VATAN-MİLLET BAHANE  KOLTUK ŞAHANE

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

VATAN-MİLLET BAHANE  KOLTUK ŞAHANE

AKP özellikle de Recep Tayyip Erdoğan artık ülkeyi yönetemeyecek duruma düştü.
Bunalım içinde bir çıkış yolu ararken, her attığı adım Türkiye’yi yeniden bir batağa sürüklüyor.
O  her konuştuğunda Türk Lirası anormal derecede değer kaybediyor.
Kimse yatırım yapamıyor.
Yabancı sermaye kaçmaya başladı.
Kontrolünü öylesine kaybetti ki, bir gün önce söylediğini ertesi gün yalanlıyor.
Ülkeyi on beş yıldır kendisi yönetmiyormuş gibi işsizliğin artışına sorumlu arıyor.
Eskiden kırdığı potları düzeltmek için Obama beysbol sopasını gösteriyordu, bugünlerde eli sopalı Putin bir gün önce söylediğinin tersini söyletiyor.

Yolun sonu göründükçe hırçınlaştı, saldırgan olmaya başladı.
Önce birlikte yola çıktığı yol arkadaşlarını harcadı.
Tarikatlarla düşman olarak gördüğü Laik Cumhuriyete bazı kapalı, bazı açık savaşa kalkıştı.
ABD,  Suudi Arabistan, Katar koalisyonuyla kalitesiz AB politikacıların desteği ile Gülen Cemaati ile birlikte kurdukları kumpaslarla ülke değerlerini tutsak ederek, zehirleyerek, onurlarıyla oynayıp intihar ettirerek etkisiz bırakmak istediler.

Yeni Osmanlı hayaliyle Şam’da cuma namazı kılıp,Esad’ı halledip, Suriye’yi Musul’u Kerkük’ü, Irak’ın büyük bölümünü fethetmeye çıkmıştı.
Bu sapkınları kamplarda besleyip Müslüman kafasını kopartan, karınlarını yarıp ciğerlerini yiyen katilleri Suriye ve Irak üzerine saldı.
Halife Padişah özlemiyle yanıp tutuşan Kifayetsiz Muktedire inat içlerinden birini ”HALİFE” ilan ederek ilk ihaneti ona yaptılar.
Musul Konsolosluğunu ele geçirip tüm görevlileri de esir aldılar.
Osmanlıcılık hayali kurarken, Irak’taki Türk Toprağı olan Süleyman Şah Türbesini PYD yardımıyla  al el acele kaçırarak Türkiye Cumhuriyeti  döneminin ilk toprak kaybetme unvanını kazandılar.
Milleti aptal yerine koyarcasına bu korkaklığı zafer diye yutturmaya çalıştılar.

Ülkeyi paralel ortağı ile post kavgasına başlayınca hırsızlıklar, yolsuzluklar ortaya saçıldı.
Sonra anlaşıldı ki bu iki ortak namaz kıldırıyoruz diye secdeye götürdükleri saf dindarlar secdedeyken onlar hem devletin kasasını hem mevkileri ele geçirdiler.
Girdikleri Kozmik Odasındaki devletin gizli sırlarını çalarak ABD’ye, İsrail’e vererek vatana ihanet suçunu işlediler.
Padişah-Başkanlık bastırılamayacak egosu oldu. Yeni ortaklar aradı.
Cemaat olmadı dedi ve PKK ortaklığına yöneldi.
Onlara da ne istediyse verdi ama padişah başkanlığı bir türlü alamadı 
Bu ortaklığın bedelini askerler, polisler ve gençler ödedi.
Artık gerek IŞİD tarafından, gerek PKK’lı katiller tarafından katledilenler Kifayetsiz Muktedir kaprisler için öldüler.
Seçimlerde tek başına iktidarı da kaybedince yaptıkları yolsuzlukların, kanunsuzlukların, terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmanın hesabını verme korkusunu yaşarken imdadına gizli misyonu olan Devlet Bahçeli yetişti. 
CHP’nin sunduğu başbakanlık teklifini reddederek ülkeye değil Erdoğan’a bağlılığını seçti.
Ecevit’le ortak olduğu hükümet döneminde mali krizden çıkılacağı belli olunca ABD’den gelen bir telefonla ortaklığı bozdu, iktidarın AKP’ye geçmesine en önemli katkıyı sağladı.
Bahçeli ve onun peşinde gidenler biliyorlardı ki; terör olmazsa, askerler ölmezse yok olup giderler.
Onlar puslu havada avlanırlar.
Kendisine ”zürriyetsiz” diyen, hızını alamayıp; ”Ağzından salyalar saçılıyor!” Diyen Erdoğan’a bu bağlılığın nedeninin başında MHP Muhalefetinin Bahçeliye; ”Artık Yeter!”Demeleri geliyor.
Kifayetsiz Muktedir, bu kadar sadık müridine karşı kendi çıkarına geldiği için MHP’li muhalefetin söke söke, hem de yasal olarak aldığı kongre kararını yandaş ve yanaşma yargı bezirganlarınca engellemekle ödedi.
Bahçeli bu iyiliğin altında kalmadı:
Kifayetsiz muktedirin nefessiz kaldığı dönemde Bayram değil seyran değil söylemine uygun; 
”Cumhurbaşkanı anayasal durumu ortadan kaldırarak fiili bir durum yarattı. Biz başkanlık sorununu yasal duruma getirerek fiili durumu ortadan kaldıralım” Fikrini ortaya attı.
Bahçeli artık can havliyle;”Meral Akşener  MHP’nin başına geçecekse batsın bu Türkiye” Noktasına geldi.

Artık bu iki zatın kaygısı 
Ne Vatanın bölünmesi
Ne halkın sefaleti 
Ne gencecik Mehmetçiklerin, PKK ve IŞİD kurşunlarıyla katledilmesi
Ne de çocuk yaşta kızların, sübyan oğlanların sapıkların şehvetine peşkeş çekilmesi değildir.

Birisi vatana ihanetin, devleti soyup sağmanın hesabını veremeyecek kadar korkak
Diğeri; koltuğunu kaybetmemek için her türlü insanlık değerini  paspas edecek kadar hırslı.
Ya onların peşlerinden gidenler.
Vatan-Millet
Hak-adalet
Namus- vicdan 
Sizce de mi anlamsız
O zaman koşun peşlerinden
Önünüzdeki uçurumu görmeden, umursamadan….

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.