UYGAR TOPLUM

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

UYGAR TOPLUM


Toplumun uygar olabilmesi için, onu teşkil eden bireylerin uygarlık seviyesine ulaşması gerektir.

Bireyin düşün ve sanat yaşamıyla eriştiği düzey ve maddi, manevi varlığının tümü medeni olduğunu gösterir. Medeniyete ulaşma aydın olması, yani bir konu üzerinde açık seçik fikir edinmeyle başlar. Gelişme yolunda olan ülkede aydın kişiler karamsarlığa düşerken, diğer bir kesim olanlardan etkilenmiyor gibi görünüyor.
İnsanların birbirlerine olumsuz, kaba davranışları, kurallara uymama inadı toplumda huzursuzluk yaratıyor. Düşünce öncüleri kendileri söylüyor, yine kendileri dinliyor. Ulaşmak istenen vatandaşa ulaşamıyor. Korku, endişe Türkiye’nin içinde bulunduğu ortam halkı, bilhassa aydınları tedirgin ediyor.

Empati duygusu kaybolmuş gibi görünüyor, bireyin sorunu önemli değil, ona boş ver derken şahsın kendisi sorun görüyorsa o önemli.
Jetler PKK ve IŞİD kamplarını bombalıyor, şehit haberleri geliyor, hükümet kurulamıyor. Su basma, yangın ve kaza haberleri, ünlüler, futbol haberleriyle gölgeleniyor. Haber başlık olarak veriliyor, tam aydınlatılmıyor.
Televizyon yayınlarında kısa haber veriliyor. Politik tartışmalar geç saatlerde yayınlanıyor, kimse dinlemiyor.

Akıllı insanların ulaşmak istediği bir düzey var. İletişim çağında gençlere yetişemeyen bu nesil düşünce üretiyor, çözüm yolları gösteriyor. Toplum bir değişim sürecinde, toplumu teşkil eden bireyler aynı bilgi ve kültür düzeyinde olmadığı için kültür içinde çatışma var. Söylenen söze değil, kimin söylediğine bakılıyor. Sözün anlamına göre hareket edilmiyor, sözün değeri yok oluyor, şayet o sözü söyleyen sevilmiyor veya değer verilmiyorsa, bir ünvanı yoksa dinlenmiyor. Olumsuz birikimler terör odaklarını besliyor, onları haklı gibi gösteriyor.

Türkiye’de şu anda cereyan eden acı haberlere, tahammül eden bir halk var. Ateş düştüğü yeri yakıyor, insanlar duyarsız davranıyor. Bunda belki yaz tatili geçirilen bir ortamın da etkisi var. Fakat olumsuz durumu, dün bir komşum şöyle bir örnekle anlatmaya çalıştı.

Büyük bir balığı akvaryumda şeffaf bir cam ile ayırarak küçük balıkları duvar olan kısımda dolaştırılıyor. Defalarca küçük balıklara ulaşma çabasında duvara başını vuruyor. Sonra ara cam kaldırılıp küçük balıklar serbest bırakılıyor. Etrafında yüzen küçük balıklara hiç tepki göstermeyen büyük balık sessizce duruyor.
Bu deneyde çaba gösterip de başaramayan insan, boş ver ortamında artık kendi etrafında duvar örerek yaşıyor. Böylece etrafında olanlara tahammül edebiliyor.

Toplumda olumsuz davranışlar birikimi her gün bir köşede patlak verebilir. Normal koşullarda ikinci plâna bırakılan sorunlar konuşulmalı. Fiziksel yoksulluğu atlatmış, sömürülmeyen ve öldürülmekten korkmayan bir insanlık. Eski ve yeni kuşak bu amaca henüz ulaşamadı, genç ve yaşlıları iletişime zorlayan ortak bir konu.

Türk insanı ne yaratılış olarak, ne zekâsıyla gelişmiş toplumların insanlarından daha kötü değildir. Bazı olumsuzlukların üst üste geldiği bir zaman diliminde birey bilinci, insana değer verme bu ortamda aydınlatıcı olur. Sorumlu politikacılar söylemlerine çok dikkat etmelidir. Kışkırtıcı sözlerden, duygusal davranmaktan ziyade nesnel kalıp, ülkenin geleceği için bir araya gelebilmelidir.

 İlter Gözkaya-Holzhey


Hoşça kalın!

Bu konuda okunması gereken makale:
Doğan Kuban, Ölen Gencine Acımayan Toplum Uygar Değildir.
Bilim Teknoloji, Cumhuriyet Gazetesi, sayfa 5, 7 Ağustos 2015

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.