“YERLİ VE MİLLİ”

ABONE OL
11:45 - 23/10/2020 11:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 16 Ekim 2018 Salı günü partisinin grup toplantısında Emeklilikte Yaşa Takılanların taleplerini değerlendirdi. Erken emekliliği sosyal güvenlik sisteminde tasvip etmediklerini söyleyen Erdoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “emeklilikte yaşa takılanlar teklifinin, ülkemize 750 milyar TL maliyeti var; biz ekonomik kurtuluş savaşı verdiğimiz bir dönemde böyle bir yükü ülkemizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı?”
Ülkemizin sırtına böyle bir yük bindirmemek gerekir, buna hiç kimsenin hakkı yoktur. “Kırk küsur yaşında emekli mi olunur?” diyenlerin, 46 yaşında emekli olması ilginçtir. Üstelik başbakan olarak görev yaparken, maaşının yetmediği gerekçesiyle milletvekili emekliliğini seçerek tekrar emekli olarak, devletten çift ücret alması daha da ilginçtir.
 
Ülkemize doldurulan yaklaşık dört milyon Suriyeli’ye ödenen 33 milyar dolar nereden gelmektedir? Bunun dışında yaklaşık 100 ülkeye 7 milyar dolar para verildi. Bunlardan başka birçok ülkeye de hibe olarak çeşitli araç, gereç verildi ve bazı yatırımlar yapıldı. Ankara ve Marmaris’teki sarayların, uçakların, arabaların ücretleri ve bakım masrafları nereden ve nasıl karşılanıyor? Danışman adı altındaki kişilere verilen ücretler, savurganlıklar, plansız yatırımlar hesaba katıldığında, emeklilikte yaşa takılanların maliyeti çok rahat karşılanabilecek durumdadır.
 
Bilinen bir gerçek “yerli ve milli” söyleminin içinin boş olduğudur. Ülkemiz insanlarından esirgenenler, yabancılara kat kat fazlasıyla sunulmaktadır. Yerli kaynaklarımız doğru kullanılabilseydi, özelleştirme adıyla yabancılara peşkeş çekilmeseydi, topraklarımız satılmasaydı yaşadığımız bu sıkıntılar olmayacaktı.
 
Üstelik ​16 yıldır ülkeyi yönetenler “ülkeyi üçe katladık, cumhuriyet döneminde 90 yılda yapılanları 16 yılda yaptık, ekonomiyi uçurduk” diyorlar. O zaman ekonomiyi kurtuluş savaşı noktasına kim getirdi? “Yerli ve milli” diyerek, hiç üretim yapmadan sadece tüketerek, ülkemizin kaynaklarını kurutanlar, bugünkü sürecin sorumlularıdır.
 
“Yerli ve milli” diyenlerin, milli anlayışları da çok farklıdır. Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak, her sabah okullarda okunan “öğrenci andı”, 8 Ekim 2013 tarihinde kaldırıldı. Bu karar üzerine bazı eğitim sendikaları Danıştay’a başvurarak, iptal isteminde bulundurlar.
 
Geçtiğimiz günlerde Danıştay 8. Dairesi, kaldırılan “öğrenci andı” kararını iptal etti. Kararının gerekçesinde şu ifadelere yer verildi: “Metinde yer alan kavram ve ilkeler, Anayasamızda anlamını bulan kavram ve ilkeler olduğu gibi milli eğitim sistemimizin Kanun ve Yönetmelikte belirlenen temel amaçlarını da ortaya koymaktadır. Yeni nesillerin ülkesine anayasal vatandaşlık temelinde aidiyetini ve bağlılığını güçlendirmeyi, onların milli, manevi ve kültürel değer oluşumuna katkı sağlamayı amaçlayan ve uzun yıllardır okutulan bu metnin yürürlükten kaldırılmasının hukuken geçerli sebeplere dayanması gerekir.”
 
Bu kararı içine sindiremeyen “yerli ve milli” olanlar, “yargı haddini aştı, anayasayı çiğnedi” söylemlerinde bulunmaktalar. Halbuki bu “yerli ve milli” olanlar ABD’li papaz görünümlü Andrew Brunson serbest bırakılınca, “yargımız bağımsız” demişlerdi. “Ne mutlu Türküm diyene” sözünün içeriğini anlamadan, “Türküm” sözcüğünden rahatsızlık duyanların, “yerli ve milli” olması inandırıcı değildir. Ne yerlilikle, ne de millilikle hiç ilgisi olmayanların oyuncağı haline gelen güzel ülkemizde bu sıkıntılar mutlaka aşılacaktır. Direneceğiz, birlik olacağız ve başaracağız, başka yolumuz yok.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.