News
News
Fitil işte, hani yüksek ateşte filan veriyorlar ya, işte ondan.
Gerekli açıklama diyanete bağlı kurumlardan resmi olarak geldi. “Fitillerde gıda verme özelliği bulunmadığı ve makattan fitil almak, yemek ve içmek anlamına gelmediği için, orucu bozmaz.”
İnanmayan resmî sitesine baksın.
Çıkmış birileri de “Aşı bozar mı “diyor. Lafın tamamı deliye söylenirmiş, anladınız siz gerisini!
Neyse yetkili kurumlardan aşı açıklaması da geldi sonunda ”Din İşleri Yüksek Kurulumuzun da açıkladığı gibi gerektiğinde oruçluyken aşı olmakta bir sakınca yoktur ve bu durum orucu bozmaz.”
Böylece bu konuyu da çözdük, geriye bir şey kalmadı.
Zaten daha önce fitil için yapılan açıklamaları okumuş olsanız, aşı için bu soruya hiç gerek olmadığını bilirdiniz.
Hastalık durumunda hiçbir şeyin günahı olmaz. Hatta mecbur kalıp domuz eti bile yeseniz mesele yok.
İnanmadınız mı?
“Allah size yalnızca murdar eti, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkasının adına kesilmiş olanı haram kıldı. Ama biri zorda kalırsa, haksızlığa sapmadıkça, sınırı aşmadıkça kendisine günah yoktur. Biliniz ki Allah bağışlayan ve esirgeyendir.”
Zorda kalırsan domuz etinin bile günahı yok diyor kısacası. Çekinmeyin açıp okuyun!
Bu hastalık ortamında aşının oruca zararını hesaplayanlar rahatlasın diye örnek veriyorum.
Bir ramazan boyunca “dönek “olan siyasetçileri dinleyip, hırsızlara ve yalancılara sessiz kalabiliyorsanız…
Haksızlıklara susabiliyorsanız…
Üç kuruş emekli maaşı ile küfretmeden ev geçindirebilecekseniz…
Neyse saydırmayın hepsini. Kısacası bu ülkede yaşayıp haksızlıklar karşısında sustuğunuzda orucunuza bir şey olmayacaksa gerisinden korkmayın. Doğru bildiklerinizi söylemiyor ve haksızlıklara susuyorsanız niyetli iken, aşının iğnesi girse de bir şey olmaz. Diyanette olaya ilmi açıdan bakmış ve kendince doğruyu söylemiştir.
Peki oruçlusunuz ve hastaneden telefon geldi, gittiniz aşıyı oldunuz diyelim. İçinize de Diyanetin “bozmaz “açıklaması sinmedi. Tutun yerine bir gün daha, niye bu kadar dert ettiniz?
Hastalık için aşı olmak orucu kasten ve bilerek bozmaya girmez. İçinde “zorda kalmışlık “ var.
“İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar.”
Ayet gayet açıktır. Bir gün eksik hissederseniz, yerine bir gün daha tutarsınız hepsi bu.
Size 60 gün ara vermeksizin oruç tutacaksın diyenler olabilir. Bir günün yerine 60 gün!
Bu konuyu da biraz açıklayalım;
Bir mü’mini yanlışlıkla öldürürseniz ve ekonomik durumunuz diyet ödemeye veya başka şeylere izin vermiyorsa ne yapmanız gerektiği ayette anlatılmıştır. Müslümansanız açıp Kitabı okuyun lütfen. Müslüman değilseniz zaten sizi ilgilendirmiyor.
Bu ayette fakirseniz, yanlışlıkla birini öldürmüşseniz en son bir çare sunulur sizlere.
“Bunlara imkân bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay ard arda oruç tutması gerekir.”
Şimdi bir düşünün. Bir gün orucu bozmanın cezası, yanlışlıkla bir Mümin öldürmeyle aynı olabilir mi?
Aşı oldun, içine sinmedi orucu da bozdun diyelim ….
Yerine bir gün daha tut, sende rahatla Diyanette!
Soranlara da “Oruç bozuldu kardeşim, adam mı öldürdük” dersiniz!
