Aslında bunun tam tersi bir başlıkla hazırlamıştım yazıyı.. FDP Direkten Döndü..! diye ama o bile olmadı.. 1980 yılından bu yana Federal Almanya’daki tüm seçimleri izlerim ama geçtiğimiz ay Aşağı Saksonya eyaletindeki seçimler kadar tereddütlü bir seçim yaşamamıştım..
Tüm basının, televizyonların politika yorumcuları kamuoyu araştırmalarına dayanarak yaptıkları tahmin ve yorumlarda, Hür Demokrat Parti FDP için, kıl payı da olsa %5 barajını aşar ve böylece Hristiyan Demokrat CDU ile FDP koalisyonu devam eder demekteydiler.. İlk kuşkularım, CDU’lu Eyalet Başbakanı McAllister’in, kendi seçmenine hitaben yaptığı konuşmada, kendilerini, birinci ve ikinci oyların tamamını CDU’ya vermeye çağırması ile başladı.. Bilindiği gibi, Federal Almanya’daki seçim sisteminde, her seçmenin iki tercih hakkı var.. Tabii; ikinci oylar, birinci oy kadar etkili değil ama sonucu etkilemesi bakımından önemli.. Kuşkularıma gelince..! Federal Alman seçmenlerinin büyük bölümü, bu gibi söylemleri kendi özgür iradesine müdahale gibi algılar, belki de tam tersini yapar.. Saat 18.00’de kapanan sandıkların sayım ve tasnifi de, yaklaşık iki saat sonra belirmeye başlar.. Ancak; bu kez kesin ve resmi sonuçlar ancak saat 22.45 civarında açıklanabildi.. Sonuç, aynı kuşkulandığım gibi çıktı ve FDP, bırakın % 5’i aşmayı, % 9.9’a ulaştı.. Bu beklenmedik gelişme karşısında, CDU şok yaşarken, SPD ve Birlik 90- Yeşiller, kıl payı da olsa Eyalet Parlamentosunda, 1 milletvekili farkla, çoğunluğu ele geçirip, kendi koalisyonlarını kurabilecek duruma geldiler..
Aslında; bu bir eyalet seçimi deyip geçmemek lazım çünkü, Eyaletler Meclisi ( Bundesrat) çok önemli ve bu seçimle iktidar, buradaki çoğunluğu tamamen kaybetmiş durumda.. Yani; Federal Meclisten çıkan hiçbir kanun, eğer muhalefet istemez ve bu mecliste yeşil ışık yakmazsa, imzalanmak üzere Cumhurbaşkanının önüne gelemez ve kanunlaşamaz.. Bu seçim, aynı zamanda Eylül ayında yapılacak genel seçikleri de etkileyebilmesi bakımından önem kazanmaktadır.. Resmi sonuçların açıklanmasından sonra, mecburen yazının başlığını değiştirip, FDP direkten bile dönemedi.. diye yazmak durumunda kaldım..
Şimdi ne olacak..? Halk arasındaki büyük popülaritesine rağmen, Federal Başbakan Angela Merkel’in çabaları, partisini iktidarda tutamadı.. Bu arada; ülkenin ikinci büyük partisi olan SPD kendi Başbakan adayını açıkladı.. Peer Steinbrück.. Tanınan ve partisinde sevilen bir politikacı olmasına rağmen, hakkında çıkan ” Haksız Kazanç ” dedikoduları, hem kendisini, hem de partisini bir hayli yıpratmışa benzer.. Eylül’de bir ” Büyük Koalisyon ” ortaya çıkarsa şaşmamak gerek.. Şu anda görevde olan koalisyonun kurulduğu hafta, ha-ber. com ‘da yayınlanan yazımda belirttiğim gibi, ölü doğmuş bir birliktelik oluştu ama Angela Merkel’in, politika becerisi, bu yönetimi, bu günlere kadar getirebildi..
Ocak ayının çok da mutlu bir ay olduğunu söylemek, benim açımdan, pek mümkün değil.. TRT Ankara Televizyonu’ndan tanıdığım bazı arkadaşlar arasında bir yaprak dökümü başladı..
Internet üzerinden haberleşmekte olduğum eski arkadaşlardan alıyorum haberler ve tabii üzülüyorum..
Bir de Kamil Sönmez gibi, birlikte birçok anımız olan kişileri kaybetmek, bir hayli yıpratıyor insanı..
Ocak ayında Türk televizyon dünyasından bir yıldız daha kaydı.. Mehmet Ali Birand.. Seversiniz, sevmezsiniz ama kabul etmek gerekir ki, Özal’lı yıllarda, bir stil oturtmuş ve bir fark yaratmıştı..
Değinmek istediğim bir kişinin kaybı da, Türk kamuoyunda fazla yankı yapmasa da, caz müziğini sevenleri üzdü.. Birçok bestesi dünya çapında şöhrete ulaşan, caz ustası Dave Brubeck’de hayata veda etti.. Çok kişinin bilmediği bir özelliği de, değişik ritimleri caza sokmasıdır.. Bizim kendi müziğimizden bildiğimiz 8’9 ritmi gibi.. (Take Five)
Son zamanlarda sağlığı, iyice bozulan ” Müslüm Baba’ya da acil şifalar dileriz..
Değerli ha-ber.com okurları.. Bu yazı sanki ” Gamlı Baykuş ” un kaleminden çıkmış gibi oldu ama, ne yaparsınız hayat böyle..
Daha sonraki yazılarda, dünya, Avrupa ve Türkiye’deki gelişmelere değiniriz artık..
Kalın sağlıcakla efendim..
M. Deniz Olcayto
