OKULLARDA DİN BİLGİSİ

ABONE OL
11:43 - 23/10/2020 11:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Din bir vicdan işidir.

Yalnız inanan kişi ile, o kişinin inandığı Tanrı arasında olan bir inanç ilişkisidir.

Bu ilişkiye bir başkası karışamaz.

Ayrıca demokrasilerin geçerli olduğu ülkelerde inanç özgürlüğü yasalarla güvence altına alınmıştır.

İnsanlar, inandıkları dinin uhrevi kurallarını yerine getirme hakkına sahiptir.

Ama, başka inanlara ve inançsızlara da karışmaması, onların da yaşadığı toplumun gerçeği olduğunu kabul etmesi gerekir.

Laik ve sekürel bir devlet tüm inanç gruplarına aynı uzaklıkta kalmak zorundadır.

Devlet inanç gruplarını yönlendirme hakkına sahip değildir.

Ancak onların yasalara uymalarını, ülke bütünlüğüne zarar getirici davranışlarda bulunmamalarını, dünyevi işlere karışmamalarını, yani yaşamın dini kurallara göre düzenlenmesi gibi istemlerde bulunmamalarını şart koşar ve denetler.

Okul, gerçek bilimin öğretildiği kurumdur.

Okul insanlara birey olarak özgürce düşünmeyi öğretir.

Hep yenileşmeyi öğreterek, dogmaları kabul etmeyen, araştıran, eleştiren, sorgulayan ve sürekli ileriye doğru değişen, kendini ve toplumu yenileyen insanları yetiştiren kurumdur.

Çağdaş hukuk kurallarının geçerli olduğu devletlerin okullarında din dersi verilemez.

Çağdaş hukuk kuralları ile din kuralları bir arada bulanamazlar.

Çağdaş hukuk kuralları günün koşullarına göre değişebilir, ama din kuralları kesindir insanlar o kuralları değiştirme hakkına sahip değildir.

İslam dininde Hristiyanlık gibi bir ruhban sınıfı yoktur.

O nedenle İslam din dersleri konusunda İslami kuruluşlar ve İnanç örgütleri Müslümanları temsil edemezler.

Uzun zamandır Almanya’da ve AB ülkelerinde Siyasal İslamcılar, inanç özgürlüğünü öne çıkararak okullarda Din Dersleri istemekteydi.

Din Bilgisi; bir din hakkında bilgi vermektir.

Din Dersi; Dinin uygulamalı olarak öğretilmesidir.

Sendikaları ve gerçek ilahiyatçıların, Siyasi İslamcıların asıl amaçlarını bildikleri için karşı çıkmaları sonucu okullarda Din Dersleri okutulması gerçekleşemedi.

12 Eylül darbecilerinin RABITA aracılığı ile Avrupa’da ve bazı Avrupa ülkelerinde Türkiye Cumhuriyeti İmamlarının maaşlarını vererek, Suudi Vahhabi Mezhebinin amaçları doğrultusunda çalışmalar ve örgütlenmeler yapma skandalı ortaya çıkarılınca (*1) okullarda Din Dersleri verilmesi ertelendi.

Son dönemlerde AKP iktidarının, yurtdışındaki camileri, tarikatları hatta DİTİP’i bir parti şubesi durumuna getirmesiyle, Camilerde Türkçe Dersleri verilmesi ve okullarda Din Dersleri konusunda girişimleri başlatılmıştır.

Ayrıca, göçmen oylarını almak isteyen yerel politikacıların aymazlığı ile yeniden okullarda Din Dersleri gündeme getirilmiştir.

Bazı Alevi örgütleri de kendi inançlarının okullarda ders olarak verilmesini isteyerek Siyasal İslamcıları cesaretlendirmişlerdir.

Ders olarak verilince zorunlu olarak uygulaması da okulda yapılacaktır.

Bunun sonucunda inanç özgürlüğü öne çıkarılarak dini kuruluşların önceleri açıkça söyleyemedikleri söylemlerini açıkça artık okullarda dayatmaya başlayacaklardır.

1-Daha önceleri söylemedikleri kız çocuklarını örtünmeleri tarikatların ailelere telkinlerle başlamıştır.

2- Kız öğrenciler spor ve yüzme derslerine girmeyecekler.

3-Biyoloi derslerinin inançlarına uymadığı gerekçesiyle o dersi istemeyecekler.

4-İnançları gereği kız öğrencilerin, erkek öğrencilerle bir arada olamayacakları gerekçesiyle o dersi istemeyeceklerdir.

5-İnançları gereği kız öğrenciler bayan öğretmen, erkek öğrenciler erkek öğretmenler isteyeceklerdir.

Bu dayatmaların bazı okullarda başladığı bilinmektedir.

Neredeyse bütün camiler, siyasi partinin, tarikatların büroları durumuna dönüşmüşlerdir.

Almanya’da, AB ülkelerinde bazı camilerin IŞİD örgütünün propagandasını yaparak gençleri IŞİD savaşçısı olarak Irak ve Suriye’ye gitmelerini sağlamışlardır.

Camiler, ulaşamadıkları çocuk ve gençlere okullarda Din Dersleri aracılığı ile ulaşmak istemektedirler.

Okullarda verilmesi dayatılan din dersleri tek mezhebin inancı olarak öngörülmektedir.

Birçok mezheplere ve tarikatlara ayrılmış İslam’ın, değişik inanç çatışmasını okullara taşıyarak okullardaki öğrencileri çatışma ortamına sürükleyecektir.

Siyasal İslam’ın asıl amacı da budur.

En gerçekçi çözüm ise bütün dinleri kapsayan bir Dinler Bilgisi (ETİK Dersleri) kapsamında verilebilir.

Hiçbir İslami kuruluşun içinde olmadığı bu ETİK Dersleri için özel yetiştirilmiş öğretmenlerce verilmesi gerekir.

Böylece çok kültürlü bir toplumun inançlarını karşılıklı tanıyıp öğrenerek önyargılar ortadan kalkar..

İslam karşıtlığı ve düşmanlığı da önlenmiş olur…

Yıldız AKALIN

(**1) Uğur Mumcu’nun RABITA kitabında bu kumpas belgelerle açıklanmıştır…

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.