söz konusu olan.

Bunu kavrayan halkın tam desteğini de aldı.

Ama karşısında olan güçler de vardı. İstanbul hükümeti gibi… İşbirlikçi kişiler ve örgütler gibi… Mütareke basını gibi…

Kesin başarı, başlangıçta dağınık durumda olan güçlerin eşgüdümünün kurulmasıyla elde edilmiştir.

Bunu, dağınıklığın başarıyı engelleyen en büyük etmen olduğunun altını çizmek amacıyla söylüyorum.

Başarmak için bir arada olmanın ve bir eşgüdüm içinde, birleşik bir ulusal güç olarak hareket etmenin gereğine ve zorunluluğuna dikkat çekmek için söylüyorum.

Peki; 17. anma toplantılarının üst başlığını yeniden kuvayi milliye koyma gereği neden duyulmuştur?

Ulusun varlığı ve bağımsızlığı yine tehlikede midir?

Ülke içinde yönetimi elinde bulunduranlar şaşkınlık, sapkınlık ve daha da kötüsü ihanet içinde midirler?

İşbirlikçi kişi ve örgütlerden bugün de söz edilebilir mi?

Basının tutumu yeniden kuvayi milliyeyi gerektiren ve zorlayan bir tutum mudur?

Durum, güçlerin ulusal anlamda birleştirilmesini ve eşgüdüm içinde çalışmayı zorunlu kılacak denli kötü müdür?

Tehlikede olan ulusun varlığı ve bağımsızlığı mıdır salt?

Tehlikede olan başka değerler de var mıdır?

Nelerdir bu değerler?

Bu değerlerin karşı karşıya oldukları tehlikenin büyüklüğü nedir?

Ulusal güçlerin zaman yitirme ve kısır tartışma lüksleri var mıdır?

Gün yeniden kuvayi milliye günü müdür?

Kimlere karşı?

Kim için?

Ne amaçla?

Ne dersiniz?

Yazımı Cumhuriyet Gazetesi’nin saygın yazarı Işık Kansu’nun hazırladığı aşağıdaki alfabeyle bitiriyorum.

UNUTMADIK! UNUTMAYACAĞIZ! UNUTTURMAYACAĞIZ!

MUMCU’NUN ALFABESİ

A ile başlar Atatürkçülüğün güncesi. B dir bağımsızlık tutkusu.
C dir cumhuriyetin ateşi. Ç, çağdaşlığın öncüsüdür.
D, adını verir demokrasiye. E, emeği kutsar. F, filizlendirir ilkeleri.
G dedir gücü halkın. Ğ dir yumuşacık toplum sevgisi.
H ile başlar hakları, I ile biter insanlığın. İ, ismidir yoksulluğun.
J, jilet gibi keser çıkarcıları. K, kuvayi milliyecinin kalpağı,
L, laikliğin aydınlık yüzü, M, mücadelenin önderi,N, namustur, vazgeçilmez.
O, okuldur gazeteciliğe. Ö ye ve ölüme sitem.
P, penceresi güne bakan çiçeğinin, R, resmidir halka adanmış yaşamın.
S dir solun gür sesi. Ş, şafağı Anadolu’ nun. T, ak tebeşiri öğretinin.
U ya ne güzel yaraşmış Ulusal Kurtuluş Savaşı.
Ü ile üvez; acıyı, burukluğu tadar.
V, varız!
Y, yığınlarla!
Z, zorbalığa karşı.

Açın alfabenizi çocuklar, gençler! İlk sayfasından başlayalım.

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.