GÜNCEL
6 saat önceABD
6 saat önceABD
7 saat önceALMANYA
7 saat önceALMANYA
7 saat önceALMANYA
8 saat önceALMANYA
8 saat önce
İslam dinini tekeline alanlar, Allah’ın dinini Allah’a öğretir oldular. Son 19 yıldır İslamın cıcığını çıkardılar.
İğne yaptırmak orucu bozar mı?
Yalan söylemek orucu bozar mı?
Diş yaptırmak orucu bozar mı gibi…
Sorulan sorulara cevap veren Diyanet’e göre, sancıdan gebersen, ağrı kesici alırsan orucu bozuyor… o kadar!
Endoskopi olsun, kolonoskopi olsun bozuyor…
Gebereceksin serum bağlandı bozuyor…
Ölüyorsun, kan verilince bozuyor…
Bu nasıl bir İslam dini miş ki, Hırsızlık yapanın orucu hiç bozulmuyor…
Nedense tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerin, fakir fukaranın hakkını el uzatanların, Beytü’l-Mal’den aşıranların orucu hiç bozulmuyor…
Neden bu gibi şeylerle uğraşıyorsun müslüman…
Kendilerini müslüman din işleri yüksek kurulu olarak tanıtan Diyanet, Ama hiç bir zaman Hırsızlık yaparsan orucun bozulur demişmidir?.
Maide Suresi, 38. ayet: Hırsız erkek ve hırsız kadının, (çalıp) kazandıklarına bir karşılık, Allah’tan, ‘tekrarı önleyen kesin bir ceza’ olmak üzere ellerini kesin. Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Yusuf Suresi, 70. ayet: Erzak yüklerini kendilerine hazırlayınca da, su kabını kardeşinin yükü içine bıraktı, sonra bir münadi (şöyle) seslendi: “Ey kafile, sizler gerçekten hırsızsınız.”
Yusuf Suresi, 73. ayet: “Allah adına, hayret” dediler. “Siz de bilmişsiniz ki, biz (bu) yere bozgunculuk çıkarmak amacıyla gelmedik ve biz hırsız değiliz.”
Yusuf Suresi, 77. ayet: Dediler ki: “Şayet çalmış bulunuyorsa, bundan önce onun kardeşi de çalmıştı.” Yusuf bunu kendi içinde saklı tuttu ve bunu onlara açıklamadı (ve içinden): “Siz daha kötü bir konumdasınız” dedi. “Sizin düzmekte olduklarınızı Allah daha iyi bilir.”
Yusuf Suresi, 81. ayet: “Dönün babanıza ve deyin ki: ‘-Ey babamız, senin oğlun gerçekten hırsızlık etti. Biz, bildiğimizden başkasına şahitlik etmedik. Biz gaybın kollayıcıları değiliz.”
Mümtehine Suresi, 12. ayet: Ey Peygamber, mü’min kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında bir iftira düzüp-uydurmamak (gayri meşru olan bir çocuğu kocalarına dayandırmamak), ma’ruf (iyi, güzel ve yararlı bir iş) konusunda isyan etmemek üzere, sana biat etmek amacıyla geldikleri zaman, onların biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret iste. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Ey oruç tutan Müslüman kardeşim. Her yıl aynı konu. Yıllardır bozuk plak gibi fetva veren Diyanet, diğer yanda Müslümanım diyor ama, hiç bir zaman eline Kitap almış okumamış bir zihniyet. Diyanet böyle cehaletin içinde debelenen bir toplumu ne yapsın. Hiç bir gün eline Kitap almamış açıp okumayan, Nasıl olsa imam efendiye sorarım anlayışı insanların kolayına geliyor, ve anında hoca efendi’den cevap…
Neden böyle şeylerle uğraşsın müslüman?
Öyle ya. Müslüman için okumak, araştırmak, sorgulamak, eleştirmek, yargılamak, bilge sahibi insan olmak neyine.
Diyanete göre hırsızlık yap sende rahatla Diyanette!
Yoksa diyanete’de yıllardır hep böyle aynı sorular gelmez ki değilmi. Abuk sorulara, Diyanet de sabuk cevaplar vermeye gerek kalmaz dı!