“Kendi Kaderimizle Baş Başa Bırakıldık”

“Kendi Kaderimizle Baş Başa Bırakıldık”

ABONE OL
23:19 - 06/08/2021 23:19
“Kendi Kaderimizle Baş Başa Bırakıldık”
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

“Az insan var diye bizi kaderimizle baş başa bıraktılar. Kumlubük’teki yangını söndürmek için çaba harcamadılar.” Türkiye’nin cennet köşelerinden Marmaris’in en bakir bölgelerinden Kumlubük’te yaşayan Nurten Turan, günlerce orman yangınıyla boğuştuktan sonra yaşadığı hayal kırıklığını bu sözlerle anlatıyor.

Nurten Turan yedi çocuklu Demirtaş ailesinin çocuklarından biri. Yangının Pazar günü şiddetini arttırmasından sonra baba ocağını korumak için diğer kardeşleriyle birlikte Kumlubük’e gelmiş.

Aile, arkalarında bulunan tepenin sırtında alevlerin artması üzerine kendi önlemlerini alırken bir de Orman Yangını İhbar Hattı 177’yi aramış.

“Zamanında uçaklar durdursaydı bu yangınlar olmayacaktı”

Kumlubük’te arıcılık yapan 38 yaşındaki Şaban Demirtaş, defalarca telefonların yüzlerine kapandığını söylüyor.

Demirtaş, “Biz üç gün tepelerde yangını durdurduk. Devletimizden yardım istedik, 177’yi aradık. 3 gün boyunca yalvardık. ‘Gelin, yardım edin’ diye yalvardık. ‘Akut’u gönderelim’ dediler, ‘Biz uçak istiyoruz, helikopter istiyoruz’ deyince telefonlar hep kapandı. Biz de dört beş köylü toplandık, su havuzumuzu doldurduk, hortumlarla yangına müdahale ettik. Ama ormanımız yandı. Zamanında uçaklar bir saatliğine gelseydi bu yangınlar olmayacaktı” dedi.

Şaban Demirtaş yirmi yılı aşkın süredir arıcılık yapıyor. Ancak bu yıl bal hasadı yapması mümkün değil. Zira 300 kovanından geriye pek az arı kolonisi kalmış. Arıların çoğu yangından kurtulamamış. Her yıl 5000-6000 kilo üretirken bu sene neredeyse hiç bal üretemeyecek. En az kardeşi kadar üzgün olan Nurten Turan feryat ediyor, “Arıcılık bitti, bu sene Marmaris çam balı olmayacak. Belki de yıllarca olmayacak. Bu insanlar ne yapacak?”

“Biraz yeşil ağaç kaldı da bizim yangımız sönmedi daha”

Aşçı olan ablası Nurten Turan gibi turizm sektöründe çalışan Işıl Demir de günlerdir bir taraftan yangınla mücadele çalışmalarına destek verirken bir yandan da yemek hazırlamış.

Bugün erzak yardımları çoğaldığı için mutfaktan çıkmış.

Demir, “Üç gün biz yangınla savaşırken helikopter istediğimizde bizi kaale almadılar. Ormanlarımızın yanması beş dakika sürdü” diye serzenişte bulunurken soğutma çalışmalarına katılan helikopterlerden birinin pervane sesi geliyor.

Işıl Demir kızgınlıkla “Yangın söndükten sonra bunlara ne gerek var ki. Zaten devlet büyüklerimiz de yangından sonra geldi. Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesiyormuşuz. Çok şükür biraz ormanımız kaldı” diye söylenirken Nurten Turan sözünü kesiyor; “Biraz yeşil ağaç kaldı da bizim yangımız sönmedi daha. Yangınımız devam ediyor. Dumanlar tütüyor tepelerde. Bir yerden yangın çıkacak diye onu bekliyoruz. Kıvılcım çıkacak diye onu bekliyoruz.”

“Fotoğraf çekiyorlar ama yangına bir bardak su atmıyorlar”

Durdu Tuncel, Demirtaş ailesinin en büyük çocuğu.

Çocukluğunun geçtiği tepeler şimdi kapkaranlık bir kabus gibi duruyor karşısında.

