KOMŞUMUZ CADI KAZANI ”SURİYE”

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

403 yıl boyunca Osmanlı egemenliği altında yaşayan ”El-Cumhuriyyetü’l-Arabiyyetü’s-Suriyye” bugün sözüm ona ”Arap baharı” etkisiyle kaynıyor. 18 Milyonluk bu ülkeyi 42 yıldır nufüsun sadece yüzde 12’sini oluşturan Nusayri’lerden Baschar al-Assad (Esad veya Eset yerine orijinalini yazmak istiyorum) ve ailesi yönetmektedir. Yüzde 74’ü sunni olan bu ülkeyi yöneten Nusayri’ler kimlerdir? Nusayri inancının kurucusu Muhammed bin Nusayr (Muhammed bin Nusayrul Abdiyy’in Numayri)’dir ve Nusayriliği sistemleştirip yayan kişi ise Hamdam’dır. Kutsal kitabı Kitab el-Mecmu olan Nusayriler kendilerini alevi kabul ederler. Aleviler de Nusayrileri kendilerinden tanırlar, ama Anadolu Aleviliği ile Nusayrilik biraz farklıdır. Örneğin Nusayrîlerde cem yoktur ve kadınlar ibadetlere alınmaz. Kendi usullerine göre genellikle cami dışında namaz kılarlar, oruç tutarlar. 16 kutsal duaları vardır. Ali, Hasan ve Hüseyin sevgisi ilahlaştıracak derecededir. Gökyüzünde Güneş Muhammed’i, Ay ise Ali’yi temsil eder. Ay’a kötü söz söylemek veya aya gidildiğini inanmak birçok Nusayri için günahtır. Aleviler için kutsal olan Hacı Bektaş, Abdal Musa gibi yerlerle ilgilenmezler ama Ali, Muhammed ve Selman-ı Farsi isimlerinin baş harflerinden oluşan Ayn-Mim-Sin harfleri inanç şifreleridir. Ali, Hasan ve Hüseyin dışındaki imamlara fazla ilgi göstermezler. Haydari ve Klazi olarak iki gruba ayrılırlar. Suriye’de çoğunluk olan Klaziler, genelde Hatay ve civarında yaşayan Türkiye’deki topluluğun % 30’unu oluştururlar ve daha tutucudurlar.

Suriye’deki nufüsun yaklaşık yüzde altısını oluşturan Türklere gelince; Suriye Türkleri Selçuklu sultanı Alpaslan’ın Malazgirt zaferinden önce Rakka ve Halep bölgesine yerleştirilmiş Oğuz boylarıdır. Bunlar, Selçuklu ve Osmanlı döneminde kutsal bölgelere giden Müslümanlar için haç yollarını korumuşlardır. Suriye Türkleri birincisi haçlı ordularına karşı savaşmışlardır. Suriye Türkleri, özellikle Şam, Lazkiye, Hama, Humus, Halep ve Rakka kentlerinde birçok haklarından mahrum olarak yaşamaktadırlar. Halepli, Rakkalı, Lazkiyeli Türkler, İstanbul Türkçesi konuşmaktadır.

Suriye nufüsunun yüzde birini oluşturan Çerkezler de çoğunluk Şam ve çevresinde, bir kısmı Suriye’nin kuzeyindeki Halep ve Minbec şehirlerinde ve çevresindeki köylerde, bir kısmı da Humus, Hama ve yakındaki 8 köyde yaşamaktadır. Savaşın içine çekilmeye çalışan Suriyeli Çerkezler ”Ancak, bu savaş bizim savaşımız değildir! Çünkü ne Baschar al-Assad, ne de muhalifleri Çerkeslere daha güzel bir gelecek, varlıklarını devam ettirebilecekleri demokratik bir düzen veya haklar ve özgürlükler vaad etmiyorlar” diyerek Suriye’yi terk etmeye hazırlanıyorlar. Son alınan bilgilere göre yaklaşık 300 kişiden oluşan dört Suriyeli Çerkes grubu Rusya Federasyonu devlet başkanı Medvedev’e ve Çerkeslerin unvan sahibi ulus olduğu cumhuriyetlerin başkanlarına (Adıgey başkanı A. Thakuşinov’a, Kabardey-Balkar Cumhuriyeti başkanı A. Kanokov’a ve Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti başkanı R. Temrezov’a) Suriye’nin iç savaş sınırına geldiği mevcut durumda tarihi vatanlarına dönmelerine yardım edilmesi ricasında bulunmuşlar.

Nufusun yaklaşık yüzde sekizini oluşturan Kürtlere gelince; Suriye’deki Kürt nüfusu genellikle Suriye-Türkiye ve Suriye-Irak sınırlarına yakın bölgelerde, örneğin Kürtçe Sere Kaniye olarak anılan Ayn el-Arap ve Kürtçe Çiyayê Kurmênc olarak anılan Cebel el-Ekrad (“Kürtlerin Dağı”) bölgelerinde, yaşamaktadır.Birçok farklı kurum ve uzmanın tahminine göre nüfus 1 ila 2 milyon arasındadır. Baschar al-Assad rejimi, isyanın başladığı ilk zamanlarda Kürtlerin bu isyana katılmasının tehlikelerini sezerek, Kürtlerin kalbini kazanma çabasıyla 200 bin Suriyeli Kürt’e ilk kez Suriye vatandaşlığını 6 Nisan tarihinde verdi. Buna ek olarak Suriye rejimi ve Baas partisi ortak delegasyonu 21 Mart tarihinde Nevruz kutlamalarına katılarak, Kürt bayraklarının da yükseltildiği şenliklerde yer aldılar. Bir yıl önce aynı şenliklerde Suriye rejim güçlerinin törende bulunan kalabalığa saldırarak, ateş edildiğini Kürtler unutmadı. 2011 yılının Temmuz ayında Antalya’da yapılan ‘’Antalya Konferası” na 54 Kürt muhalefeti üyesinin katılmış olmasına rağmen, başta PKK’nın Suriye kolu Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD) olmak üzere bölgedeki Kürt oluşumları, Suriye sorunununda Türkiye’nin aktif rol almasına karşılar. PKK’nin şu anki yapısının yaklaşık yüzde yirmisinin Suriye kökenli olduğu bilinen gerçek iken, bu tavır olağan karşılanmalıdır.

Bu hafta size Türkiye’nin ağabeylerinin zoru ile girmeye hazırlandığı ”cadı kazanı” nın içini anlatmaya çalıştım. ”Arap baharı” hangi ülkeye bahar getirmiş ki Suriye’ye getirecek. Baschar al-Assad giderse Türkiye, sadece ikinci bir Kürdistan’ı komşu olarak kabullenmek zorunda kalacak. Ağabeylerin çıkarlarının, Türkiye’nin çıkarlarından üstün tutulması çok acı….

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.