SARRAZİN VE DİĞERLERİ

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bu yazımda aslında sadece Berlin’de mahkeme kararıyla okulda namaz kılınmasına izin verilmesi konusunu işleyecektim. İslam dini dersleri ile ilgili kararda olduğu gibi bu kez de “liberal görünme” adına verilen yeni bir kararla toplumda “ötekileştirmeye” ve kendini “ötekileştirmeye” yönelik yeni bir çığır açıldı. Kimsenin dindar olmasını eleştirmeye niyetim yok. Ama dinimizde kılınamayan namaz kaza edilir. Okula öğrencinin ibadet amacıyla değil, öğrenme amacıyla gelmesi gerekir. Her şeyin bir yeri ve zamanı var. Ancak yola siyasi amaçla çıkarsanız böyle kararlar da aldırırsınız. Bu kararı veren mahkemenin iyi bir şey yaptığını sanmıyorum.

Şimdi gelelim asıl konumuza. Adam neredeyse oy kullanabilen tüm Türklerin tercihi olan bir partiye mensup. Kendini büyük olasılıkla “sosyal demokrat” olarak tanımlıyor. O partide önemli makamlara getirilmiş. Fakat son söyledikleriyle bırakın “sosyal” olmayı, “demokrat” bile olamadığı anlaşılıyor. Bu işler böyledir. Yıllarca makam mevki uğruna gerçek kimliğini saklar bazıları. Ne var ki, asıl kimliğini belirlemiş olan gerçek düşünceler ansızın ağızdan dökülüverir. Bilemiyorum, hazret ırkçılığını açığa vururken belki de rahatlamış, nihayet kendini saklama gereğini duymamak onu ferahlatmıştır. Aslında üzerinde fazla durmamak gerekir diyeceğim, ama Alman sosyal demokrasisinin bugün içine düştüğü durumun bir türlü “sosyal ve demokrat” olamayan bu türden hazretlerin marifeti olduğunu söylemeden de geçmek istemiyorum.

Yıllar önceydi. Sanıyorum seksenli yıllarda SPD’nin Bonn Bad Godesberg’deki genel merkezinde bir toplantı sırasında daha sonra aşırı sağcı ve ırkçı bir partiye mensup olduğu anlaşılan bir şahıs mikrofonu ele geçirerek Türklere karşı akla gelmeyecek ağza alınmayacak sözler söyledi. Pekiyi, orada bulunan “yoldaşlar” ne yaptı sanırsınız? Adamı protesto edip salondan mı çıkardılar? Hayır efendim. Salonda büyük bir alkış patladı. Bu skandal basına yansıdı ve üzerinde uzunca bir süre tartışıldı. Ancak sanıyorum bazı gerçekler daha o zaman gün yüzüne çıkmış oldu.

Şimdi SPD’nin dürüst, demokrat ve onurlu üyelerini tenzih ediyorum. Belki artık piyasada mevcudu kalmamıştır, ama saygıdeğer dostum Hannoverli eğitim ve bilim adamı Mehmet Şekeroğlu doksanlı yılların sonunda bir kitap yazdı. Kitabın adı “Alman Demokratlarına Mektuplar” (Pencere Yayınları, İstanbul 1998). Şekeroğlu kitabında sözde demokrat ve aydınların ipliğini pazara çıkarıyor, onların “bolluk ve rehavet içinde” yüzerek “iki üç yüzyıldır pekiştirilen bir Avrupalılık-Almanlık bilinci ve gururuyla Avrupa dışından gelen insanları” aşağıladığını saptıyor. Bu saptama doğrudur ve zaman içinde paradigmadan ideolojiye dönüşen bu “dışlama-aşağılama-ötekileştirme” temelli etnik merkezciliğin adı “oryantalizm”dir.

Haçlılar İslam dünyasına saldırdıklarında karşılarına çıkan Türklere “Sarazen” adını vermişlerdi. Şimdi bu Bay Thilo Sarrazin’in adının da sanki bundan geldiğini düşünmeden edemiyor insan. Bu yazının başlığı da acaba “Sosyal Demokrat (!) Sarrazin Sarazenlere Karşı” mı olmalıydı acaba? İçinde yaşadığınız ülkede bir yandan Sarrazinler bir yandan din adına siyasi gösteri yapanlar oldukça “ötekileşmenin” önüne geçilebilir mi bilemiyorum? Bu sorunun yanıtını da siz verin.

İyi bir hafta dileğimle.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.