Televizyonun izlenmeye başlanalı henüz çok uzun zaman olmadığı yıllar. Tek kanaldan siyah beyaz yayın yapıldığı günler. Bir ablamız var aile dostumuz. Matematik öğretmeni, henüz bekâr ve yalnız yaşıyor. Bizleri de çok seviyor, biz de onu. Ankara’dayız. Biz Bahçelievler’de oturuyoruz, o Maltepe’de. Canı sıkılıyor akşamları evde tek başına, kalkıp bize geliyor, kalıyor da bazen. Biz de memnun oluyoruz; henüz yeniyiz ve pek çevremiz yok. Üstelik iyi de oluyor, kardeşimin matematik ödevlerine de yardımcı oluyor.
Böyle bir ziyaret akşamında haberleri izliyoruz. Ülkenin en kötü günleri. Her gün öğrenci çatışmaları, gösteriler, patlayan bombalar, ölenler, tutuklananlar. Askeri müdahalenin yaklaştığı, bugün yarın her an ayak seslerinin hissedilip nerdeyse özlendiği süreci yaşıyoruz.
Vah vah, tüh tüh ler arasında haberler bitiyor. Ardından yorumluyor, görüşlerimizi paylaşıyoruz…
Kardeşim küçük ve Sunter abla kardeşime takılmayı çok seviyor. O ana kadar ödeviyle meşgul kardeşime, ödev bitimi soruyor: Erhan sen sağcı mısın, solcu mu? Yanıt: Biraz sağcıyım, biraz solcu. Katılıyoruz gülmekten. O ne demek Erhan, nasıl oluyor biraz sağcı biraz solcu? Bu defaki yanıtına gülemiyor, düşünüyor hatta fikir teatisinde de bulunuyoruz bir müddet. “Bazı konularda sağcıyım, bazı konularda solcuyum, bazısında dindarım, bazısında laik.” İfade biçimi yaşına yakışır çocuksulukta da olsa açılımı bizi şaşırtmıştı o yaşında.
Yıllardır bir araya geldiğimizde anımsayıp güleriz hâlâ o çocuksu özete ve sorar Sunter Abla bizim biraz sağcı biraz solcu nasıl diye.
Bazen çocuk deyip geçmemeli derim ben, çocuk kadar aklı olmayanları, çocuk kadar sağduyulu, aklıselim sahibi olamayanları gördükçe. Kulak vermeli fikirlerine çocukça da olsa ifade ediş biçimi. Zaman zaman bazı büyüklerden daha geniş ufuklu ve bilinçli olabiliyorlar. Çünkü henüz saflar, temiz, durular… Hesapları kitapları, çıkarları yok. Kirlenmemişler kısaca.
Vatanperver; vatanına, milletine, bayrağına, ülke ve ülke insanının çıkarlarına saygılı, adaletli, dürüst, düzgün, demokrat, cumhuriyetçi, aydın, çağdaş, aynı zamanda da dindar olmanın özetiydi söyledikleri. Her kendini bilende, her aklıselim sahibinde olması gereken özelliklerdi. Hiçbiri tek başına bir gurubun tekelinde olamazdı. Hepsi hepimize ait olması gerekenlerdi. Hepsi hepimizindi, Bu güzel ülkemin de olması gerektiği gibi.
Çocuk yalınlığıyla ve duygularıyla da olsa, iyi bir tariflemeydi anlatılmak istenen.
Çocuklara kulak vermeli; düşünmeli ve güzelliklere ulaşmak için o çocukça deyişle, galiba biraz sağcı, biraz solcu olmalıyız!
Ülkece gerçekleri görmeye, uzlaşıma ve sağduyuya ihtiyacımız var çünkü!
Hele ki bu günlerde!
Perihan Reyhan Alkan
GÜNCEL
10 saat önceABD
10 saat önceABD
11 saat önceALMANYA
11 saat önceALMANYA
12 saat önceALMANYA
12 saat önceALMANYA
12 saat önce