YERALTINDAKİ İNSANLIK

ABONE OL
18:19 - 01/10/2020 18:19
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

YERALTINDAKİ İNSANLIK

28 Ekim 2014 günü Karaman’ın Ermenek İlçesinde kömür madenini su bastı ve on sekiz işçi yerin altında kaldı. Su baskını olduğunda madenciler yemek molasındaydı.

AKP’nin iktidar olmasıyla iş kazalarında, pardon cinayetlerinde, belirgin bir artış oldu. Bunun nedeni de özellikle madenlerdeki, özelleştirmelerdir. Özelleşen madenlerde emek ucuzlayıp kömürün maliyeti düştü, çalışma koşulları ilkelleşti. Çok para kazanma hırsı, insanlığı unutturdu.

Gerek madenlerde gerekse diğer iş kollarında akıl almaz ihmaller yüzünden işçi ölümleri olmakta. AKP hükümetinin her iş kazasından sonra yaşanan felaketi, yazgıya bağlaması ihmallerin üstünü örtme amacını taşımakta. İhmallerin oluşturduğu kötü çalışma koşulları, ölümleri artırıp katliama dönüştürmekte. Ne yazık ki işçi kırımlarının hiçbirinde asıl suçlular cezalandırılmadı. Bu konuda adil yargılanmalar olmadı.

Ermenek’teki kömür madenini daha önce iki kez su basmış. Ancak ölüm olayı olmadığından konu geçiştirilmiş. TEMA Vakfı bir yıl önce bu bölgedeki madenlerde su baskınlarının olabileceğini söyleyip uyarı görevini yapmış. Ancak TEMA’nın uyarısı kulak ardı edilmiş. Çalışma Bakanlığı müfettişleri madeni kusurlu bulup para cezası yazmış. Ama maden kusurlarını gidermek yerine, üretimi artırmanın yolunu aramış.

Yoksulluğun pençesinde umarsız kalan köylüleri ucuza çalıştırmak kömür patronlarının işletme yöntemi olmuş. Ermenekli işçinin servis araçları kaldırılmış. Bir tas çorba çok görülmüş ona. Yemeğini, evinden taşımak zorunda kalmış madenci. Yemeğini, gün ışığında yemesi de yasak. Çünkü işveren yemek molasını, iş kaybı saymakta. İşte, yerin metrelerce altında çıkınlar açılıp azıklar yenmeye başlandığında felaket üstlerine karabasan gibi çöktü.Tonlarca su, ölüm olup madenin içine doldu.

Üç beş aydır maaş alamıyordu Ermenek madencileri. Ne gören  oluyordu ne de işiten bu durumu.

Bir madenci annesi: “Oğlum, yüzme bilmiyordu.” demekte acı dolu bekleyiş sırasında. Ah, teyzem ah! Bilse ne fark eder ki? Tonlarca suya hangi kulaç karşı koyabilir?

Başka bir madenci annesi madenden tahliye edilen suyu avuç avuç alıp kokluyor umutsuzca. “Belki oğlumun kokusu sinmiştir suya.” diye durumu açıklamakta. Oğlunun kokusunu, bir avuç suda arayan anneden insanlık adına öğrenilecek ne çok şey var değil mi?

Ey para tanrısına tapanlar! Sizin dopada her hangi bir nesneye bırakacağınız bir insan kokunuz var mı acaba?

AKP yöneticileri, her iş kazasını dinsel söylemlerle olağanlaştırmak istemekteler. Ders almak yerine günü kurtarmak peşindeler. Soma’da gerekli dersleri çıkarmadıklarından Ermenek felaketi oldu. İslami söylemlerle insanları susturmaya çalışmaktalar sorumlularını unutturmak için.

Müslüman olmadan önce bir kişinin insan olması gerek, insan… Bir kişi, insan olamıyorsa, bir dinin mensubu da olamaz. Çünkü dinler, insanlar içindir.

Ermenek’te toprağın altında kalan on sekiz işçi değil; insanlıktır, insanlık…

Toplumumuzun yaşadığı bunca felaketten ders çıkarmayanlardır toprağın altında kalan.

Ateş düştüğü yeri yakmıştır hep. O ateşi bedeninde, ruhunda duyumsamayanlardır toprağın altında kalanlar…

Yüreğinin, vicdanın yerine cüzdanını koyanlardır toprağın altında kalanlar.

On sekiz işçimiz nerede midir? Onlar insanlıklarını koruyarak vahşi kapitalizmin çarklarında ezildiler. Onların yaşayacağı yürekler hep var olacak.

İvedilikle toprağın altındaki insanlığı kurtarmak gerek. Acaba bunu kurtarmak için icat edilen bir alet edavat var mı?
                                                           
Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.