ENSEMBLE OLİVİNN İLE UÇABİLME

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ENSEMBLE OLİVİNN İLE UÇABİLME

Bundan aşağı yukarı on yıl önce 28 Ocak 2008 tarihinde, Yeniliğe Doğru makalemde geleceği parlak yetenekli bir müzik grubundan bahsetmiştim.

Ensemble Olivinn adıyla, başarılarını takip edip, yolculuklarını sosyal medya, Alman ve Türk basınında paylaştım. Kulturvolk-Freie Volksbühne sahnesinde bizzat tekrar tanık oldum.

Halk Kültür evi müdürü Alice Ströver’in açılış konuşmasından sonra başlayan konser, tam bir buçuk saat katılımcılara aile ortamında unutulmayacak bir anı yaşattı.

Ağustos ayında Berlin’de kalanlara kaçırmayın derim, 
22 Ağustos 2017, saat 20:00’deki konserleri Berlin Konzerthaus’da yapılacak. Şahane bir müzik şöleni geçireceğinize emin olabilirsiniz.

Anadolu’da bir köyde doğup büyüyen, trahom hastalığından sonra görme özürlü kalan Aşık Veysel’in ve diğer sanatçıların sözleri uçup kilometreler aşarak Berlin’e ulaştı. İzleyiciler de zihinlerinde uçarak Anadolu’da bir gezi yaptı. 

Hıristiyanlar İstanbul’da Noel Bayramı kutlamayı hayal ederken, Müslümanlar Berlin’e uçan sanatçı ve şairlerin sesiyle, sözüyle ve sazıyla Ramazan Bayramı’nı kutladı.
Aile konseri atmosferinde, zira salon çok büyük değildi. Kulturvolk kuruluşunun üyeleri duygudan duyguya coşarak değişiyor, katıldıklarını gösteriyorlardı. Kâh hüzünlü, kâh alkışla iştirak ediyorlardı.

Anadolu ezgileri temelinde kalınarak opera tadında sunuldu. Bağlama Batı müziği piyano ve vurmalı bateriyle diyalog çağrısı yapıyordu. Binlerce yazılı ve sözlü kelimelerden etkisi çok daha kuvvetliydi. 

Çok kültürün zenginliğini dilde birleştirmişlerdi, zira Türkçe, Almanca başta olmak üzere çeşitli dillerde icra ederek diller geçidi yaptılar adeta.

Piyanoda Sinem Altan, 1985 yılında Ankara’da Dünya’ya geldi. Daha yedi yaşındayken özel dersle müziği başladı. Yetenekli öğrencilere verilen imkânla devlet sınavını kazanarak Almanya’ya geldi. Müzik ve piyano tahsilini Berlin’de tamamladı.

Solist Begüm Tüzemen 1983 yılında İstanbul’da doğdu. Müzik tahsilini, şan öğrenimini İstanbul Devlet Konservatuvaryum’da tamamladı. 2007 yılında Berlin’de klasik müzik ve oyunculuk derslerine devam etti.
                           
Çok yönlü çeşitli enstrümanları, çalan Özgür Ersoy 1977 yılında Erzincan’da doğdu ve Türk müziği tahsilini Ege 
Üniversitesi’nde tamamladı. Nefesli sazlar mey, duduk yanında gitar ve bağlama dersleri aldı. 1999’dan beri Berlin’den Dünya’yı dolaşıyor. 

Axel Meier, 1990 yılında Berlin Doğumlu. Vurmalı sazlara can veriyor. Bateri yanında kendisinin yaptığı el aletleriyle de ayrı bir ton veriyor. Altı yaşında piyano ile başlamış, 12 yaşında vurgu ve ritim aletlerine ilgi göstermiş. Çeşitli ülke ve orkestralarda çalıyor. Rostock Müzik Yüksekokulu’nda vurgulu aletleri öğrendi. 2011 yılında Konservatuvaryumda tiyatro ve müzik tahsilini tamamladı.

