0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sonunda AKP’nin projesi: İSLAM DEVLETİ Anayasası Saraydan kamuoyuna açıklandı.

Nedense her olmazın olduğu unutulduğu gibi buna da tepki duyulmadı.

AKP’nin, özellikle de AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın, asıl varmak istediği hedefe yaklaştığına inandığı için, artık her yasadışı, milli çıkarlara aykırı her hamleyi yapma kararını almış görünüyor.

İslam Peygamberinin ölümüyle başlayan İndirilen İslam’dan, Uydurulmuş İslam’a geçiş hızla genişlemiş, 1. Dünya savaşında Afrika ve Asya’da ki Müslüman aşiretler, İslam Halifesini değil, Haçlı işgalcileri desteklemeleriyle ete kemiğe bürünmüştü.

Osmanlı Halife-Padişahı ve Şeyhülislamı Türkleri, Anadolu’da bile görmek istemeyen işgalcileri Kuvayı-Milliye’ye yeğleyerek, Mustafa Kemal ve arkadaşlarına idam fetvaları verdiler.

Kurtuluş Savaşından sonra, bir kısmı İngiltere’ye sığınırken, bir kısmı da Mısır’a kaçarak orada ‘’İhvan-ı Müslim in’’ örgütünü kurdular.

 Sudan’da Ömer El Beşir darbeyle, Mısır’da Mursi, Türkiye’de Tayyip Erdoğan seçimle iktidara geldi.

Mursi, çizgiden çıkınca iktidara getirilenlerin işaretiyle iktidardan olmak bir yana hayatını kaybetti.

Sudan’da Erdoğan’ın Türkiye’de ağırladığı Ömer El Beşir, halk ihtilaliyle devrildi.

 Türkiye’de hileli seçimle bile iktidarda kalamayacağını gören AKP Genel Başkanı, iktidarda kalmak için araç olarak gördüğü demokrasi treninden çoktan inmişti.

Adnan Tanrıverdi’yi Askeri Başdanışman olarak atadı.

TSK üst kademesi tam bağımlı olsa da Atatürkçü subayların hepsi saf dışı edilemedi.

Bu emekli general, SADAT Adlı örgütün lideri olarak, Erdoğan tarafından Atatürkçü TSK’nın yerine milis kuvvetleri ile karşı devrim ordusu oluşturmakla görevlendirildi.

Bu general, Özerk Kürdistan devletine destek vererek Kürt ayrılıkçılarına bile göz kırpmıştı.

IŞİD yanlısı teröristleri Eğit-Donat projesi kapsamında Türkiye’de eğiterek, Suriye’ye gönderdiler.

Bu paralı kiralık katil teröristleri AKP Genel Başkanı Milli Ordu (!) olarak ilan etti.

Mahalle Bekçilerine yasası ile yeni bir silahlı bir güç oluşturuldu.

Polis kadrolarından Aleviler ayıklanarak, çok sayıda İmam Hatipliler polis olarak alındı.

İdlip’ten çıkarılan eski IŞİD Militanlarının bir kısmı, Türkiye üzerinden Libya’ya gönderildi.

İdlip’te kalanlar, gelecek için bekletilerek, göç eden Suriyeliler arasında Türkiye’ye getirilecekti.

Türkiye, İdlip’teki IŞİD militanlarını kurtarmak için askerlerimizi ölüme gönderme kararı aldı.

Mehdi beklentisindeki Adnan Tanrıverdi 19–20 Aralık 2019 tarihinde ASSAM tarafından düzenlenen İslam Birliği Kongresinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti yerine kurulacak Devletin Anayasası ilan edildi.

ASRİKA adı verilen bu devletin açılımı: ASYA-AFRİKA İSLAM DEVLETİ diye duyuruldu.

Erdoğan ve Bahçeli tarafından uygulanan RABİA selamı bu devletinin selamıdır.

Bu Anayasayı destekleyen kurumların öne çıkanları: THY, MKEK, ASELSAN, TAİ, HAVELSAN, BURSA BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ, ESENLER, BEYOĞLU, BAHÇELİ EVLER, SANCAKTEPE, BELEDİYELERİNİN katılımıyla yapıldı.

Bu Anayasa Taslağı Cumhurbaşkanlığı Makamındaki binada yazıldı, kabul edildi.

Anayasamızın 4. Maddesinde:

MADDE 4: Anayasanın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Diye yazmasına rağmen Anayasanın hükümsüz, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilgası istenerek anayasal suç yanında vatana ihanet suçu açıkça işlenmiştir.

Tüm muhalefet, Cumhuriyet Savcıları nedense bu ihanete tepkisiz kalmışlardır.

Mecliste eleştiri kapsamında bu darbe kalkışması engellenemez.

İktidarı kaybetmeyi gören Saray ve ortağı Bahçeli, kendi bekaları içini ülkeyi savaşa sokarak ülkeyi bir Olağanüstü Hal konumuna getirerek meclisi ve siyasi partileri ortadan kaldırarak ülkenin tek kişinin mutlak yönetimine teslim edilmesini planlamışlardır.

Koskoca ülke, bir ailenin maddi manevi talanına teslim edilmemelidir.

Zaten Trump tarafından Erdoğan ve ailesinin mal varlığını açıklaması karşısında FETÖ’nün ABD’den istenmesini ve ABD’nin açıkça PYD ve PKK’ya desteğini unutan AKP Genel Başkanı ve Bahçeli RUSYA’yı bile karşısına almasından başka çıkar yol bulamamıştır.

AB, özellikle de Almanya bu durumdan hoşnut kalacaktır.

Merkel, Suriyeli akınından Almanya’yı korumak için Erdoğan’dan yana olmuştur, olmaya devam edecektir.

SPD ise, Gerhard Schröder’in Erdoğan’ın evinde geceleyecek kadar yakın bulması şimdi bile değişmemiştir.

Şimdiki SPD yönetimi Schröder’in kadrolarıdır.

Bu direnci ancak bu ülkenin yurtseverleri gösterebilir.

Gençler, kadınlar, gerçek sendikalar, barolar, bütün etnik kökenden, her inançtan olan vatandaşlar meydanlarda zaten.

31 Mart-23 Haziran da halk kendini kanıtladı.

Görev, bağımsız, laik, demokrat bir hukuk devletinden yana olmaya yemin etmiş siyasi partiler ve milletvekillerindedir.

Karar verin, yine atı alan Üsküdar’ı geçmesin….

Ülke batarsa siz de batarsınız!

Yıldız AKALIN