MÜSİAD BERLİN’DE İFTAR SOFRASI KURDU 2024

MÜSİAD BERLİN’DE İFTAR SOFRASI KURDU 2024

ABONE OL
23:22 - 27/03/2024 23:22
MÜSİAD BERLİN’DE İFTAR SOFRASI KURDU 2024
1

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

-Sevgili Fikret Başkan işte bu olmadı-

İkinci iftarımı Müstakil Sanayici ve İş adamları Derneği (MÜSİAD)’nin kurduğu sofrada açtım. İftar sofrası lüks bir otelin salonunda kurulmuştu. T.C. Ticaret Bakanı Ömer Bolat da iftar sofrasının konukları arasındaydı. Görevliler güler yüzleriyle misafirlerini kapıda karşıladılar ve kendileri için ayrılan masaya kadar eşlik ettiler. Şık giyimli pırıl pırıl gençlerdi bunlar. Bay, bayan.

İftar menüsü oldukça zengindi ama Türk insanının damak tadına uygun değildi. Sırf bu yüzden ikramların çoğu masalarda kaldı. İsraf… İftar sofrasının lüks bir otelde kurulmuş olması, hoş karşılanmadı. İsrafa tavırlı olan bir dinin mensuplarının daha dikkatli olması gerekirdi. Öyle bir din ki; o dinin kitabında israf edenlerin Allah tarafından sevilmeyeceği şu şekilde ifadeye konmuştur: “Ey Ademoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yiyin, için, fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’râf sûresi, 7/31.)

Allah sevdiği Müminleri ise şöyle tanımlar: “Onlar mallarını harcadıkları zaman israf etmezler. Cimrilik de göstermezler. İkisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkan sûresi, 25/67.)

“Eli boynuna bağlıymış gibi cimri olma! Elini büsbütün açıp israfa da kaçma!” (İsrâ sûresi, 17/29.)

O’nun Elçisi de bu ayetleri detaylandırır ve hangi sofralar Allah’ın hoşuna gitmeyen sofralardır? sorusuna şöyle cevap verir: “En kötü yemek sofraları, sadece zenginlerin davet edilip fakirlerin davet edilmediği yemek sofralarıdır.” (Ebu Davut)

Bu sofranın kötü olmasının sebebi fakirlerin böyle sofralara uygun görülmemesidir. Zenginlerin, makam sahiplerinin davet edilmesi ise, riya, saygınlık ve şöhret olma talebinden kaynaklanır. Sırf bu özelliğindendolayı o yemek en şerli yemek olmuştur.

Bunlar Sahibimiz ’in, Mevla’mızın buyruklarıdır. Dikkate alınması gereken buyruklardır bunlar. Bu buyruklar ortada dururken yapılan yanlışları yorumlamaya kalkmak da ikinci bir yanlış olur. Yanlış başka bir yanlış ile düzeltilmez.

O iftar sofrasının kurulması için ne kadar harcama yapıldığını sordum bazı yetkililere. Net bir cevap alamadım. Çok yüksek bir bedel ödendiği kanaati bende hasıl oldu. Oldukça yüksek bir bedel. Neden? sorusuna karşı aldığım cevap, bakanın iftar sofrasına konuk olacağı için bu otel salonunun tutulduğu söylendi. Kısa sürede başka uygun bir salon bulamadıklarından söz edildi. Bu açıklama, özrün kabahatten daha büyük olduğunu gösterir.

Toplamda 5 saat için ve de Türklerin damak tadına uymayan menüler için, sırf, bakan konuğumuz olacak diye o kadar masraf yapılmamalıydı. Bakan da buna müsaade etmemeliydi. Mütevazi bir düğün salonunda kurulabilirdi o sofra. Daha şık olurdu. Hoş olmadı Fikret başkan. Üstelik salon da doldurulamamıştı.

MÜSİAD’ın sayın başkanı sevgili Fikret Doğan ve kıymetli yönetim kurulu üyeleri, benim sevdiğim insanlardır, muhabbet ettiğim insanlardır ama yapılan bir yanlış var ise onu da söylemem gerekiyor. Kulun hatırı, Yaratan’ın hatırının önüne geçmemelidir değil mi?

Yemeğin öncesinde ve sonrasında selamlama konuşmaları yapıldı. Salondaki uğultudan dolayı, konuşulanları anlayamadık. Sadece duyduk. Bizim insanımızın zaafı işte… Oraya geldiniz, davet edildiniz de geldiniz. Davet sadece konuklara yemek yedirmek için yapılmaz, günün mana ve ehemmiyeti ile ilgili konuşmaların da dinlenilmesi istenir. Hatibe saygısızlık yapılmamalıdır. Cep telefonlarıyla da oynanmamalıdır. Edep bunu gerektirir.

Velhasıl bu gürültü kirliliğinin içinde, hatipler herkesin kendilerini dinlemiş olduklarından yola çıkarak konuşmalarını sürdürdüler. Davetlerin genelinde bu saygısızlık maalesef yapılıyor.

Büyükelçi Ahmet Başar Şen ve Müsiad Genel Başkanı Mahmut Asmalı, kürsüye davet edildiler ve selamlama konuşmalarını yaptılar. Mesajlarını verdiler. Sonrasında kürsüyü teşrif eden T.C. Ticaret Bakanı Ömer Bolat özetle şunları söyledi:

“Sizlerin Türkiye sevgisi ve Türkiye’ye yaptığınız yatırımlar ve destekler, bizim her zaman şükranla andığımız katkılardır. Allah hepinizden razı olsun. Hiç unutmuyorum. 2002’lere kadar Almanya’dan yıllık 5 milyar dolarlık işçi dövizleri Türkiye’nin ödemeler dengesine çok önemli katkı yapıyordu.

Bu nedenle Türkiye Avrupa Birliği (AB) ilişkileri çok önemli. Avrupa’nın merkezi olan Almanya da her yönüyle çok önemli. Ekonomisi, finans gücü, ticareti, yatırımları, turizmi ve hizmetler sektörü Türkiye ekonomisi için büyük önem taşıyor.

Ne kadar birlik ve beraberlik içinde olur ve çok çalışır üretirsek, dünyada rekabetçi bir şekilde üretip ihraç edersek hem döviz sorunu çekmeyiz ve hem de dünyada gücümüz etkimiz artar.

Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda “kilidi çözmek” noktasında Almanya ile yakın temas içindeyiz. Gümrük Birliğinin modernleştirilmesi ve hizmetler sektörünü de kapsama alması konusunda AB ile masaya oturmak istiyoruz. Bu noktada bir hafta sonra AB Konseyinden çıkacak karar, muhtemelen Türkiye AB ilişkilerinde yeni bir yakınlaşmayı başlatabilir.

Kovid-19 salgını ve Ukrayna-Rusya savaşının AB için Türkiye’nin tedarik zincirindeki önemini ortaya koydu. Türkiye güvenlikçi tedarikçi ve üretim ülkesi olduğunu gösterdi. Almanya ve Alman iş dünyası bunu anladı. Son aylarda Türkiye’ye çok geliyor ve yatırımlar konuşuyorlar. Bu noktada inşallah sizlerin desteği ve yardımıyla ülkemize daha fazla ticaret ve yatırım çekeceğiz.”

Bakan Bolat, konuşmasından sonra masalara gelerek tek tek misafirlerin elini sıktı. Hal-hatır sordu. Bol bol çekilen hatıra fotoğraflarından sonra da iftar sofrası kaldırıldı.

Rüştü Kam

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.