DALGALAR KABARIRKEN, ANKARA!

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Politika, Türkiye’nin gerçek gündeminden uzak, bir itiş kakış içinde.

Siyasi Partileri birbirinden ayıran ideoloji, görüş, düşünce, fikir kısaca çizgi yok. Çizgi olmayınca da “Yok aslında birbirimizden farkımız ama Biz Osmanlı Bankasıyız” gibi bir durum var ortada. Küreselleşmenin getirdiği kimliksizleşme, Siyasi Partilerimizi de kimliksizleştirmiş durumda.

Referandum sonrası ülke ciddi bir suskunluğa bürünmüş durumda. Evet diyenler neden dediğinin farkında değil.

Şehit ve terör odaklı konuşmalar gündemde. Avrupa Birliği, ABD, Ortadoğu ilişkileri ne yazık ki yeterli yer almıyor. Partiler klasik yuvarlak cümlelerle geçiştirmiş adeta.

Oysa, Türkiye’nin önüne mayınlar döşeniyor, çarşılarda bombalar patlıyor.
Amerika, Irak’ın kuzeyinden Türkiye’yi tehdit ediyor. Başına çuval geçirmiş, ülkeyi işgal tatbikatları yapmış, uçakları ile sınırını ihlal ediyor.

Türkiye’de terörü destekleyenlerin Amerika olduğunu, NATO olduğunu, Avrupa olduğunu, isimlerini vererek her Genelkurmay Başkanı belirtiyor. Ülkenin karşılaştığı tehdit ve risklerden bahsediliyor. Tehditten söz ediyor.

Adeta yokuş aşağı yapılan açıklamalar toplumda yankı yapmıyor artık.

Ben derim ki;
– Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne kadar hiçbir zaman, bu kadar farklı iç ve dış tehditlerle aynı anda karşı karşıya gelmemiştir .

– Millet/Ulus anlayışı, ırksal ve dinsel öğelere bağlı değildir, bağlanmaya da çalışılmamalıdır. Millet/Ulus kavramı, ayrıştıran değil birleştiren bir olgudur. Millet/Ulus bir bütündür. Türk aydını; ulus devlet, üniter ve laik devletin korunmasında, her zaman taraf olmuştur ve olmaya devam edecektir.

– Cumhurbaşkanı aynı zamanda Türkiye’nin başkomutanı olarak, laikliğe, Türkiye’nin üniter yapısına bağlı olarak ve Cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil özde sahip olarak bunun gereğine göre hareket etmelidir.

– Son günlerde, terörle öne çıkan sorun, Türkiye Cumhuriyetin temel niteliklerinin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Unutulmamalıdır ki, Türk Milleti’nin zinde aydınları bu tartışmalarda taraftır ve Türk Milleti’nin varlığı ve Türk Devleti’nin bekasının kesin savunucusudur.

– Ekonomik manipülasyonlar, mikro-etnik kışkırtmalar, ülkelerin rejimlerini ve düzenlerini yeniden tanımlamalar, ülkelere aşılanan renkli başkaldırılar ve ülke isimlerinin önüne eklenmeye çalışılan akıldışı sıfatlar, ‘karanlık savaş’ olarak isimlendirilmeye çalışılan yeni yaklaşımlar olarak tanımlanabilir.

– Türkiye Cumhuriyeti, ulusal ve üniter yapısının, çağdışı bir yapı olduğunu düşünen bir yaklaşım ile karşı karşıyadır. Türk Milleti bu tehlikeli yaklaşımı fark etmek zorunluluğu vardır ve olmalıdır.

Zaman araları giderek kapanan açıklamalar, üst üste uyarılar bütününü tamamlarken giderek kabarıyor, kabarıyor… Açıklamaları iyi algılaması gerekenler ise ya anlamıyor ya da anlamak işlerine gelmiyor.

Büyüyen dalga açık denizde kırılmaz, dinginleşmezse eğer, az kaldı, kıyıda patladı, patlayacak! Tsunami ya da….

Hava, tam anlamıyla kurşun gibi ağır…
Ama Ankara’da fokurdayan kazan İstanbul merkezli medya ile Türkiye insanına tam anlamıyla yansıtılmıyor. Acaba neden ve niçin?

Unutulmasın ki; İç ve dış milli güvenliğe, devletin varlığına, egemenliğine, bağımsızlığına yönelen tehdit ve kaynakları iyi algılayabilmek, Türk Milleti’nin karşı karşıya olduğu fırsatları ve tehditleri öngörmek, doğru analiz edebilmek ve uygun vasıtalar ile karşı koymak zorunluluğu/ihtiyacı her zamankinden daha fazla hissedilir hale gelmiştir.

Lider ve kadroları ile bu gerçeği algılayamayan iktidara talip siyasi partileri seçmen doğru okumalıdır. Türkiye, gerek stratejik, gerekse jeopolitik önemi nedeniyle kendisini hiçbir zaman olayları “akışına bırakma” ya da “bekle-gör-tavır al” taktiği ile sınırlama lüksüne sahip değildir.

Tan yeri ağarmaya başlamıştır. Aydınlanma tuğ’u kılıfından çıkmıştır.

Günün Sözü: Her toplum gerçekleri konuşan, yazan aydınları ile gelişir güçlenir.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.