ALMANYA’DA TÜRK OKULLARI

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Angela Merkel’in Türkiye gezisi öncesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın aniden Almanya’da Türk okulları açılmasını istemesi sanırım bu gezide ele alınacak, örneğin imtiyazlı ortaklık gibi konuların önüne geçti. Birbiri ardına demeçler verildi; Türk okullarına karşı olanların koro halindeki tepkileri utangaç ifadelerle “olsa ne olur” diyenlerin cılız sesini bastırdı. Almanya’daki siyasi partilerin böylesi konularda derhal aynı tondan konuştuklarını biliyoruz. Bu onların tarzı, eleştirecek değilim. Fakat şu Türk okulları meselesine ilişkin görüşlerimi alt alta sıralamak istiyorum.

Almanya’da Türk okulu açmanın zamanı geçmiştir. Bu işi bundan 20-25 sene önce ele almak o günün koşullarına göre belki uygun olurdu. En uygun eyalet de o zamanlar Bavyera idi. Çünkü bu eyaletin siyaseti Türklerin mutlaka günün birinde Türkiye’ye dönecekleri, dönmeleri gerektiği doğrultusundaydı. Nitekim Münih’de bir Yunan Gymnasium’u faaliyete geçmişti. Ama bu okuldan mezun olan Yunan çocuklarına doğrudan üniversiteye yazılma hakkı bile verilmiyordu. Ben Münih Üniversitesi’nin Studienkolleg’inde hep Yunanlı öğrencilerle okudum (1973-1974).
Aradan geçen bu kadar zamandan sonra, Almanya’da – doğru veya yanlış – entegrasyon tartışmaları belli bir noktaya gelmişken, hatta “ne yapsak da Türk kimliklerini unuttursak!” kaygıları neredeyse açıkça dışa vurulmuşken bu memlekette Türk okulları açtırmazlar.
Hem bu okulları Türkiye’nin Milli Eğitim Bakanlığı mı, yoksa özel kuruluşlar mı açacak, okullar paralı mı olacak, eğitim kadrosu, ders programları, fiziki olanakları kim tarafından ve nasıl hazırlanacak; tüm bunların üstesinden gelmek küçümsenecek iş değil. Daha yakınlarda Türkçe ve Türk Kültürü derslerini verecek öğretmenlere Almanya vizesi vermemek için düzenlemeler yapmaya kalkışan Almanya şimdi böylesine radikal bir talebe evet der mi?
Konu Türk okulları değil de başka bir ulusun çocukları için o ulusun devlet makamlarının Almanya’da okul açmaya kalkışma konusu olsaydı biliyoruz ki tartışmalar böyle ayyuka çıkmazdı. Hepimiz yine biliyoruz ki, Türklerle ilgili her ne olursa olsun birdenbire müthiş ilgi ve duyarlık uyandırıyor. Türk okulu açmak çok gerekli kabul edilse bile bu psikolojik ortamda olmayacak bir iş şeklinde algılanmaya mahkum.

Şimdi gelelim ne yapılması gerektiği hakkındaki düşüncelerime. Eğer hem Türk hem de Alman hükümetleri Almanya’daki Türk çocuklarının daha iyi eğitim fırsatlarına kavuşmalarını gerçekten istiyorlarsa bu ülkede Türk ve Alman çocuklarının birlikteliğini pekiştirecek, her iki grubun da birbirlerinin kültürünü öğrenip sevecek ve böylece kaynaşmayı da mümkün kılacak bir okul modeli üzerinde anlaşabilirler. Bu modelde Alman öğrencilerin de ülkenin en büyük yabancı grubunun dilini ve kültürünü öğrenmeleri, karşılıklı saygı ve sevgiyi her değerin üstüne taşımaları mümkün kılınabilir. Ülkedeki Türk toplumunun Alman çoğunluk toplumu içinde eriyip yok olmasını beklemek boşunadır. Mesele, insanları birbirine yakınlaştırmak ve onları sunulan eğitim fırsatlarından eşit olarak yararlandırmaktır. Madem bu toplumda birlikte yaşanıyor, yaşanacak, o zaman bu birlikteliği pekiştirmek üzerinde uzlaşmak gerekiyor. Bunu da dayatmalarla veya sonu gelmeyecek tartışmalarla hayata geçiremezsiniz.

İyi bir hafta dileğimle.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.