En çok da yeterince yardım gelmemesine içleniyor. Tuncel, “Sağolsun buraların, Turunç’un, Kumlubük’ün çocukları geldi, yangını söndürmek için canla başla çalıştılar. Ama kimileri de geldi dışarıdan. Sadece fotoğraf çekiyorlar. Bir bardak su dökmüyorlar. Ondan çok sinirliyim” dedi.

Hava müdahalesi neden gecikti?

Demirtaş ailesinin evi, Kumlubük’teki yardım merkezi haline geldi sabahtan beri. Yalnız yemek değil, her nevi içecek de buzlu kaplarla bırakılıyor. Onlar da ormanda çalışan işçi, gönüllü ve itfaiyecilerin yiyecek ya da içecek ihtiyacını karşılıyor. Her gelen, evin önündeki ağacın altında bir soluklanıyor.

Yeni gelenlerle yangının seyri hakkında görüş alışverişinde bulunuyorlar. Herkes hava müdahalesinin gecikmesinden şikayetçi. Bir öğretmen söze giriyor, “Herkes eşit de bazıları daha fazla mı eşit? Neden bize uçak gönderilmedi. Ayrıca Kumlubük’ün imar planı çıktı, bir gün sonra bu yangın, şimdi başımıza gelenler nedeniyle şüphelendiğimizde haksızlık mı ediyoruz?” diye soruyor.

VOA tarafından geçilen “Kendi Kaderimizle Baş Başa Bırakıldık” haberinde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. “Kendi Kaderimizle Baş Başa Bırakıldık” haberi web sayfamıza otomatik olarak VOA sitesinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan “Kendi Kaderimizle Baş Başa Bırakıldık” haberinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • Mert

    Ahlaksız AKP yandaş medya Vatandaşımızı yanıltıyor, vatandaşı kandırıyor her şeyin çok iyi organize olduğunu, yangın söndürme mücadelesinin iyi gittiğini haber yapıyor. Oysa içinizde yaşayan ahlaksız AKP yandaş medya grubu doğruları yazmaktan geri duruyor, Zira onlar taptıkları Putların emrinde yaşarlar. Marmaris İçmeler’de Halk TV canlı yayını basacak kadar alçalmış AKP iktidar yanlısı putperest toplumla 19 yılımız geçti acı verici ama bir gerçek.

    ”Özgürlük” için,“hür düşünce” için, “temel hak ve özgürlüklerin kullanımı” için“itaat”ten önce “isyan” lazımdır; “İtaat” “isyan Bilinci” üzerine bina edilmelidir.
    Nitekim müslümanın “iman”ı “isyan”la başlar. Önce “Lâilahe” diyerek bütün ilahlara isyan edersin; ardında “itaat edilecek tek ilah” olarak Allah’ı tasdik ve ikrar edersin. Yani Allah’a itaat, başka her şeye ilaha red ve isyandan sonra, o “red isyan bilinci”nin üzerine bina edilir.
    Müslümanın Allah’a imanı ve itaati “isyan”la başlar da hayatı “körükörüne itaat” üzere mi biçimlenir? Hayır! “İman”da olduğu gibi, müslümanın hayatı “isyan bilinci” üzerine biçimlenir. Çünkü, eğer itaat Allah’a ise, eğer itaat İslam’ın hükümleri çerçevesinde ve Allah’ın hudutları dahilinde ise, başka her şeye isyan etmek gerekecektir; çünkü İslam’ın hükümlerine itaat etmiş olmak için öncelikle başka hükümlere isyan etmiş olmak lazımdır. “Allah’ın hudutları”nda kalmak için başka hudutları çiğnemek gerekecektir.
    Mesela İslam’a göre, “Allah’a isyan hususunda mahlûka itaat yoktur.” Yani kişiler ve sosyal kümeler, eğer “mahlûka, âmire, lidere, rejime, sisteme, devlete, itaat” Allah’ın hudutlarını aşıyor, İslam’ın hükümlerinden taşıyorsa, o zaman itaatle değil, isyanla mükelleftirler.

    Yanıtla
    +0
    -0