HIRİSTİYAN CHP’Lİ SELİN SAYEK BÖKE VE SOKOLLU MEMED PAŞA
„CHP Sözcüsü Böke vaftiz edilmiş. Atatürk posteri skandalından sonra CHP’de şimdi de Hristiyanlık krizi yaşanıyor. Parti sözcüsü Selin Sayek Böke’nin vaftiz edildiği ve Hristiyan olduğu iddia edildi“. Bu satırlar kayyumlu Bugün gazetesinde yer aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, kendisinin vaftiz edildiği ve Hristiyan olduğu şeklindeki habere ilişkin, “Ailemin bir tarafı Hristiyan, diğer tarafı Müslüman. Ben o zenginliğin içinde büyüdüm. Bende 44 yıllık hayatımı herkes kadar bu ülkenin çocuğu, herkes kadar bu toprağın insanı, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşadım. Bu nefret suçunu işleyenlere inatla böyle yaşamaya devam edeceğim. Ben siyasete bu zihniyetle mücadele etmek için girdim” diyerek tepki gösterdi.
Bu kadar küçülebilen, sözüm ona yandaş medya dünyasının kalemli cellatları en çok gurur duydukları Osmanlı tarihini tanımıyorlar, veya amaç çamur atmak olunca sınır tanımıyorlar… Padişahların çoğunun anneleri Hristiyan’dı konusuna hiç girmeyeceğim, onlara kısaca çok gurur duydukları Sokollu Mehmed Paşa’yı anlatacağım.
Osmanlı tarihinin en büyük vezirlerinden Sokollu Memed Paşa Sırbistan’ın Osmanlı’ya en değerli hediyesidir. Asıl adı Bayo Sokoloviç olan Sokollu Memed Paşa’nın o zamanlar normal olan devirme sistemini dışında bir kişidir. Sokollu, diğer devşirmeler gibi, Osmanlı’ya çocuk yaşta getirilmeyip, 18 yaşında getirilmiştir. Bu yaşa kadar oldukça inançlı bir Hristiyan olan Sokullu, Sırbistan’da Ortodoks kilisesi korosunda yer almakta, ilahiler söylemektedir. O zamanki yasalar gereği Müslüman olmuş gibi görünse de, bu kadar dindar bir kişinin dininde dönmüş olabileceği konusu oldukça karanlıktır…
Bayo Sokoloviç, Osmanlı’nın en değerli okullarında eğitim görüp ne kadar yetenekli bir kişi olduğunu kanıtlayınca, devlet kademelerinde değer görüp yükselerek Rumeli Beylerbeyi makamına kadar yükselmeyi başardı. Ona bu şansı verdiler. Özellikle diplomasi konusundaki başarıları Osmanlı’ya büyük katkılarda bulunmuştur. Sokollu bir çok Avrupa dilini bilmenin yanı sıra Latince’ye de hakim ve tüm dünya edebiyatı konusunda geniş bilgi sahibiydi. I. Süleyman döneminde Osmanlı donanmasının Kaptan-ı Deryalığı ve yine I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde toplam 14 yıl, 3 ay, 17 gün Osmanlı Devleti ‘nin sadrazamlığını yapmıştır.
Sokollu’nun, 60 yıllık devlet hizmeti sırasında da hiçbir görevinden alınmamış, daima bir üst göreve atanmış olması da ayrı bir özelliğidir. Sokollu, bir tanesi İstanbul’da, diğerleri Lüleburgaz, Havsa (Edirne) ve Payas (Hatay)’ta bulunan beş külliyesi, imparatorluğun hemen her yanına yayılmış eserleri olmuştur. Don ve Volga nehirleri ırmakları arasında bir kanal açarak Osmanlı donanmasına Hazar Denizi yolunu açma, Süveyş Kanalı’nı açma, İzmit Körfezi Sapanca Göl Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e alternatif bir boğaz açma gibi çağının ötesinde projeleri vardı. Süveyş Kanalı düşüncesiyle ön adım olarak Sudan zapt edildi. Ancak bu proje de sonuca ulaşamadı.
Sokollu’nun öyküsü, bu günkü bilinçsiz Osmanlı hayranlarının geri kafalı düşüncelerinin aksine, Osmanlı’da insan değerlendirmesi sistemini güzel bir örneği olarak tarihte yerini almıştır.
Umarım bugünkü Türkiye, 15. Yüzyılda Osmanlı’nın dinine ve ırkına bakmadan insana verdiği değeri 21. yüzde anlar da, Selin Sayek Böke gibi değerli bir insanı Hristiyan diyerek dışlamaz… Ki, Selin Sayek Böke bu toprakların insanıdır…
Ahmet İNCEL
