0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye’de neredeyse, siyasallaşmamış bir kurum hiç kalmadı.
 
Diyanet, Camiler, TSK, Yüksek Yargı, YSK, Yargı, Bürokrasi, Spor, Federasyonlar AKP’nin sahibi Reisin Siyasi Şubeleri konumuna dönüşmüştür.
ABD’nin arada bir hizaya getirmek için, askeri darbelerle bile eğip bükemediği Atatürk Türkiye’sini Siyasal İslam’ın başka ülkelerde iflas etmiş modelini, kendi projesi olan biri ile ortak atadığı FETÖ’nün de yardımıyla bir kabile devlet modelini pekiştirme aşamasına getirmişti.
 
Arada bir Mursi’yi örnek alıp efelenmek isteyip, ”Al papazı -ver papazı” denemesi yaptı, ama kendi papazını alamadığı gibi az kalsın kendisi papazı buluyordu.
Bu nedenle, içeride esip gürlese de dışarıya özellikle, ABD, AB ve Katar’a karşı; ”Boynu kıldan ince!”
 
Eskiden methiyeler dizdiği FETÖ ile aynı torbada nerdeyse soygundan, vurgundan Mursi’ye benzeyecekken ”15 Temmuz Senaryosu” ile paçayı kurtarmış, muhalefetin saflığı ile devleti tümden ele geçirme aşamasına getirmişti.
Yargı, Reis’in yasada, anayasada olmayan buyruklarına göre karar vermekte.
Eskiden Bahçeli’ye sıraladığı hakaretleri, içindeki koltuk kavgasından, ülke sorunlarına odaklanamayan CHP’ye, genel başkanına- hele ipliğini pazara çıkaran-muhalefet milletvekillerine sıralamakta.
 
 Gerektiğinde de Yine CHP’nin özellikle Genel Başkanı’nın iyi niyet saflığına getirerek çıkarttığı dokunulmazlıkların kaldırılmasını iyi kullanarak HDP’li, CHP’li ayırımı yapmadan önce tutukluyor, sonra gerekçe arıyor, bir suç unsuru bulamazsa ömrünce FETÖ ile mücadele bile etmiş olsalar FETÖCÜ diye mahkûm ettiriyor.
Yüzlerce AKP il, ilçe başkanlığı, parti yöneticiliği yapan avukatları jet hızıyla boşuna mı hâkim, savcı atadı?
En yakın örneği; CHP’nin eski Milletvekili Eren ERDEM skandalı.
 
Yargı bile artık yeter deyip tahliyesine karar verdiği halde, malum yerden gelen emirle tahliye edilmeyerek, yedi saat sonra tekrar tutuklatıp. Tahliye kararı veren aynı yargı ve aynı yargıçlarca tutukluluğunun devamına tekrar karar verdirdi.
Papaz Bronson ve Yücel’in yerine Eren Erdem tutsak etmiş oldu.
Eren Erdem’e Reisin kinini herkesin bilmesine rağmen CHP tekrar aday göstermeyerek onu gözden çıkarma hatasını yapmıştı.
 
Bu iğrenç hukuk skandalı gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında protesto edildi.
Frankfurt’ta basın açıklamasıyla CHP örgütü ve diğer demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla protesto edilmişti.
 
20 Şubat Çarşamba akşamı Frankfurt’ta Eren Erdem Dayanışma Grubu’nun düzenlediği gecenin konuğu CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’di.
HALK TV Genel Yayın Koordinatörü Serkan ASKER’in moderatörlüğünde canlı yayınla bir kez daha yurtdışına, dünyaya ve Türkiye’ye bu yargı açmazı duyuruldu.
 
Son dönemlerde mecliste ve meclis dışında enerjik çalışmalarıyla, iktidarı güç durumda bırakan soruları yanında, açıklamaları ve dik duruşuyla halkın güvenini kazanarak  verdiği mücadele ile seçmenin ilgi odağı ağı olmuştu.
Sadece, CHP’ye değil, genel siyasete de hareketlilik getirerek partili, partisiz birçok vatandaşın beğenisini kazanan bu genç siyasetçiyi beğeni ve gururla izledik.
İşlerliği kalmamış parlamentoda, AKP Genel Başkanının hegemonyasına ve onun kapı kullarına karşı direnen, parti yargısınca muhalefeti uçuk rakamlarla tazminat cezalarıyla susturamadığı CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, akıl ve bilgi dolu konuşmasıyla hem Avrupa’ya hem de Türkiye’ye moral verdi.
İki saatlik, ayakta, üstelik Promper bile kullanmadan yaptığı konuşmada terbiyesini bozmadan, hakaret etmeden çoğu kez mizah diliyle Türkiye’nin geldiği durumu anlattı.
Seyirciler ayakta çılgınca alkışlarken;
 ”HAK-HUKUK-ADALET!”-”MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ!” sloganları ta dışarılara taştı.
Hem maddi hem de moral açısından yararlı bir toplantı oldu.
Buraya kadar her şey güzel ve olumluydu.
 
