ÜÇÜNCÜ SANDALYE

ÜÇÜNCÜ SANDALYE

ABONE OL
23:15 - 05/05/2024 23:15
ÜÇÜNCÜ SANDALYE
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 2 Mayıs günü, AKP Genel Merkez binasında bir görüşme gerçekleştirdiler.

Görüşme; CHP Genel Başkanının başvurusunun AKP Genel Başkanınca kabul edilmesi sonucunda oldu.

Yer; CHP Genel Başkanının Çankaya Köşkü’nde olmasını yeğlediğini açıkça belirtmesine karşın, girişte de yazdığım gibi, AKP Genel Merkez Binasıydı.

Beştepe’deki kaçAK Saray’da da olabilirdi. AKP Genel Başkanına İyi saatte olsunlar gelmiş olmalı ki; bu konuda ısrarcı bir tutum takınmadı.

Görüşme orada olsaydı, koltuğa cumhurbaşkanı sıfatıyla oturacaktı. Çünkü; orada kendileri cumhura başkandırlar.

AKP Genel Merkezi’ndeki sıfatıysa, kolayca anlaşılacağı üzere, AKP Genel Başkanlığıdır.

Ancak; genel başkanlarının itibardan tasarrufu elden bırakmayan bir karaktere sahip olduğunu bilen genel merkez, sanırım, „Bunun sağı, solu belli olmaz. Neden bir cumhurbaşkanı sandalyesi yok burada diye sorar, sormakla da kalmaz, gamatayı basar!“ diye düşünmüş olmalılar ki; karşılıklı iki genel başkan sandalyesini ortalayan bir de cumhura başkan sandalyesi koymuşlar salona.

Hazret; partisinin genel merkezinde genel başkanlığını ya unutmuş ya da itibarından tasarruf etmeyi göze almamış olmalı ki; saygıda epey kusurlu da olsa, geçmiş, ne olur ne olmaz mantığıyla, ortaya konan cumhura başkan koltuğuna çökmüş.

Yiğidi öldürsek de hakkını verenlerdeniz,

Ya Almanya Şansölyesi Angela Merkel’le buluşmasında oturduğu saltanat koltuğuna benzer bir koltuk da koydursaydı oraya…

İtibar az acık tasarrufa uğradıysa da yapmamış onu.

Cumhura başkan sandalyesine kurulmuş, kendisi için konulan genel başkan sandalyesi de boş kalmış hâliyle…

Ne olacak şimdi o boş sandalyenin hâli?

O sandalyeye kim oturacak?

Oturduğu sandalyeden verdiği ders, anlatmaya çalıştığı şey; „Özgür Efendi; sen yalnız bir genel başkansın. Bir de bana bak! Ben; iki yüzlüyüm. İnsanların karşısına, şu anda olduğu gibi, ne zaman hangi yüzümle çıkacağıma duruma göre karar verebiliyorum. “mudur?

CHP Genel Başaknına; „Karşındaki koltuğa bakma! Orada seninle eşit ve aynı göz yüksekliğinde oturan bir genel başkan yok. Ortadaki koltuğa bak! Orada da AKP’nin genel başkanı yok! Orada cumhura başkan var. Ayağını ona göre denk at! Ağzında çıkacakları kulakların duysun!“ mu demek istemiştir?

Basının çekim yapmasına verilen izinle halka anlatılmak istenen de bu mudur?

Bu tavrına AKP Genel Başkanının ne anlam vereceğimi, boş bırakılan sandalyenin verdiği iletinin ne olduğunu bilemedim.

Boş sandalye CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i açığa mı düşürdü?

Tersi oldu. Özgür Özel; Recep Tayyip Erdoğan’la tokalaşır tokalaşmaz bizi, boşa düşürdü.

“Normalleşmeyi başlatacak sizsiniz. Başlatırsanız, biz de karşılık veririz!” le başladı.

Normalleşme mi? Hangi normalleşme?

Görüşmeden bir gün önce, 1 Mayıs günü, Saraçhane’de biber gazları sıkılmış Taksim’e çıkmak için oraya gelen yurttaşlarımıza…

1 Mayıs İşçi ve Emekçinin Bayramı’nın Taksim Meydanı’nda kutlamalarına izin verilmemiş. ..

“Dünya Basın Özgürlüğü Günü” nedeniyle duyurulan, karşılaştırmalı basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye; 180 ülke arasında, savaştaki Filistin’in bir arkasında, 158. sıraya yerleşmiş…

AKP genel merkezine gelen CHP Genel Başaknı`nın karşısına boş bir sandalye kondurulmuş…

“Canım işte kasıt yok. Hep böyleydi. Yeni bir durum yok!” denmiş…

Görüşme sonunda ortak açıklama yapmama kararı alınmış.

İki yüzlü genel başkanın iki yüzlü olabileceği onaylanmış…

Konumu güçlendirilmiş…

Neden?

Bir görüşme uğruna değer miydi?

Neden gidildi oraya?

Bu görüşme hiçbir şeyi değiştirmeye yaramayacaksa amacı neydi?

Anlayan beri gelsin!

Yorumlar Recep Tayyip Erdoğan’ın bu görüşmeden elde etmek istediği sonucun “Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının süresini uzatmak!” olduğu yönüne ağırlıklı.
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu şöyle yorumluyor örneğim bu görüşmeyi:

“Buluşmanın demokratik bir rejimde değil, sultanizm içinde gerçekleştiğini unutmayın!

Bir tarafta Sultanizm, diğer yanda Özel’de vücutlaşan demokrasi arayışı var.

Bu iki farklı rejimin, yeni anayasa konusu dahil!, bir ortak noktası bulunmuyor.

Ya biri, ya öteki.

Sultanizmde ana muhalefet yoktur. Ana muhalefet parlamenter sistem terminolojisidir.

Her şey bir kakofoni içinde tartışılıyor.

Tarihi zirvenin mesajı eşitsizlik mesajıdır. Demokrasinin mesajı eşitsizlik olmaz. Eşitsizlik Sultanizmin mesajıdır.

Boş koltuğun kazananı binaeleyh Sultanizmdir.

Halihazırda o rejim içinde yola devam ediyoruz.

Zirveyi değerlendirirken Sultanizme meşruiyet sağlayacak adımlar atıldı mı, atılmadı mı?

Ona bakmak lazım.”

Sizce?

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.