AVRUPA BİRLİĞİ (AB) İLE MÜLTECİ VE VİZE PAZARLIĞI

ABONE OL
11:51 - 23/10/2020 11:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

AVRUPA BİRLİĞİ (AB) İLE MÜLTECİ VE VİZE PAZARLIĞI


Sayıları bir buçuk Milyona varan Mülteciler Avrupa’da gündemden düşmüyor. Avrupa özelliklede Almanya’da bu nedenle halkta hükümete, Başbakan Bayan Merkel’ e büyük bir öfke var.
İç politikada bu baskı, Koalisyonun Bavyeralı ortağı CSU`nun talepleri AB`yi ve Merkel’i Suriyeli Mültecilerin geçiş güzergâhı ve çıkış noktası olan Türkiye ile pazarlığa zorluyor.
Mülteciler üzerinden yapılan müthiş bir pazarlık bu. Yani kasap mal koyun can derdinde. 
Kim ne derse desin soruna her neresinden bakarsak bakalım Suriye’de yaşanan iç savaş büyük bir insanlık trajedisidir. Türk hükümetinin mezhepçi bakış açısıyla yürüttüğü ve hayal kırıklığıyla, yenilgiyle sonuçlanan bu dış politikası Türkiye’yi bölgede yalnızlaştırmıştır.
İnsani duygularla, duygusal yaklaşılarak bu sorunun çözülemeyeceği aşikârdır. Bu sorun Türkiye’yi kısa sürede çok büyük bir ekonomik külfetle baş başa bırakmıştır ve uzun vadede sosyolojik anlamda da çok yoracaktır.
Yönetilemeyen, koordine edilemeyen üç milyona yakın Mülteci kitlesi toplum için bir saatli bomba olabilir. Bu nedenle Türkiye’deki Suriyeliler ’in eğitim, barınma, çalışma koşullarını düzenleyen Hukuki Statü bir an evvel hayata geçmelidir.
Bunu biz Almanya’da yapıyoruz. Buraya sığınan Suriyelileri, Iraklıları, Afganları, Afrikalıları, İranlıları Uyum-Dil Kurslarına yolluyor, çocuklarını hemen Yuvalara, Okullara yazdırıyoruz.
Çok özür dilerim ama ben Almanya’da Şehir İdaresinin Uyum ve Göç dairesinde çalışan birisi olarak bunları yazıyorum.
AB`nin ve Birleşmiş Milletler ’in konuya duyarsızlığı sorunu adeta tüm boyutlarıyla şu anda Türkiye’nin üzerine yıkmış durumda. Şu anda çok sıkıştılar o nedenle
Avrupalılar Türkiye’yi para ve Vize muafiyetiyle ikna etmeye, kandırmaya çalışıyorlar.
Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği (AB) ülkelerine vizesiz seyahat etmesinin önünü açacak görüşmelerin Brüksel, Ankara ve İstanbul’da yapılacağını öğrenmiş bulunuyoruz.
Umarız Vizeler kalkar ama sadece Patronlara, İş dünyasına değil, normal vatandaşlara da.
Tüm bu pazarlıklarda Avrupalıların Türkiye’deki son siyasi duruma, el koymalara, muhalif kesim, basın, medya üzerindeki tarifsiz baskısı, Kürt sorununun savaşla, yıkımla çözmeye yönelik müdahalelere sessiz kalması kabul edilecek bir şey değildir. 
Avrupalıların şu günlerde kendi çıkarları için Türkiye’nin Güneydoğusundaki insan hakları ihlallerine göz yumması kendini inkârdır.
Umarız olmaz ama maazallah Türkiye ikinci bir Suriye olursa Almanya bunu en şiddetli biçimde hissedecek ülke konumundadır.
Bu nedenle aracı olmalı, uzlaşmaya katkı sunmalı Türkiye’deki iktidarı uyarmalıdır.
Göçmenlerle, Mültecilerle ile ilgili yapılacak bu tip pazarlıklar kozmetik çalışmalardır. Sorunun çözümüne katkı sunmaz.
Göçü önlemek için fakirlik, yoksulluk yok edilmeli, bölgeler arası ve gelir dağılımındaki uçurum kaldırılmalı, savaşları durdurmalı demokrasiler inşaa edilmelidir.
Göç eşittir hüzün, topraklarından kopuş, sürgün, gözyaşı, ayrılıklar, kasvet, yalnızlıklar ve ölümdür.
Böyle bir siyasi tarihin, ağırlığın altında yaşamak Arapların, Kürtlerin, Süryanilerin, Ermenilerin ve muhalif Türklerin yani tüm Ortadoğu halklarının kaderi olmamalı.
Bu Köşe yazımı aşağıdaki iki güzel söz ve tespitle noktalıyorum:
. “Sürgün hakkında düşünmek tuhaf bir biçimde muteber bir şeydir de sürgünü yaşamak korkunçtur. Sürgün, bir insan ile doğup  büyüdüğü yer arasında, benlik ile benliğin gerçek yuvası arasında zorla açılmış olan umarsız gediktir: Özdeki hüznün üstesinden gelmek mümkün değildir.” Edward Said 
“Ölüm ile ayrılığı tartmışlar, elli dirhem fazla gelmiş ayrılık.”  Anonim

Sevgi ve Muhabbetle

Mehmet Tanlı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.