Konserin etkisinde kaldım, aldığım huzur ve enerjiyi içimde eve getirdim. Aynı duygu ve coşku olmasa da aldığım Kara adlı CD ile tekrar dinledim. Begüm’ün nefesiyle birlikte söylemek güç, ama dinlerken zevkine, tadına doyulmuyor. Türkü ve şarkılarda eskileri yenileme var. Konserde zaman zaman gözyaşını tutamazken, Yemen Elleri gibi, bazan da klasik tangoda kalkıp dans edenler oldu.

Bağlamayla Batı müziği aletlere eşlik ederken Aziz Nesin’i düşünmeden edemiyor insan. Batı, Doğu müzik, edebiyat, filozofi birleşmiş ve bir bütünü teşkil etmiştir. İşte bu müzik grubu bunu ispat ediyor.

Salon küçük olunca sanatçıların tiyatro becerilerini de yakından takip etmek mümkün oldu. Alkışların sonu gelmiyordu, neyse izleyicileri kırmadılar. İstanbul, Dinle ve Çapkın eserlerini istek olarak dinlettiler.

Arada Maxim Gorki Tiyatrosu’nda sekreter Hanımla tanıştım. Bu grubun tiyatroda müzik bölümünde görev yaptıklarını söyledi.  Kısaca Aşık Veysel’in şu gerçek hikâyesini anlattım:

“Eşi onu terk etmeye hazırlanıyordu. Gece sevdiği adamla kaçacağını anlamıştı. Kadın sevdiğiyle kaçarken ayakkabısında bir şey ayağını rahatsız eder. Bir da bakar ki para. Tarlada birlikte çalıştık, bu da senin hakkındır, yolda lâzım olur, diye bir de yazılı not vardı.” 

Bugün Anadolu’da eşinden ayrılmak isteyen kadınlara nasıl davranılması gerektiğini, bu hikâyeyi büyük harflerle yazarak erkeklere ders vermeli.

2017 yılı Türkiye’de çok sayıda öğretmen, akademisyen, gazeteci ve askerlerin cezaevine atıldığı yıl olarak tarihe geçecek. Birçok insan işinden oldu ve evine, çocuğuna ekmek getiremiyor. Empati duygusu gelişenler, bilhassa kurunun yanında yaş ta yanıyorsa acı çekiyorlar. Avrupa Anadolu’dan gelen çığlıklara kulak vermeli, dışardan nasıl yardım edilebilir, konuşarak doğru yol bulunur. Yasaklar aksi tesir yapar ve çözümden uzaklaştırır. Adalet arayanları dinlemek için karar mekanizmalarında olanlara en iyi enerjiyi müzik verecektir. Anadolu’nun zengin kültürüne, lâik idarenin prensibi kurtaracaktır. Onlara, müzik ince ve uzun yolda hep birlikte gittiğimizi hatırlatma gücü verecektir.

                    

             Kara Toprak

Dost dost diye nice nicesine sarıldım,
benim sadık yârim kara topraktır.
Beyhude dolandım ey yâr boşa yoruldum,
Benim sadık yârim kara topraktır.

Her kim ki olursa ey yâr,
bu sırra mazhar, bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser.
Gün gelir Veysel’i ey yâr bağrına basar,
benim sadık yârim kara topraktır.
                                   Aşık Veysel

Sağlığında hak ettikleri değeri, övgüyü bulamayan sanatçıların kıymetini bilmek için ölümlerini beklememek gerektiğini görüyoruz. Aşık Veysel, Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde ders verirken kıymeti anlaşılmamıştı henüz.

Başaran insanlarımızı, her yönde ve bilhassa sanatçılarımızı köşemde konuk ediyorum. İyi ki varsınız, sinem Altan ve arkadaşlarına Ensemble Olivinn’e başarılar diliyorum. Barışa, kültürlerarası diyaloğa, kaynaşmaya emek verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

İlter Gözkaya-Holzhey                

Not:
Arşivden 28 Ocak 2008, yeniliğe doğru makalemi okumanızı tavsiye ediyorum.
CD Kara, tedarik etmek ve grup haklında bilgi için.
Adres: www.olivinn.de

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.