Ama, aslında bir türlü ders çıkaramadığımız perde arkasında olan olayları halının altına süpürme yanlışlığını açıkça paylaşmak istedim.
Basın olanları halka doğru ve saklamadan verme zorunluluğundadır.
 Uzun zamandır sol içinde özellikle CHP Yurtdışı örgütlenmesindeki yanlış kararlar, ”Bizim olsun, küçük olsun!” Anlayışı burada da kendini gösterdi.
Kamuoyuna Ali’nin- Ali ile çatışması olarak verilmesi aslında hedef saptırmaktır.
Türkiye’de -haklı veya haksız- aday göstermeyince gidip DSP’den aday olarak, bazı kendilerini solda gösteren Partilerin CHP’ye oy verdirmeyerek AKP’ye destek vermelerini siyasi tercih olarak göstermek gerçeği saptırmaktan başka bir şey değildir.
 
Halk TV ülke için gerekli ve yararlı bir kanaldır.
Ama bazen kişilerin, grupların ayak oyunlarına bazen bilerek, bazen bilmeyerek destek vermektedirler.
 
25 Ocak 2014 yılında uzun yıllar içinde bulunduğum ve o tarihte Genel Başkan Yardımcısı olduğum Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu –HDF’in- Düsseldorf’ta UĞUR MUMCU Anma Etkinliğinde HALK TV’ye -Gezi Direnişini tüm baskılara rağmen cesur ve dürüst yayınlarıyla duyurduğu için, HDF Genel Başkanı İsmail Eren eliyle bir ÖDÜL vermiştik.
Bu anma programına CHP’yi Düsseldorf Belediye Başkanı, SPD Eyalet Milletvekilleri CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, TGF Başkanı Atilla Sertel, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Hakan Aygün katılmıştı. Ödül Töreni HALK TV tarafından canlı verilmişti.
 
İki gün sonra Hakan Aygün, Frankfurt Türkiye Sosyal Demokratları Derneği TSD’nin konuğu olarak Frankfurt’ta benim, Hasan Arslan’ın ve Figen Brand’ın yönettiği panele katılmıştı.
Daha sonraları CHP’nin Yurtdışı örgütlenmesinde gördüğümüz yanlışlıklar nedeniyle Türkiye’den yönlendirilen parti cemaat örgütlenmesi birbirine karışıp ayak oyunları başlayınca, kırk yıl Sosyal Demokrasi mücadelesi veren HDF olarak bu ayak oyunlarından uzak durma kararı aldık.
 
Daha sonra Halk TV’nin dış temsilciliğinin satıldığını duyduk.
Alan kişilerin bu konuda deneyimleri var mı yok mu bilmiyorum.
Ama HALK TV, kişilerin keyfine, çıkar ilişkilerine göre kullanılamaz diyoruz.
 
Türkiye’de 24 Haziran seçimlerinde bütün demokratik sivil toplum örgütleri desteğiyle, kurulan burada CHP’ye destek için oluşturulan Demokrasi Platformu’nun yaptığı kitle toplantılarını haber dahi yapmayan HALK TV Almanya SP ile birkaç toplantısını ayaklarına gidip program yaptığını Türkiye’de öğrenince üzülmüştüm.
 
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlaması için Frankfurt’a gelen CHP Genel Başkan Yardımcısının yedi yüz, sekiz yüz kişinin katıldığı etkinliği haber değeri saymayan HALK TV Almanya yayıncılık mı yapıyor, yoksa buradaki post kavgasını alevlendirerek gelecek için fırsat mı kolluyor?
 
Berlin’de şimdiye kadar Uğur Mumcu anma etkinliği yapmayan grubun haberini yaparken, Berlin’de onur üyesi Uğur Mumcu’yu Anma etkinliği düzenleyen Berlin HDB’nin hadi sizin için önemi yoktur.
Ama, hem Halk TV ‘de Program yapan, Enver AYSEVER’in Uğur Mumcu Etkinliğine katılmasının sizin için haber değeri yok mu?
 
Frankfurt’ta TSD-CHP örgütlerinin düzenlediği Uğur Mumcu etkinliğinin de mi haber değeri yoktu?
 
Örnekler çoğaltılabilir…
O nedenle CHP Birlik Başbakanı Ali Ercan ve CHP’ye gönül vermiş Ali Çetinkaya bırakın birbirinizle tartışmayı.
Etkinlik çok güzel ve etkiliydi
Orada bizim üyemiz Hüseyin Sıtkı, Turgut Yüksel yanında İpek, Tolga gibi sizin birliğinizden arkadaşlar vardı.
Orada elbette sizin eksikliğinizden üzüntü duyduk.
Siz de olsaydınız daha görkemli, daha etkili olurdu.
Şu anda hiç birinizin, Türkiye’nin geleceği nedeniyle çekişmeye, insanları umutsuzluğa düşürmeye hakkınız yoktur diye düşünüyorum.
Şimdi birlik zamanı.
Türkiye’nin hızla sürüklenmeye çalışıldığı bir kabile devleti eşiğinde bir dönemden geçerken, sizin gibi örgütçü ve Atatürkçü önderlerin bu oyuna düşeceğinizi sanmıyorum.
Biz kişiler için değil, ilkeler için, Laiklik için, demokrasi için Cumhuriyet için, CHP için Atatürk için birlikte AKP iktidarına karşı demokrasi mücadelesi, hak mücadelesi hukuk mücadelesi vermekle görevliyiz.
Elbette hukukla, demokrasiyle …
Gelin bu ayrılık ilk ve son olsun.
 
Hani ne derler:
CHP’ye Kıymayın Efendiler!
Gelin Birlik Olalım….
 
Yıldız AKALIN
 
 
 
Not: HDF’İn Düsseldorf’ta HALK TV ile yapılan anma toplantısının linkini ekliyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=h7RyZrsou6Y